Evet, saat 1'de bir sosyal yardımcı Kevin'i öğle yemeğine götürmüş. | Open Subtitles | نعم، موظف خدمات إجتماعية خرج مع كيفين للغداء في 1: 00. |
Hatta dinlenme odasındaki adamlardan biri öğle yemeğine davet etti. | Open Subtitles | أحد الأشخاص في غرفة الإستراحة طلب مني الذهاب للغداء معه |
Bir düğüne, öğle yemeğine davetliyiz! | Open Subtitles | نحن مدعوون لحفل زفاف، لتناول الغداء بالطبع |
Ve evlenen arkadaşlarından biriyle restoranda öğle yemeğine gideceğiz. | Open Subtitles | و نحن ذاهبون لتناول الغداء في مطعم مع أحد أصدقائه الذي تزوج للتوّ. |
Bunu öğle yemeğinde konuşuruz. Ailemle beraber öğle yemeğine davetlisin. | Open Subtitles | سنتحدث عنها على الغداء أنت مدعو على الغداء مع عائلتي |
Civardaydım, belki öğle yemeğine çıkmak istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | كنت فى المنطقه و فكرت أنك ربما تحبين تناول الغداء |
Bir gün, yanına bir beyefendi yanaştı, kendisini öğle yemeğine davet etti, sonra da akşam yemeğine, kahvaltıya. | TED | في إحدى الأيام، اقترب منه رجل عرض أن يستدعي للغذاء على حسابه، ثمّ للعشاء و فطور الصباح. |
Golf ve tenis oynarsınız, insanlarla buluşursunuz, öğle yemeğine gidersiniz, sinemaya geç kalırsınız. | TED | تذهب للعب الغولف و التنس و تقابل الناس، و كذلك للغداء و تخرج متأخرا لمشاهدة الأفلام |
Onu yarın için öğle yemeğine ya da bir şeyler içmeye davet et. | Open Subtitles | إسألها إذا بأمكانك دعوتها للغداء أو لشراب غداً |
SS Bütçe ve İnşa Dairesinden bir kodaman öğle yemeğine geldi... ve bize, Yahudi vasıflı işçinin... | Open Subtitles | حضر الى هنا ضابط نازي ذو منصب رفيع من مكتب الانشاءات للغداء و فال لنا ان نؤمن بمكانة العامل اليهودي الماهر |
öğle yemeğine giderken Cliff'e kağıtları verdim. | Open Subtitles | قدمت أوراق الطلاق لكليف عندما كان في طريقه للغداء |
Hemen hemen hiç öğle yemeğine çıkamıyorum. Çok işim var. | Open Subtitles | أنا غالبا لا أذهب للغداء يا سيدى ، يوجد الكثير لأفعله |
Umarım öğle yemeğine kalmaz. | Open Subtitles | لا. وأنا أَتمنّى بأنّها لا يَبْقى للغداء. |
Çok özür dilerim. Sekreterim öğle yemeğine çıkmış olmalı. | Open Subtitles | انا أسف لابد أن سكرتيرتى ذهبت لتناول الغداء |
Anlamıyorum. Neyse, cumartesi öğle yemeğine müsait misiniz? | Open Subtitles | أنا لا أفهم هل لديك الوقت لتناول الغداء يوم السبت؟ |
Bence onu öğle yemeğine davet etmek çok iyi bir fikirdi. | Open Subtitles | أعتقد أنها كانت فكرة جيدة لدعوتها لتناول الغداء |
Tamam, bu kadar. İyi şanslar, kaybedici. öğle yemeğine hazır mısınız? | Open Subtitles | حسنا انتهى الأمر، حظ سعيد أيها الفاشل من مستعدا لتناول الغداء ؟ |
Ben daha çok, seni öğle yemeğine götürmek gibi şeylerden bahsediyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر أكثر في أن أحضر لك شيئاً على الغداء |
Civardaydım, belki öğle yemeğine çıkmak istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | كنت فى المنطقه و فكرت أنك ربما تحبين تناول الغداء |
Onu yarın öğle yemeğine çıkartıp ve birkaç bira içirtip gerçekleri anlatacağım. | Open Subtitles | سآخذه للغذاء غداً أشرب القليل معه وسأقول له الحقّيقه |
Lütfen Cuma günü öğle yemeğine geldiğinde Madam Pierpont'a verin bunu. | Open Subtitles | رجاءا إعطاء هذه لسيدتي بيربونت عندما تأتي لتناول طعام الغداء يوم الجمعة. |
Annen ararsa, öğle yemeğine geleceğimi söylersin. | Open Subtitles | إذااتصلتأُمُّك، أخبريها أنني سأعود للبيت في وقت الغداء |
Ofise uğrayıp seni erken bir öğle yemeğine çıkarmama ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك ، سأمر على المكتب ثم أصحبك في غداء مبكر؟ |
Arayı düzeltmek için gidip onu öğle yemeğine davet edeceğim. | Open Subtitles | سوف أذهب لأرى ان كانت موجوده نتناول الغداء و نتحدث فى أمور لطيفه |
Şimdilik çalışıyorum. en azından, öğle yemeğine kadar. | Open Subtitles | يمكنني فقط مواصلة العمل الآن الى موعد الغداء ، على الاقل |
Şah, Paris'e öğle yemeğine gider eşi süt banyosu yapardı. | Open Subtitles | وامرأته كانت تستحم في الحليب بينما وجبات غذاء الشاه, كانت تأتي بطائرة الكونكورد من باريس |
Ayrıca, bugünün öğle yemeğine gerçek et koyan kişi.. | Open Subtitles | ايضاً . من قام بوضع لحمة حقيقيه بغذاء اليوم |
öğle yemeğine çıkmazdı çünkü bunun zaman kaybı olduğunu düşünürdü. | Open Subtitles | كان يفوّت وجبة الغداء لإن ذلك مضيعة للوقت بإعتباره |
- Çok heyecanlıyım. - Peki Simon öğle yemeğine gelecekmi? | Open Subtitles | انا متحمس - اذن , سايمون سينضم إلينا في الغداء ؟ |
Eğer öğle yemeğine kalacaksanız senin için bugünün spesiyalitesi bu. | Open Subtitles | ... ولو بقيتما لموعد الغداء من أجلكما ، فهذا هو الطبق الخاص لليوم |