| İnsan ırkına verdiğin bütün zararlar için bedel ödemen gerektiğini düşünmüyor musun? | Open Subtitles | ألا تعتقد أنك يجب أن تدفع ثمن الأذى الذي سببته للجنس البشرية؟ |
| Çalıntı tatlıların dilinde bıraktığı heyecanın bedelini ödemen gerekiyor dalgalanan çarşafa dolanarak. | Open Subtitles | على لسانك ذو الحلويات المسروقة عليك أن تدفع الفاتورة متشابك في الأكفان |
| Koca, sevdiğin ve karşılığında para ödemen gerekmeyen insana denir. | Open Subtitles | الزوج هو شخص يحبك بحيث لا يجب عليك ان تدفع |
| Bir şey ödemen, kendini suçlaman gerekmiyor. | Open Subtitles | ليس هناك ما عليك دفع ثمنه، أو لوم نفسك بشأنه |
| Bizi balmumu heykelleri sanıyorsan parasını ödemen gerek, biliyorsun. | Open Subtitles | إذا كنت تظنين أننا من الشمع فيجب أن تدفعي لنا |
| İstediğin zaman ona sahip olmak için ödemen gereken bedel bu. | Open Subtitles | ذلك هو الثمن لو أنك تريد المكان الذي يمكنك تدفعه بمرفقك في الليل |
| Hız cezanı ödemen için seni Belediye'ye bırakırız. | Open Subtitles | سننزلكَ في دار البلديّة حتى تتمكّن من تسديد مخالفة تجاوز السرعة |
| Su ücretsiz, ama bira almak için para ödemen lazım. | Open Subtitles | الماء مجاني لكن البيرة يجب ان تدفع لأجلها ؟ بيرة |
| Tek içtiğim buzlu çay, ama viski parası ödemen gerekir. | Open Subtitles | كل ما أشربه هو الشاي البارد لكنك يجب أن تدفع للويسكي |
| Borç alırsan, adama geri ödemen gerek. | Open Subtitles | هل تفهم اذا اردت ان تقترض يجب ان تدفع للمقرض |
| Aradaki fark, onların bana haftada 800$ seninse haftada 8,000$ ödemen. | Open Subtitles | الفرق انهم يدفعون لي 800 دولار في الأسبوع وأنت تدفع لي 8000 دولار |
| Orayı sana ayarlayabilirim. Vergiyi ödemen yeter. | Open Subtitles | أستطيع أن أحجزها لك ولكن عليك أن تدفع الضريبة. |
| Çalışıp para kazanman ve kiranı ödemen lazım. | Open Subtitles | لابد أن تعمل, تحصل علي مال و تدفع الإيجار. |
| Anne, burası Barneys değil. Etiketteki fiyatı ödemen gerekmez. | Open Subtitles | هذا ليس متجر بارنيز يا أمي ليس عليك دفع ما كتب علي بطاقة الثمن |
| Çamurluğu ödemen için daha çok gazete dağıtman lazım. | Open Subtitles | حسناً، سيتطلّب ذلك الكثير من الصُحف لتتمكّن من دفع الأضرار |
| Şanslı kapağı bulsan bile bunların parasını ödemen gerek. | Open Subtitles | حتى لو ربحت طاقية بجب عليك دفع جميع ماعليك |
| Bana telif ödemen gerek. En azından kendine ayrı melodi bul. | Open Subtitles | عليك أن تدفعي لي مالاً مقابل هذه الفكرة, أو علي الأقل اصنعي نغمتك الشخصية |
| Park cezalarını ödemen gerekiyor ama senin Peugeot'ndan daha güzel. | Open Subtitles | و لكن عليك أن تدفعي قيمة الكراج ستجدينها مناسبة أكثر من سيارتك البيجو |
| Yargıcı, jüriyi ve celladı oynadığında ödemen gereken bedel sanırım kaçak yaşamak. | Open Subtitles | نعم، حسنا ً، أحسب أن المنفى هو السعر الذي تدفعه عندما تصبح قاضيا ًو هيئة محلفين ومنفذ. |
| Üzgünüm, borcunu başka bir şekilde ödemen gerek. | Open Subtitles | آسفة، سيكون عليك تسديد دينك بطريقة أخرى |
| Gece Nöbeti'nin bir adamı olmak istiyorsan ödemen gereken bedel budur. | Open Subtitles | ذلك هو الثمن الذي تدفعيه لكي تكوني من ضمن حرس الليل |
| Haraç ödemen gereken iblislerin sayısı azaldı. | Open Subtitles | أين الجانب السلبي ؟ أنت فقط حصلت لنفسك على شيطان ضعيف لتدفع له بالتكريم |
| Seni heyecanlandıran projelerde yer almak istersin ama aynı zamanda faturayı da ödemen gerekir. | Open Subtitles | لكن في بعض الأحيان تضطرين لتسديد الفواتير |
| Burada yaşamak, özgürlüğün için ödemen gereken bedeldir belki de | Open Subtitles | تَعْرفُ، النيل، ربما هذا المكانِ السعرُ الذي أنت يَجِبُ أَنْ تَدْفعَ لحريتِكَ. |
| Yarın ödemen olduğunu unutma, hoşça kal. | Open Subtitles | لا تنسى موعد السداد غداً إلى اللقاء |