| Aletlerim sadece irtifa ölçer ve saat. | TED | معداتي الوحيدة هي مقياس الوقت و الارتفاع. |
| ivme ölçer sensörüne bakmadı. İvme ölçer akıllı telefonun dikey yönelmesini saptayan şeydir. | TED | مقياس التسارع هو الشيء الذي يحدد الإتجاه العمودي للهاتف الذكي. |
| Çünkü bu bir anemometre. Rüzgar hızını ölçer. | Open Subtitles | لأنّ هذا مقياس سرعة ريح لقياس سرعة الريح |
| Ayrıca bulunduğu yerden üç ayrı açıdan odanın boyutlarını ölçer. | Open Subtitles | وهو يقيس المكان في ثلاثة أبعاد من مكان واحد فقط. |
| Aktüatör gelir, uzvun yüzeyini bulur, yüksüz şekli ölçer ve dokularda ilerleyerek her anatomik noktadaki doku uyumluluğunu ölçer. | TED | تدخل المشغلات الميكانيكية وتجد سطح الطرف تقيس شكله المفرغ وتذهب إلى الأنسجة لتقيس توافق الأنسجة في كل نقطة تشريحية |
| Yalan makinesi de solunumunuzu ve nabzınızı ölçer. | Open Subtitles | فجهاز كشف الكذب قادر أيضاُ على قياس التنفُسّ والنبض. |
| Gördüğünüz üzere bu bir Evrim ölçer. | Open Subtitles | الآن، كما ترى، هذا مترُ التطورَ. |
| Bu endüksüyon ölçer, çok fazla duygusallaşırsam dikenleşiyor. | Open Subtitles | هذا المقياس الكهربائي للاستنباط سيرتفع بسرعة إذا ازدادت عواطفي لذا، اخرجي |
| Bu çalışmada ısı ölçer denilen hisle ne yapıldığı sorulmuştur. | TED | و ما يفعلون في ذلك المسح هو ما يسمونه مقياس درجة حرارة الاحساس |
| İnsanların daha güçlü şifre kullanmalarına diğer yaklaşım, şifre ölçer kullanmaktır. | TED | وهناك أسلوب آخر لإقناع الناس بامتلاك كلمات مرور أقوى وهو مقياس كلمة المرور |
| Bir ivme ölçer (akselerometre). Üzerine üç elektrodlu EKG bağlanabilir. | TED | يحتوي على مقياس سرعة. يمكنك توصيل مخطط قلب كهربائي ثلاثي الأقطاب. |
| Şimdi, bu üst düzey dijital bir pH ölçer. | Open Subtitles | والآن ، هذا أفضل جهاز لقياس درجة الحموضة |
| Onları böyle sapa yerlere koyarlar. Tepedeki pervane rüzgâr hızını ölçer. | Open Subtitles | يضعونه في أماكن بعيدة لقياس سرعة الرياح في الأقاليم |
| Ve her odada sıcaklık ölçer var belli bir dereceye düşerse, hastane aranacak | Open Subtitles | أما عن المنزل نفسه كل غرفة مُجهزة بمنظم حراري تتم تسجيل بياناته ببرنامج مُصمم لقياس التغير الحراري في المستشفيات |
| Şöyle demişti. Kısaca GSMH herşeyi ölçer hayatta önemli olan şeyler hariç. | TED | قال ان اجمالي الناتج المحلي يقيس كل شيئ باختصار ماعدا مايجعل الحياة ذات قيمة |
| - Yine Fransız kaldım. Bir hortumun yediklerine bakarak... şiddetini ölçer. | Open Subtitles | لقد ضعت مرة أخرى انه مقياس فوجيتا يقيس قوة الاعصار طبقا لما يأكله |
| Alınmayın ama, Teğmen ışık yılı mesafeyi ölçer, zamanı değil. | Open Subtitles | ليس كافياً أيها الملازم السنوات الضوئية تقيس المسافة وليس الوقت |
| Entropi karmaşık bir terim fakat temelde entropi, şifrelerin gücünü ölçer. | TED | كلمة عشوائية هي مصطلح معقد لكنها تقيس قوة كلمات المرور بشكل أساسي |
| - Sizi, göğsünüzden birkaç alıcıyla EKG'ye bağlayacağız ve parmağınıza bir nabız ölçer yerleştireceğiz. | Open Subtitles | -سوف نعلقك في اي كي جي وسوف نقوم بوضع لصقتان على صدرك وجهاز قياس النبض على اصبعك |
| Memur bey, alkol ölçer? | Open Subtitles | أيها الشرطي , جهاز قياس مستوى الكحول |
| - Duruşma ölçer. | Open Subtitles | هو مترُ المحاكمةَ. |
| Ağızdan ateş ölçer! | Open Subtitles | تباً لهذا المقياس الحرارة الفمويّ |
| Ama eğitim olmadan, bir çeşit ışık ölçer olmadan, nasıl bilebilirsiniz? | TED | لكن بدون تدريب، بدون نوع ما من القياس الضوئي، كيف ستعلم؟ |
| Kalan uzuv boyunca elektrotlar kaslarımın elektriksel atımlarını ölçer. | TED | على ما بقي من ساقي نرى أقطاباُ كهربائية تقوم بقياس ذبذبات عضلاتي |