Öfkem yatıştıktan ve... çok uzun ve acı verici bir düşüşten sonra, ne yapılması gerektiğinin farkına vardım. | Open Subtitles | وبعد راقصِ لكمةِ خارج غضبي ويَعاني من جداً لمدة طويلة وسقوط مؤلم جداً، أدركتُ الذي يَجِبُ أَنْ أُعْمَلَ. |
Haklı Öfkem kuruntudan başka bir şey olmayan zekice ama korkunç planı mı ateşlemişti. | Open Subtitles | غضبي الذي كان يغذّي خطتي الحذقة والمروّعة كان مجرّد وهم |
Daha önce söylediğim şeyler için özür dilerim. - Bazen konuşmayı benim yerime Öfkem yapar. | Open Subtitles | انظري، آسفٌ لما قلته مسبقاً أحياناً، أدعُ غضبي يتحدث |
Annem her zaman bana Öfkem üzerinde çalışmam gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | أمى تخبرى دائماً انى احتاج أن اتحكم فى غضبى |
Annem her zaman bana Öfkem üzerinde çalışmam gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | أمى تخبرى دائماً انى احتاج أن اتحكم فى غضبى |
Ayrıca her an patlamaya hazır, bastırılmış bir Öfkem olduğunu iddia ediyor. | Open Subtitles | ويدعي كذلك انني قدر مضغوط من الغضب المكبوت |
Seni ilgilendiren tek öfke benim Öfkem. | Open Subtitles | الغضب الوحيد الذي ينبغي عليك القلق منه هو غضبي |
Madem şu an itiraf ettin açıkçası sana olan Öfkem ve tiksintim azalmaya başladı. | Open Subtitles | بما أنك تعترف الآن، عليّ أن أعترف أن غضبي وازدرائي تجاهك يتقلصان |
Tam senin için bir şeyler hissetmeye başlıyordum ki kendini suçlu hissetmediğini söyleyince Öfkem on kat büyüdü. | Open Subtitles | كدت أشعر بشيء تجاهك، لكن حين قلتِ أنّك لا تشعرين بالذنب، غضبي عاد 10 أضعاف. |
Ama Öfkem ne kadar gerekçelendirilmiş de olsa, hayatım boyunca, her zaman öfkemin bir abartı olduğunu anlamaya yönlendirildim, beni kaba ve sevimsiz gösterecek yanlış bir tasvir. | TED | ولكن بغض النظر عن مدى تبريري لغضبي، طوال حياتي، دائمًا ما أُوهمت أن غضبي مبالغ فيه، أنه مُشوِّه، وأنه سيجعلني وقحة وغير محبوبة. |
Ve sen de Öfkem ve gururum için beni bağışla. | Open Subtitles | أطلب منك أن تسامحني على غضبي وغروري |
Sanki tüm çılgınlığım ve Öfkem bir anda uçup gitti. | Open Subtitles | إنه كما لو أن كل غضبي وجنوني قد جرفوا |
Benim kadınlara karşı Öfkem ve güvensizilğim seninle başlıyor. | Open Subtitles | غضبي وسوء ظني بالنساء بدأ منكِ |
Öfkem bana öyle bir güç veriyor ki, tahmin bile edemezsin. | Open Subtitles | إن غضبي يثيرني بطرق لا يمكنك تخيّلها. |
Öfkem, pembe bir balonun içinde, ...ve ben balonu bıraktım gitti. | Open Subtitles | غضبي في بالون أرجوانيّ و ها قد أطلقته |
Fakat sonra Öfkem yavaş yavaş geçecekti ve sana istemeyerek: | Open Subtitles | وعندما ينفذ غضبي كنت سأخاطبك قائلة |
Sen konuşmadıkça benim Öfkem katlanarak artıyor, bilesin. | Open Subtitles | سوف يزداد غضبي إن بقيت صامتاً هكذا |
Bazen benim de Öfkem benim yerime konuşabiliyor. | Open Subtitles | أحياناً، أدعُ غضبي يتحدث، أيضاً |
Bugün tüm Öfkem; canım, eski babama odaklanacak. | Open Subtitles | جُلّ غضبى سيكون موجه لوالدي العزيز |
Koca bir ailenin katlini gördüm, Öfkem kontrolü ele geçirdi. | Open Subtitles | -شاهدت قتل عائلة باكملها. غضبى أستولي عليّ. |
Öfkem beni korkutuyor. | Open Subtitles | غضبى يُخيفنى |
Hayır çünkü Katolik okuluna gittim ve bastırılmış bir Öfkem vardı. | Open Subtitles | كلاّ ، لأنني ذهبت إلى المدرسة الكاثوليكية، و لأن لدي الكثير من الغضب المكبوت |