"ölçek" - Translation from Turkish to Arabic

    • مقياس
        
    • الحجم
        
    • المقياس
        
    • مقادير
        
    • مِلء
        
    • مقاييس
        
    • اقتصاديات
        
    Fırtına aktivitesini ölçmek için meteoroloji uzmanlarının kullandığı bir ölçek. Open Subtitles إنه مقياس يستخدمه علماء الأرصاد الجوية لقياس نشاط العواصف الرعدية.
    Yani ölçek itibari ile dev sosyal sorunlara karşı karşıyayız ve bizim STK'lar ölçeğin yanına bile yaklaşamıyor. TED نحن نتعامل مع مشاكل اجتماعية عملاقة في الحجم و منظماتنا لا يمكن ان تولد اي مقياس
    Kelimeler arasına gizlenmiş bir mantık ama birinin hazır olup olmadığını anlamak için iyi bir ölçek. Open Subtitles التفكير السليم متنكر في أحجية من الكلمات,لكنه مقياس ممتاز لتقييم استعدادية شخص ما
    Porter-Henderson çerçevesinden bunun anlamı, belli türdeki ölçek ekonomilerinin çökmesiydi. TED الآن ما الذي يعنيه ذلك في مصطلح بيتر هيندرسون من حيث إطار العمل كان الانهيار لأنواع معينة من اقتصاديات الحجم
    Logaritmik ölçek, artışın derecesini saklıyor. Çünkü bu 1890 nüfus sayımından beri trilyon kat bir artışı temsil ediyor. TED يخفي المقياس اللوغارثمي حجم الزيادة لأن هذا يمثل زيادة تريلون ضعف منذ تعداد 1890
    İki ölçek sirke, on ölçek su. Bu da işe yaramazsa, son bir çare kalıyor: Open Subtitles مقداران خلّ، 10 مقادير ماء، وإن لم يفلح ذلك...
    Bir ölçek yeterli. Open Subtitles نحتاج إلى مِلء ملعقة
    Radyasyon dedektöründe ölçek var mı? Open Subtitles كاشف الإشعاع الذي لديكِ هل يوجد عليه مقياس
    Eğer o küçük nokta gibi duran insanı ölçek olarak almazsanız bunu göremezsiniz. Open Subtitles إذا لم يكن لديك ذلك، تلك الّنقطة الصّغيرة على مقياس حجم شخص للمقياس ، ثم انها فقدت
    Böyle bir şey, birden ona kadar bir ölçek var, o nokta, var. Open Subtitles وليس هناك شيء من هذا القبيل، وهذا نقطة، وهو مقياس من سنة إلى عشر.
    Yağmur ormanının en büyük sorunlarından biri, ölçek. Open Subtitles المشكلة الرئيسيّة في الغابة المطيرة هي في مقياس الحجم
    Bir gıdanın baharatlılığının standart ölçüsü, Scoville ölçeğindeki oranıdır. Bu ölçek, ısının insanların algılayamayacağı ölçüye gelmeden önce ne kadar kapsaisin miktarının seyreltilebileceğini ölçer. TED القياس المتبع لمدة حَدّية الطعام يتم عن طريق قياسه على مقياس سكوفيل، والذي يقيس كم يمكننا أن نمدد محتواه من الفلفين إلى درجة لا يمكن الإحساس بالطعم الحار من قبل البشر.
    Bu da ben, Voyager ile birlikte, ölçek için duruyorum. TED و هذه صورة لي ، أقف أمام نسخة عرض له بنفس الحجم
    Veriler ölçek dışı, Gama ve parçacık radyasyonu. Open Subtitles القراءات تخطت المقياس إشعاعات غاما عالية
    - Eğer ölçek doğruysa, devasa. Open Subtitles إذا كان هذا المقياس صحيح، انها واسعة النطاق
    İki ölçek sirke, on ölçek su. Open Subtitles مقداران خلّ، 10 مقادير ماء، وإن لم يفلح ذلك...
    Üç ölçek Gordon's, bir ölçek votka yarım ölçek Kina Lillet, buzla karıştır sonra ince bir dilim limon kabuğu ekle. Open Subtitles ثلاثة مقادير من جوردون و واحد من الفودكا... نصف من كينا ليليت... و أخلطهم مع الثلج...
    Bir ölçek sadece. Open Subtitles مِلء ملعقة واحدة فحسب
    dedim. Aklımı buna verdim ve üç ölçek geliştirdim. TED ولذلك قمت بتسخير عقلي لذلك وقمت بتطوير ثلاثة مقاييس.
    ölçek ekonomisi bu sigmoidal davranışa artış sağlamaktadır. TED اقتصاديات الاحجام الكبيرة أعطت النمو لذلك السلوك السيني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more