"ödemen" - Translation from Turkish to Arabic

    • تدفع
        
    • دفع
        
    • تدفعي
        
    • تدفعه
        
    • تسديد
        
    • تدفعيه
        
    • لتدفع
        
    • لتسديد
        
    • تَدْفعَ
        
    • السداد
        
    İnsan ırkına verdiğin bütün zararlar için bedel ödemen gerektiğini düşünmüyor musun? Open Subtitles ألا تعتقد أنك يجب أن تدفع ثمن الأذى الذي سببته للجنس البشرية؟
    Çalıntı tatlıların dilinde bıraktığı heyecanın bedelini ödemen gerekiyor dalgalanan çarşafa dolanarak. Open Subtitles على لسانك ذو الحلويات المسروقة عليك أن تدفع الفاتورة متشابك في الأكفان
    Koca, sevdiğin ve karşılığında para ödemen gerekmeyen insana denir. Open Subtitles الزوج هو شخص يحبك بحيث لا يجب عليك ان تدفع
    Bir şey ödemen, kendini suçlaman gerekmiyor. Open Subtitles ليس هناك ما عليك دفع ثمنه، أو لوم نفسك بشأنه
    Bizi balmumu heykelleri sanıyorsan parasını ödemen gerek, biliyorsun. Open Subtitles إذا كنت تظنين أننا من الشمع فيجب أن تدفعي لنا
    İstediğin zaman ona sahip olmak için ödemen gereken bedel bu. Open Subtitles ذلك هو الثمن لو أنك تريد المكان الذي يمكنك تدفعه بمرفقك في الليل
    Hız cezanı ödemen için seni Belediye'ye bırakırız. Open Subtitles سننزلكَ في دار البلديّة حتى تتمكّن من تسديد مخالفة تجاوز السرعة
    Su ücretsiz, ama bira almak için para ödemen lazım. Open Subtitles الماء مجاني لكن البيرة يجب ان تدفع لأجلها ؟ بيرة
    Tek içtiğim buzlu çay, ama viski parası ödemen gerekir. Open Subtitles كل ما أشربه هو الشاي البارد لكنك يجب أن تدفع للويسكي
    Borç alırsan, adama geri ödemen gerek. Open Subtitles هل تفهم اذا اردت ان تقترض يجب ان تدفع للمقرض
    Aradaki fark, onların bana haftada 800$ seninse haftada 8,000$ ödemen. Open Subtitles الفرق انهم يدفعون لي 800 دولار في الأسبوع وأنت تدفع لي 8000 دولار
    Orayı sana ayarlayabilirim. Vergiyi ödemen yeter. Open Subtitles أستطيع أن أحجزها لك ولكن عليك أن تدفع الضريبة.
    Çalışıp para kazanman ve kiranı ödemen lazım. Open Subtitles لابد أن تعمل, تحصل علي مال و تدفع الإيجار.
    Anne, burası Barneys değil. Etiketteki fiyatı ödemen gerekmez. Open Subtitles هذا ليس متجر بارنيز يا أمي ليس عليك دفع ما كتب علي بطاقة الثمن
    Çamurluğu ödemen için daha çok gazete dağıtman lazım. Open Subtitles حسناً، سيتطلّب ذلك الكثير من الصُحف لتتمكّن من دفع الأضرار
    Şanslı kapağı bulsan bile bunların parasını ödemen gerek. Open Subtitles حتى لو ربحت طاقية بجب عليك دفع جميع ماعليك
    Bana telif ödemen gerek. En azından kendine ayrı melodi bul. Open Subtitles عليك أن تدفعي لي مالاً مقابل هذه الفكرة, أو علي الأقل اصنعي نغمتك الشخصية
    Park cezalarını ödemen gerekiyor ama senin Peugeot'ndan daha güzel. Open Subtitles و لكن عليك أن تدفعي قيمة الكراج ستجدينها مناسبة أكثر من سيارتك البيجو
    Yargıcı, jüriyi ve celladı oynadığında ödemen gereken bedel sanırım kaçak yaşamak. Open Subtitles نعم، حسنا ً، أحسب أن المنفى هو السعر الذي تدفعه عندما تصبح قاضيا ًو هيئة محلفين ومنفذ.
    Üzgünüm, borcunu başka bir şekilde ödemen gerek. Open Subtitles آسفة، سيكون عليك تسديد دينك بطريقة أخرى
    Gece Nöbeti'nin bir adamı olmak istiyorsan ödemen gereken bedel budur. Open Subtitles ذلك هو الثمن الذي تدفعيه لكي تكوني من ضمن حرس الليل
    Haraç ödemen gereken iblislerin sayısı azaldı. Open Subtitles أين الجانب السلبي ؟ أنت فقط حصلت لنفسك على شيطان ضعيف لتدفع له بالتكريم
    Seni heyecanlandıran projelerde yer almak istersin ama aynı zamanda faturayı da ödemen gerekir. Open Subtitles لكن في بعض الأحيان تضطرين لتسديد الفواتير
    Burada yaşamak, özgürlüğün için ödemen gereken bedeldir belki de Open Subtitles تَعْرفُ، النيل، ربما هذا المكانِ السعرُ الذي أنت يَجِبُ أَنْ تَدْفعَ لحريتِكَ.
    Yarın ödemen olduğunu unutma, hoşça kal. Open Subtitles لا تنسى موعد السداد غداً إلى اللقاء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more