"çocukluktan" - Translation from Turkish to Arabic

    • الطفولة
        
    • صغاراً
        
    • الصغر
        
    • أطفالاً
        
    • طفولةِ
        
    • الطفوله
        
    • أطفالا
        
    • الطفولةِ
        
    • طفلًا
        
    • طفولتك
        
    • طفولتها
        
    • طفولته
        
    • الصِغر
        
    Burada bir genç kızın, çocukluktan kadınlığa olan serüveninin bir parçasını yaratıyoruz. Open Subtitles نحن نخلق قطعة عن يوميات فتاة من مرحلة الطفولة إلى مرحلة البلوغ.
    Ben bugün, ABD'de çocukluktan yetişkinliğe geçiş yolculuğunda önemli rol oynayan ikinci kurumdan bahsetmek istiyorum. TED أريد الحديث إليكم اليوم عن المؤسسة الثانية التي تشرف على الرحلة من الطفولة إلى البلوغ في الولايات المتحدة.
    Onu çocukluktan beri tanıyorum, ve ona güvenebileceğimi biliyordum. Open Subtitles كنت أعرفه جيدا منذ الطفولة و كنت أعرف أنني أستطيع الثقة به
    Buradaki tüm doktorların çocukluktan beri kurtulmaya çalıştıkları kusurları var. Open Subtitles كلّ طبيب في هذا المكان لديه عيوب يحاول تصحيحها منذ أن كانوا صغاراً
    Dinazorların çocukluktan yetişkinliğe geçerken çok değiştiğine ilişkin pek çok kanıt bulduk. TED ووجدنا الكثير من الادلة على ان الديناصورات تتغير على طول مرحلة نموها منذ الصغر نحو البلوغ
    çocukluktan beri takılırız onlarla Open Subtitles كنا نتسكع هناك عندما كنا أطفالاً عليك المجىء
    çocukluktan bir şey yakalamaya filan çalışmıyorum. Open Subtitles أنا لا أحاول أن أحصل على أي شيء من الطفولة إنها مقززة
    - Nasır oluşumundan bunun çocukluktan kalma bir kırık olduğu belli. Open Subtitles هذه إصابة من زمن الطفولة هذه ستعطينا الهوية التي نحتاجها
    adi herif, sen çocukluktan beri, bir şey veya diğeriyi satmaktasın.. Open Subtitles ماكر، لقد كنت تبيعنا الأشياء منذ الطفولة
    - Sanki çocukluktan kalma birşey gibi. - Çocukluk. Open Subtitles وبعدها تتلاشى وكأنه شيئاً ما قادم من الطفولة
    Mesela çocukluktan yetişkinliğe, bekarlıktan evliliğe, bir cemiyete girişte. Open Subtitles من الطفولة للبلوغ من العزوبية للزواج أو الدخول في مجتمع معين
    çocukluktan bu üzgün ve bitkin yetişkenliğe geçişte... neyin eksik olduğunu düşünüp duruyordum. Open Subtitles بقيت أتساءل ما الذي كان مفقودا في انتقالهم من الطفولة السعيدة إلى هذا الحال بالغين و تعساء كان قصب السكر
    Aslında nasıl biri olduğumu biliyorsun. Birbirimizi çocukluktan beri tanıyoruz. Open Subtitles تعرفينني من الداخل لقد عرفنا بعضنا منذ الطفولة
    Bu yüzden henüz çocukluktan itibaren bunları öğrenmeye başlamamız gerekir. Open Subtitles .. لهذا ، علينا أن نبدأ بتعلّمها .. بينما لا نزال صغاراً
    Siz ikiniz çocukluktan beri böylesiniz. Birlikte çalışamıyorsunuz. Open Subtitles أنتما هكذا منذ الصغر لا يمكنكم العمل معاً
    çocukluktan beri birbirimize sözlüyüz. Open Subtitles موعودة بالزواج لبعضنا البعض منذ أن كنا أطفالاً
    çocukluktan beri çok yakın oldukları ve parkta birbirlerinin popolarını kokladıkları düşünülürse, bu o kadar da garip değil. Open Subtitles هو لَيسَ ذلك السخيفِ، منذ هم كَانتْ أحبّةَ منذ طفولةِ. هم يَشْمّونَ أردافَ بعضهم البعضِ.
    çocukluktan mı yoksa sonradan mı geliştirdin? Open Subtitles هل هذا من ايام الطفوله او او بنيتها لاحقا؟
    Biz, Anna, Peder Brian ve ben çocukluktan beri tanışırız. Beraber oyun oynardık. Open Subtitles -أنا وآنا والقس برايان اعتدنا اللعب سويا حين كنا أطفالا
    "O", Anne-Marie'nin evinde çocukluktan izler taşıyan yoğun keşiflerde bulundu. Open Subtitles أو وَجدتَ في بيتِ آن ماري وضعها كانت متوترة مِنْ الطفولةِ
    çocukluktan beri tatillerimi geçirdiğim bir evim var. Satmaya geldim. Open Subtitles أملك منزلًا هناك حيث أقضي فيه الإجازة مذ كنت طفلًا.
    çocukluktan çoktan çıkmış olmanıza rağmen hiç sümüğünüzü yediniz mi? TED هل سبق وأن أكلت مخاطاً في السابق أثناء طفولتك ؟
    Bu kızın çocukluktan gelen ciddi akıI rahatsızlıkları var. Open Subtitles هذه البنت لديها تاريخ عقلى من المشاكل التى تعود لفترة طفولتها
    çocukluktan beri, ne zaman bunu yapsa daha kolay hatırlıyor. Open Subtitles فمنذ طفولته ، إعتاد فعل ذلك إنه يساعده على تذكر الأحداث لإنعاش الذاكرة ؟
    çocukluktan beri hayalini kurduğumuz hayatı istiyorum. Open Subtitles أريد الحياة التي حلمنا بها منذُ الصِغر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more