"çekirdeğin" - Translation from Turkish to Arabic

    • النواة
        
    • نواة
        
    • اللبّ
        
    • صميم
        
    • الصميم
        
    • قلب الحماية
        
    • للنواة
        
    Zemin kat çekirdeğin yaşadığı yerdi, elektronlar üst katlara yerleşmişti. Open Subtitles تسكن النواة في الطابق الأرضي بينما تشغل الإلكترونات الطوابق الأعلى
    İki protonu olan çekirdeğin element sayısı ikidir helyum olarak bilinir. Open Subtitles النواة ذو البروتونين تشكل العنصر رقم 2 والمعروف أيضاً بإسم الهيليوم
    Araya giriyorum ama çekirdeğin iki atlayışı da yapacak gücü var. Open Subtitles لوكانلي أن أتدخّل.. لدى النواة ما يكفي من الطاقة لتنفيذ القفزتين.
    Bu durum bizim, atomun yapısını anlamamız için önemli bir yere yönelmemizi sağladı. Atomlar, tek bir çekirdeğin etrafında dolanan elekronlardan oluşur ve TED هذه الملاحظات ، ساعدة في فهم تركيب الذرة لأنها شرحتها كالتالي الذرة مكونة من نواة واحدة و إلكترونات تدور حولها
    İnsan tarihinin tamamı bu çekirdeğin üzerinde toplanır. Open Subtitles .. وكل تاريخ البشري أخذ حوالي هذا القدر من اللبّ
    Biz çekirdeğin içine doğru ineceğiz. Open Subtitles تقفز إلى صميم تكويننا الجُسمانى و الكون المادّي نفسه.
    Soğutma sistemini durdurduktan sonra çekirdeğin patlaması için 10dk geçmesi gerek. Open Subtitles - بعد إيقاف نظام التبريد ستأخذ -10دقائق ليصل الصميم للمرحلة الحرجة
    Bu garip. çekirdeğin çok yüksek bir yoğunluğu vardır. TED وهذا غريب. لدى النواة كثافة عالية بشكل جنوني.
    Bunun yerine çekirdeğin kendisiyle birleşebilirdi ve sonra çekirdek oldukça kararsız bir hal alacaktı. Open Subtitles بالمقابل، قد يندمج بالنواة نفسها. ومن ثمّ تصبح النواة قلقلة للغاية.
    Rutherford, çekirdeğin atomun kendisinden 10000 kere daha küçük olduğunu hesapladı. Open Subtitles حسب رذرفورد النواة بأنها أصغر بـ10000 مرة من الذرة نفسها
    Mavi çekirdeğin çıkarılıp Barış Muhafızına nakledilmesini istiyorum, hemen! Open Subtitles انا اريد نقل النواة الزرقاء داخل حافظ السلام الان
    Ben sadece elektronların çekirdeğin yörüngesinde dolanması prensibini kullandım, ama bildiğiniz gibi bu daimi hareketi simule edebilmek için bir negatif entropi oluşturmamız gerekir. Open Subtitles قمت بنقل مبدأ التجاذب الكهربائي حول النواة .. ولكن كما تعلمين ، لمحاكاة دورانها المستمر سيتطلّب ذلك إنتروبيا سلبية ..
    Kaçan elektronun enerjisi ile yeni elementin enerjisinin toplamı orijinal çekirdeğin enerjisinden daha azdı. Open Subtitles طاقة الإلكترون الهارب بالإضافة الى طاقة العنصر الجديد يقل مجموعهما عن طاقة النواة الأصلية
    Şimdi katlayınca çekirdeğin düzelmesi lazım, değil mi? Open Subtitles لذلك ان طويتها يجب أن تكون النواة قادرة على الالتحام مع بعضها ، أليس كذلك ؟
    Kendilerinden çok büyük pozitif çekirdeğin etrafında Open Subtitles حيث أن الذرّات التى صُنعنا منها تملُك إلكترونات ضئيلة سالِبة الشحنة تدور حول نواة كبيرة ضخمة موجبة الشُحنة.
    Atomik çekirdeğin ortasında, üstünde birkaç toz parçasıyla birlikte... bu kayadan şu kayaya kadar... genişleyen dev bir küre düşünün. Open Subtitles تخيل ذلك المجال العملاقة يتمحور حول نواة الذرة... امتد على طول الطريق إلى تلك الصخرة وبعدها، مع بضع نقاط الغبار.
    ki öyle değil -- ve o arabaların hepsini kutunun içine koysaydık, çekirdeğin yoğunluğuyla aynı olurdu. TED وذلك غير صحيح - ووضعنا كل هذه السيارات في مربعك، سيكون ذلك بقدر كثافة نواة.
    çekirdeğin bulunduğu laboratuardaki buzları çözen ekip o buzları ne yaptı? Open Subtitles مرحباً، ماذا فعل طاقم إزالة الجليد بكل ذلك الجليد الذي كان في مختبر اللبّ ؟
    Sıcaklık kontrolü yaparak, çekirdeğin bütünlüğünü korumakla ilgileniyorum. Open Subtitles أنا مهتم في الحفاظ على سلامة اللبّ
    çekirdeğin erimesine 1 dakika. Open Subtitles دقيقة واحدة إلى صميم الإنصهار
    çekirdeğin neden yapıldığını bulmak için geminin sensörlerini yeniden ayarlamalıyım. Open Subtitles أحتاج لإعادة تشكيل المجسات لأجد مما يتشكل الصميم
    Yani kendini yok etme komutunu bulmak için çekirdeğin açık kalması gerekiyor. Open Subtitles ما الذي أعنيهِ هو عليك مُغادرة قلب الحماية و تدعهُ يعمل أذا عليك الذهاب و العثور على التدمير الذاتي للقيادة
    Tıpkı mıknatısların birbirini itmesi gibi çekirdeğin benzer pozitif yükleri ve alfa parçacıkları da birbirini itecekti. Open Subtitles وكما يتنافر مغناطيسان مع بعضهما، فإن الشحنات الموجبة المتماثلة للنواة وجسيمات ألفا تنافر بعضها أيضاً.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more