"öğreniyordu" - Translation from Turkish to Arabic

    • يتعلم
        
    • كانت تتعلم
        
    Ve o, devasa bir problemin çözümünün bazen onu daha küçük parçalara bölmekte yattığını öğreniyordu. TED وكان يتعلم كيف، اذا كان لديك مسألة جنارلي طويلة في بعض الاحيان يجب تقسيمها الى اجزاء صغيرة
    Dört yıl önce oğlumla sahildeydim, ve o Delaware plajlarının sakin köpüklü dalgalarında yüzmeyi öğreniyordu. TED منذ أربع سنوات ذهبت إلى الشاطيء مع ابني وكان حينها يتعلم السباحة للتو في شواطىء ديلاوير الناعمة نسبياً
    Victor projesi üzerinde çalışırken ve kodlar yazarken aynı zamanda tasarım sürecini de öğreniyordu: nasıl bir fikir ile başlanıp onu gelişmiş çalışan bir projeye dönüştüreceğini burada gördüğünüz gibi. TED فبينما كان فيكتور يعمل على هذا المشروع ويبتكر البرمجية النصية، كان يتعلم أشياء عن عملية التصميم، ككيفية البدء ببذرة فكرة وتحويلها إلى مشروع متكامل ويعمل كالذي ترونه هنا.
    Graiman fikri beğenmişti, çünkü Kitt, insan davranışlarını müzikal hikayelerden öğreniyordu. Open Subtitles د. (جرايمان) أعجبته الفكرة كثيرا لأن (كيت) كان يتعلم السلوك البشري
    Orada kendi peynirini yapmayı yada ona benzer birşeyi öğreniyordu. Open Subtitles حيث كانت هناك كما لو كانت تتعلم معالجة الجبنة الخاصة بها أو ماشابه ذلك, لذا
    Tam üzerimizde, Hap de kendi başına her hareketi öğreniyordu. Open Subtitles فوقنا تماماً، كان "هاب" يتعلم كل حركة بنفسه.
    Sadece benim için dans etmesini mi öğreniyordu? Open Subtitles كان يتعلم الرقص من أجلي؟
    George annelerle takılmanın gerçek bir anne olmayı sağladığını çabucak öğreniyordu. Open Subtitles جورج) ، كان يتعلم بسرعة أن الحياة مع الإمهات) يمكن أن تكون صعبة
    Küçük Diana saçını örüp dostluk bileklikleri yaparken küçük Grant kilit açmayı ve patates silahları yapmayı öğreniyordu. Open Subtitles بينما كانت (ديانا) بالخارج تزين شعرها وتصنع سوارات الصداقة جرانت) الصغير كانَ يتعلم فتح الأقفال) وإطلاق بنادق البطاطس
    Derinlik algısını öğreniyordu. Open Subtitles انه يتعلم دقة النظر
    Barney Hughes Amerikan'ların ne kadar sürpriz dolu olduğunu öğreniyordu. Open Subtitles بارني هيوز) يتعلم ) أن الأمريكان يمكن أن يكونوا بمثل الدهشة
    Ben korku hakkında bir şeyler öğrenirken... Randy de hurafe hakkında bir şeyler öğreniyordu. Open Subtitles راندي) يتعلم عن الإيمان بالخرافات)
    Tasarımın bir kaç ana prensibini öğreniyordu: yeni fikirler nasıl denenir, karmaşık fikirler nasıl daha basit parçalara ayırılır, projenizde nasıl başkalarıyla işbirliği yapılır, kod hataları nasıl bulunur ve düzeltilir, ve nasıl engeller karşısında, bir şeyler çalışmadığında azimle devam edilir. TED لقد كان يتعلم العديد من المبادئ الأساسية المختلفة للتصميم، وعن كيفية تجربة أفكار جديدة، كيفية أخذ أفكار صعبة وتفكيكها إلى أجزاء سهلة، كيف تتعاونون في مشاريعكم مع أشخاص أخرين، كيفية تحديد وإصلاح الأخطاء البرمجية عند تعقد الأمور، كيفية الحفاظ على روح المثابرة والمواظبة في مواجهة الإحباط عندما لا تكون الأمور على ما يرام.
    Ne öğreniyordu ? Open Subtitles مــاذا؟ يتعلم
    - O öğreniyordu. Open Subtitles -أنه كان يتعلم
    Castithanca konuşmayı da öğreniyordu. Open Subtitles كانت تتعلم التحدث كاستيفاني أيضًا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more