| Tüm bu gördüğünüz çok küçük bir kum tanesi. | TED | هذه حبة صغيرة جداً من الرمل، هذا الشيء كله. |
| Tapirler çok küçük, izole, birbirinden kopuk popülasyonlar olarak yaşarlar. | TED | وتوجد حيوانات التابير في مناطق صغيرة جدا منعزلة وغير متصلة |
| Eğer benim gibi bir şeyseniz, geceleri ısmarladıklarınızı atmak için çöp tenekesi çok küçük değil mi? | TED | إذا كنتم مثلي، فسلة المهملات صغيرة جدًا لكمية الوجبات الجاهزة التي تشترونها كل ليلة، أليس كذلك؟ |
| Eğer baskılama indeksi çok çok küçük bir rakamsa, baskılanmış olma ihtimaliniz çok yüksektir. | TED | إن كان مؤشر القمع صغيرا جدا للغاية، بعد ذلك قد تكون أنت ذاتك تحت القمع. |
| Bu şaseyi serbest hale getirdi, yani bu aracı, çok küçük bir kullanma alanı yaratmak için katlayabilirsiniz. | TED | هذا يجعل من الهيكل غير مرتبطا، لذا يمكن عمل أشياء مثل الطي، يمكنك طي هذه المركبة الصغيرة لتحتل حيزا صغيراً جداً. |
| Yukarı eyaletler çok büyük. O ise çok küçük. Farkı sen hesapla. | Open Subtitles | إن الريف كبير جدا ، و هو صغير جدا يصعب البحث عليه |
| Biliyorum çok küçük ya da bir hücreli olan şeyin güçlü bir şey yapmasına inanması zor, ama yapabilirler. | TED | اعلم أن ذلك أمر صعب تصديقة أن شيئ بهذا الصغر او يحوي خلية واحده فقط يمكنه عمل شيء بمنتهى القوة، ولكنهم يستطيعون. |
| Sadece çok küçük ve böylesine küçük nöronlarla bilgi işlemeye çalışmanın pek çok biofiziksel güçlüğü var. | TED | ولكنها صغيرة جداً وتحتوي على الكثير من التحديات الفيزيائية الحيوية تحاول أن تحسب المعلومات بخلايا عصبية صغيرة جداً. |
| O zamanlar sadece birkaç kişiden oluşan çok... ...küçük bir örgüt olarak bu meseleyi nasıl... ...ele alacağımızı düşünmeye başlamaya çalışmak bile... ...büyük bir zorluktu. | TED | وبالنسبة لما كان ثم منظمة صغيرة جداً من مجرد عدد قليل من الناس، يحاول حتى البدء في التفكير كيف يمكن معالجة التي وكان تحديا هائلا. |
| Belki de bu aralarındaki en büyük gruptur. Ve bir de çok küçük bir grup vardır. | TED | وهذه على الأغلب هي المجموعة الأكبر على الاطلاق وهنالك مجموعة صغيرة جداً |
| Fotoelektrik aerosol sensöre çok küçük bir örnek koyarsam hem örneği kaybederim hem de düzgün bir sonuç alamam. | Open Subtitles | لقد وجدت عينات صغيرة جدا بواسطة الكاشف الهوائي الضوئي وأنا على وشك فقد العينيات وعدم الحصول على جواب واضح |
| Fena halde ayak kokan Limburger peynirinden çok küçük bir parça alarak Afrika sıtmalı sivrisineklerini çekmeyi denedik. | TED | حاولنا، بقطعة صغيرة جدا من جبن ليمبورجر، و التى رائحتها كريهة كرائحة الأقدام، لجذب بعوض الملاريا الأفريقي. |
| Ve ne zaman, burada kırmızıyla işaretli olan neokorteksindeki belli, çok küçük noktaları uyarsalar, kız gülmeye başlıyordu. | TED | وحين نشطوا، نقطة صغيرة جدًا معينة على قشرتها المخية الجديدة، متضحة هنا بالأحمر، كانت تضحك. |
| Hücreler dondurulduğu zaman çok küçük moleküler hareketler oluşuyor ve yayılma pratik olarak duruyor. | TED | شاهد، إذا كانت الخلايا متجمدة، فهناك حركة صغيرة جدًا للجزيئات، ويتوقف الانتشار عمليًا. |
| Bu, ölçeğin bölünmesidir, çünkü çok küçük olan geleneksel şirket ölçeğinin yerini alabilir. | TED | هذا تجزيئ حجمي لأن شيء صغيرا جدا يمكن أن يكون بديلا للشركات التقليدية الضخمة. |
| Buradaki tüm örnek boyutun yaklaşık bir milimetre kübü ve size bunun çok ama çok küçük bir parçasını gösteriyorum. | TED | حجم العينة الكاملة هنا حوالي ميليميتر مكعب واحد، هنا أريكم جزءاً صغيراً جداً جداً منها. |
| Biliyorsun, George, bu işin çok küçük bir kısmı. çok küçük. | Open Subtitles | جورج.انت تعرف ان هذا جزء صغير من العملية جزء صغير جدا |
| Ayrıca elektronlar, nötrino adında, yüksüz ve çok küçük kütlede nötr çiftlerine sahip. | TED | ولكن للالكترونات شريك محايد يسمى نيترينو.. بدون شحنة كهربائية وكتلة متناهية الصغر. |
| Deneyin anahtarı bu. Yörünge bana çok küçük bir yarıçaptaki kütleyi veriyor. | TED | و لكنه المفتاح لتلك التجربة. يخبرني المدار كم من الكتلة داخل القطر الصغير جداً |
| Benim büyük fikrim çok çok küçük bir fikir. Bu fikir şu an içimizde atıl duran milyarlarca fikri canlandırabilir. | TED | إن فكرتي الكبيرة هي فكرة صغيرةٌ جداً جدً ولكن بإمكانها ان تفتح المجال لمليارات الافكار الكبيرة والتي هي مأسورة في داخلنا |
| Bir erkek arkadaş için daha yaşın çok küçük. | Open Subtitles | أنتِ صغيره جداً أيضاً لأن يكون لديك صديق. |
| Reklamcılık çok küçük bir dünyadır, ...ve bir sekreter kızın, ...birinci gününde itibarını zedelemek gibi bir şey yaparsan, ...o dünyayı daha da küçültürsün. | Open Subtitles | الإعلام عالم صغيرٌ جداً وعندما تفعل شيئاً كـ تدمير سمعة موظفّة من قسم السكرتاريـة في يومها الأول |
| Dıştan hissedilmiyor. Henüz çok küçük oğlan. | Open Subtitles | لا تستطيع بأن تشعر به من الخارج أنه صغيرٌ للغاية |
| Karavan çok küçük. Sürekli temizlik yapıyorum. | Open Subtitles | المقطوره صغيره جدا برغم إنى أنظفها جيدا |
| Demek istediğim, zaten bakmak için çok küçük, değil mi? | Open Subtitles | أَعْني، إنه صغير جداً لأن نراه على أية حال.. صحيح؟ |
| Yani, bu çok küçük bir örnek; bundan genellemeye gidilmemeli. | TED | أعني، هذه عينة صغيرة للغاية. لا ينبغي عليكم التعميم منها. |