| Gazeteci olarak öğrendiğim şeylerden biri de öfkemi nasıl kontrol edeceğimi öğrenmekti. | TED | أحد الأشياء التي توجب عليّ تعلمها كصحفي كان هو التحكم في غضبي. |
| Yani, en azından önce, bilirsin, okula gidebilirdim ve öfkemi açığa vurabilirdim, ama... | Open Subtitles | أقصد على الأقل قبـل تعلـمـ ، أستطيـع الذهآب إلى المـدرسـة و افرغّ غضبي |
| Fakat ben sonunda bana ihanet edenin üzerine öfkemi salmak üzere özgür olacağım. | Open Subtitles | ومع ذلك، لا أستطيع أخيرا إصلاح غضبي ضده الذين خانوا ه أنجبت لي. |
| Ama cidden, ben öfkemi daha iyi ifade ediyorum. | Open Subtitles | ولكن بصراحة أعتقد بأنني أعبر عن غضبي بطريقة أفضل |
| Ama bu grupta öğrendiklerimle birlikte öfkemi kontrol edebiliyorum. | Open Subtitles | لكن مع ما تعلمته هنا في هذه المجموعه إستطعت التحكم بغضبي |
| Galiba tüm öfkemi senden çıkardım. | Open Subtitles | لذا فأعتقد أن ذلك كان السبب فى صب جام غضبى عليك أنت |
| O hap öfkemi yatıştırmak içindi ama içinde uyarıcı vardı. | Open Subtitles | الهدف منها ان تقلل من غضبي ولكن جعلتني سريعا |
| Haklı, tüm öfkemi bu kitaba akıttım. | Open Subtitles | لقد كان على حق لقد صببت غضبي كله في ذلك الكتاب |
| Onu yapmayı istedim. Bütün öfkemi ondan almak istedim. Ama yapamadım. | Open Subtitles | أردت أن أفعلها, أردت أن أخرج كل غضبي عليه و لكني لم أستطع |
| Normalde kızardım ama, öfkemi kontrol etmeyi öğrendim. | Open Subtitles | في الحالة الطبيعية يجب أن أكون و لكن أمروني بالتحكم في غضبي |
| öfkemi ve ihanet edilmişliğimi bir kenara bırakmak ve size yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | لا ، لا ، لا ، لا قررت أن أضع جانباً غضبي وإحساسي بالخيانة أنا هنا لمساعدتكما |
| Çünkü öfkemi tetikleyen büyümden vazgeçtim. | Open Subtitles | لأني تخليت عن السحر الذي من شأنه التسبب فى إتقادة غضبي. |
| Şov amacıyla kullanabilirim... ya da öfkemi göstermek için. | Open Subtitles | بامكاني أستخدامها لصنع العروض المسرحية أو استعمالها لأريكم غضبي |
| Merhaba, ben öfkemi dindirmeye çalışan bir zorbayım. | Open Subtitles | مرحباً، أنا متنمر أعمل على التخلص من غضبي |
| Telefonda yeni kavga etmiştik, ve öfkemi bir yerden çıkartmam gerekiyordu. | Open Subtitles | كنا قد خضنا جدالا على الهاتف و احتجت لتوجيه غضبي لمكان ما |
| Onlara kasettekinin ikimiz olduğunu söyleyince özel bir anımızın ulu orta pervasız ve sorumsuz bir şekilde dedikodu meraklısı solcu ve yalancı medya tarafından uydurulduğuna dair öfkemi de kusacağım. | Open Subtitles | أمامنا حوالي ساعة وعندما أخبرهم أن الشخصين في التسجيل هما أنا وأنت فسوف أعبر عن غضبي |
| Biraz önce öfkemi kendi başıma kontrol edebildiğimi söyledin ya. - Baksana Ray. | Open Subtitles | لقد قلت للتو ان استطيع التحكم في غضبي لوحدي |
| Eğer birisi motive etmek için öfkemi cesaretlendirmek yerine beni yedeğe alsaydı, hayatımı değiştirebilirdi. | Open Subtitles | ، بدلًا من تشجيع غضبي بصفتي محفز, لربمّا أنها تغير حياتي. |
| öfkemi yanlış yere yönlendirdiğim söylendi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أحدهم.. بأنّني أصبّ جام غضبي في المكان الخاطئ |
| öfkemi odaklamayı öğreniyorum. | Open Subtitles | وجدت أنه يساعدني على التحكم بغضبي. |
| Ya benim kölem olursun, ya da öfkemi tadarsın ! | Open Subtitles | انا ساقوم بالمزايدة والا ستذوق غضبى |
| öfkemi kontrol edemedim ve şimdi bunun bedelini Chloe ödeyecek. | Open Subtitles | لقد سمحت لغضبي أن يُسيطر علىّ والآن ستدفع (كلوي) ثمن ذلك الأمر |