"öfkem" - Translation from Turkish to Arabic

    • غضبي
        
    • غضبى
        
    • الغضب المكبوت
        
    Öfkem yatıştıktan ve... çok uzun ve acı verici bir düşüşten sonra, ne yapılması gerektiğinin farkına vardım. Open Subtitles وبعد راقصِ لكمةِ خارج غضبي ويَعاني من جداً لمدة طويلة وسقوط مؤلم جداً، أدركتُ الذي يَجِبُ أَنْ أُعْمَلَ.
    Haklı Öfkem kuruntudan başka bir şey olmayan zekice ama korkunç planı mı ateşlemişti. Open Subtitles غضبي الذي كان يغذّي خطتي الحذقة والمروّعة كان مجرّد وهم
    Daha önce söylediğim şeyler için özür dilerim. - Bazen konuşmayı benim yerime Öfkem yapar. Open Subtitles انظري، آسفٌ لما قلته مسبقاً أحياناً، أدعُ غضبي يتحدث
    Annem her zaman bana Öfkem üzerinde çalışmam gerektiğini söylüyor. Open Subtitles أمى تخبرى دائماً انى احتاج أن اتحكم فى غضبى
    Annem her zaman bana Öfkem üzerinde çalışmam gerektiğini söylüyor. Open Subtitles أمى تخبرى دائماً انى احتاج أن اتحكم فى غضبى
    Ayrıca her an patlamaya hazır, bastırılmış bir Öfkem olduğunu iddia ediyor. Open Subtitles ويدعي كذلك انني قدر مضغوط من الغضب المكبوت
    Seni ilgilendiren tek öfke benim Öfkem. Open Subtitles الغضب الوحيد الذي ينبغي عليك القلق منه هو غضبي
    Madem şu an itiraf ettin açıkçası sana olan Öfkem ve tiksintim azalmaya başladı. Open Subtitles ‫بما أنك تعترف الآن، عليّ أن أعترف ‫أن غضبي وازدرائي تجاهك يتقلصان
    Tam senin için bir şeyler hissetmeye başlıyordum ki kendini suçlu hissetmediğini söyleyince Öfkem on kat büyüdü. Open Subtitles كدت أشعر بشيء تجاهك، لكن حين قلتِ أنّك لا تشعرين بالذنب، غضبي عاد 10 أضعاف.
    Ama Öfkem ne kadar gerekçelendirilmiş de olsa, hayatım boyunca, her zaman öfkemin bir abartı olduğunu anlamaya yönlendirildim, beni kaba ve sevimsiz gösterecek yanlış bir tasvir. TED ‫ولكن بغض النظر عن مدى تبريري لغضبي،‬ ‫طوال حياتي،‬ ‫دائمًا ما أُوهمت أن غضبي مبالغ فيه، ‬ ‫أنه مُشوِّه،‬ ‫وأنه سيجعلني وقحة وغير محبوبة.‬
    Ve sen de Öfkem ve gururum için beni bağışla. Open Subtitles أطلب منك أن تسامحني على غضبي وغروري
    Sanki tüm çılgınlığım ve Öfkem bir anda uçup gitti. Open Subtitles إنه كما لو أن كل غضبي وجنوني قد جرفوا
    Benim kadınlara karşı Öfkem ve güvensizilğim seninle başlıyor. Open Subtitles غضبي وسوء ظني بالنساء بدأ منكِ
    Öfkem bana öyle bir güç veriyor ki, tahmin bile edemezsin. Open Subtitles إن غضبي يثيرني بطرق لا يمكنك تخيّلها.
    Öfkem, pembe bir balonun içinde, ...ve ben balonu bıraktım gitti. Open Subtitles غضبي في بالون أرجوانيّ و ها قد أطلقته
    Fakat sonra Öfkem yavaş yavaş geçecekti ve sana istemeyerek: Open Subtitles وعندما ينفذ غضبي كنت سأخاطبك قائلة
    Sen konuşmadıkça benim Öfkem katlanarak artıyor, bilesin. Open Subtitles سوف يزداد غضبي إن بقيت صامتاً هكذا
    Bazen benim de Öfkem benim yerime konuşabiliyor. Open Subtitles أحياناً، أدعُ غضبي يتحدث، أيضاً
    Bugün tüm Öfkem; canım, eski babama odaklanacak. Open Subtitles جُلّ غضبى سيكون موجه لوالدي العزيز
    Koca bir ailenin katlini gördüm, Öfkem kontrolü ele geçirdi. Open Subtitles -شاهدت قتل عائلة باكملها. غضبى أستولي عليّ.
    Öfkem beni korkutuyor. Open Subtitles غضبى يُخيفنى
    Hayır çünkü Katolik okuluna gittim ve bastırılmış bir Öfkem vardı. Open Subtitles كلاّ ، لأنني ذهبت إلى المدرسة الكاثوليكية، و لأن لدي الكثير من الغضب المكبوت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more