- Lanet olsun. Arkaya dikkat edin. Bebek çok çabuk geliyor. | Open Subtitles | يجب أن ندخلها غرفة المخاض ونولدها حالا. الطفل يخرج بسرعة كبيرة. |
Ve çok çabuk olarak, son zamanda üzerinde çalıştığımız bir şey, Londra valisi tarafından yolculara özgürlüklerini yeniden kazandıracak yeni bir otobüs tasarlamak için görevlendirildik. | TED | و بسرعة كبيرة ، شيء ما كنا نعمل عليه قريبا جدا وكان بتكليف من رئيس بلدية لندن لتصميم حافلة جديدة تعطي الراكب حريته مرة أخرى. |
Numaramı aldıktan sonra çok çabuk aradın. | Open Subtitles | أنتِ تتصلي بي بسرعة جداً بعدما حصلتي على رقمي |
İki hafta çok çabuk bitmişti. | Open Subtitles | الإسبوعان مرا بسرعة شديدة متعت غرايس نفسها. |
Bu yeterli olmaz mıydı? Sonra çocuklar hayli destek, terbiye ve eğitim alacaklardı. Dünya nüfusu çok çabuk düşecekti ve herkes çok mutlu olacaktı. | TED | ربما لا يكون ذلك كافيا؟ وبالتالي الأطفال ربما يحصلون على الكثير من الدعم التنشئة والتوجيه وسكان العالم ربما يتراجعون بسرعة فائقة وسيكون الجميع سعداء جداً. |
Fakat Fred, her şey çok fazla, çok çabuk olmadı mı? | Open Subtitles | ولكن ، فريد ، أليس كل هذا كثير جداً سريع جداً ؟ |
Zaman çok çabuk geçiyor. Dayanacak gücüm kalmadı. | Open Subtitles | الوقت يمضي بشكل سريع جدا ليس لدي قدرة على التحمل |
Ama bu çok çabuk karıştırıyor ve sarısını da ayırıyor! | Open Subtitles | و لكن هذا يضرب بسرعة جدا كما أنه يفصل أيضا |
Amcam Earl, kağıt oyununda elini asla çok çabuk belli etme derdi. | Open Subtitles | عمي أخبرني بأن لا يجب أبداً أن أبعد يدي مبكراً جداً في لعبة البطاقات |
makineler bilgilerini çok çabuk olarak paylaşabilirler. | TED | الآلات تستطيع المشاركة بالمعلومات بسرعة كبيرة. |
Bugünlerin tadını çıkar. çok çabuk büyüyorsun. | Open Subtitles | تعلقي على هذه الأيام، راشيل لا تكبري بسرعة كبيرة |
Öyle yaptığında çok çabuk boşalıyorum. | Open Subtitles | لكنّي أصبحت أقذف بسرعة كبيرة بهذا الطريقة |
Şunlara da bakın. çok çabuk büyüyorsunuz. | Open Subtitles | انظروا إلى أنفسكم أنتم تكبرون بسرعة كبيرة جداً |
İnsanlar bir ilişkiye çok çabuk atladığında işte böyle oluyor. | Open Subtitles | وهذا هو ما يحدث عندما يكون الناس القفز الى العلاقات بسرعة كبيرة جدا. |
Çalışmalarınızı takip ediyorum.Dersinize girmeye çalıştım ama sınıf çok çabuk doluyor. | Open Subtitles | أعرف أعمالك تعبت وأنا أحاول أن ألتحق بإحدى صفوفك ، ولكنها تمتلئ بسرعة جداً |
Sanırım, yüzeye çok çabuk çıktım. | Open Subtitles | حتى لا أضطر, كما أعتقد إلى الخروج إلى السطح بسرعة شديدة |
Daha fazlasını da öğrenebilirdim, ama çok çabuk döndünüz. | Open Subtitles | أجل , "زي" . و كنتُ لأعرف المزيد عنه -لكنكِ جئتِ بسرعة فائقة |
Dikkatini vermeye başladığında, değişim çok çabuk gerçekleşir. | Open Subtitles | عندما تَبْدأُ بالإنتباهِ التغيير يَحْدثُ سريع جداً |
çok çabuk Kahretsin. koy geri. | Open Subtitles | اللعنة, هذا تم بشكل سريع جدا. ارتدي ملابسك مرة أخرى. |
Tamam, ama çok çabuk uzlaştın. | Open Subtitles | حسنا,رائع مع ذلك الطريقة التي وافقت بها بسرعة جدا تجعلني اتسائل ما نوع الامور التي أخبرتها اياها |
Profesyonel kariyerlerimiz çok sağlam olsa da, son kullanma tarihlerimiz çok çabuk gelir. | Open Subtitles | حتى لو كانت حياتنا المهنية كبيرة تاريخ إنتهاء الصلاحية يأتي مبكراً جداً |
Parazit çok çabuk olgunlaşıyor. | Open Subtitles | إن هذه الكائنات تنمو بسرعه كبيره |
Birinde çok çabuk yığılmanın başladığını görebilirsiniz. | TED | تستطيع أن ترى أن في أحدهما أن الأشياء تتكل سريعًا. |
Lanet olsun. Bu çok çabuk olmadı mı? | Open Subtitles | اللعنة هذا كان سريعاً , اليس كذلك ؟ |
Her şey çok çabuk oldu. Tek görebildiğim pençeleri ve dişleriydi. | Open Subtitles | لقد حدث ذلك بسرعة كل ما رأيته هو مخالبٌ وأسنان |
O konuyu çok çabuk atlattı. Tuhaflık daha sonra başladı. | Open Subtitles | لقد تغاضي عن ذلك سريعا ولكن الغرابة فيما بعد ذلك |
Pek çok insanın yardımıyla bunların hepsi çok çabuk gerçekleşti | TED | وكل هذا حدث بشكل سريع بفضل مساعدة الكثير من الناس. |
Yine de şaşırdım. çok çabuk oldu. | Open Subtitles | على الرغم من أني متفاجأة لقد حدث الأمر بسرعة |