Çeltik tarlama ölü bir bebek atmışsın. Bu hiç hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | لقد تماديت بالتخلي عن طفل ميت في حقل الأرز الخاص بنا |
Koridora ölü bir adamamız ve oturma odasında yarım hektarlık THC'miz var. | Open Subtitles | لدينا رجل ميت في الممر، ونصف فدان من الماريغوانا في غرفة المعيشه |
Baksana ölü bir fil bile 100.000 Rupi'ye mal oldu bana. | Open Subtitles | على أي حال حتى الفيل الميت يساوي حوالي مائة ألف روبية |
Bir zamanlar birilerinin bebeğiydi ve onu seven bir anneyle babaya sahipti ama şimdi burada bankta yarı ölü bir şekilde yatıyor ve onun anne ve babası tüm amcaları nerede? | Open Subtitles | انه كان رضيعا في يوم من الأيام و كان لديه أب و أم يحبانه و الآن ها هو, نصف ميت على مقعد في حديقة |
Orospu çocuğu. Sen ölü bir adamsın. | Open Subtitles | أيها اللعين، أنتَ في عداد الأموات |
Dedektif, Sigara kıIığındaki ölü bir çalışan soruşturmanızda dost canlısı görünmezdi. | Open Subtitles | محققة , موظف ميت في بدلة سجائر ليس بالضبط إستثمار لطيف |
Fırtınadan sonra, küçük bir kasabanın ormanında bulunmuş ölü bir evsiz gibisin. | Open Subtitles | حسناً، من الأفضل أن تكون متشرد ميت في غابة إحدى المدن الصغيرة |
Havuzda ölü bir adam var ve o kişi sensin. | Open Subtitles | هناك رجل ميت في الحوض, و هذا الرجل هو أنت |
ölü bir attan güzel bir peruk yaptığınız kulağıma çalındı. | Open Subtitles | أنا أتوقع بأنك صنعتَ قطعة الشعر تلك من الحصان الميت |
ölü bir adam ile canlı biri arasındaki ayrım bilimde yapmayı başardığımız en kesin ve önemli ayrımlardan birisi. | TED | فالفرق بين الانسان الصحيح والانسان الميت مرتبط منطقيا بصورة واضحة بالانجازات العلمية التي نحقق |
Bazen ölü bir adam korkunç bir düşman olabilir. | Open Subtitles | فى بعض الأوقات الرجل الميت يصبح عدو شنيع |
Sesini kes, akıllı çocuk! Üç km geride ölü bir çocuk var. | Open Subtitles | إخرس أيها الذكي, هناك فتى ميت على بعد 3 أميال من الطريق السريع |
Ver onu. ölü bir fareyle ne işin var ki? | Open Subtitles | إعطني إياه , وماذا ستفعل بفأر ميت على كل حال ؟ |
O artık ölü bir et parçası. | Open Subtitles | إنه في عداد الأموات |
Demiryolunda arkadaşlarımla yürüyordum ve....... ölü bir bedene tökezledik | Open Subtitles | أنا كان يسير في الطريق مسار السكك الحديدية مع أصدقائي ونحن تعثرت عبر جثة هامدة. |
ölü bir suaygırı, 100 kadar aç timsahı çekiyor. | Open Subtitles | فرس نهر واحد ميت يجذب ما يزيد عن 100 تمساح جائع |
Neden? Ellerinde ölü bir polis ve çıkmaz sokaklar var. | Open Subtitles | لأن عندهم شرطى ميت و تلك النهايات و يحاولون الوصول |
ölü bir psikoloji profesörü. | Open Subtitles | أستاذ علم نفس ميت واحد |
Bakım bölümü kötü bir koku nedeniyle Hayvan Kontrol merkezinin arandığını onayladı. 2. kattaki havalandırma borularında ölü bir kedi bulmuşlar. | Open Subtitles | الصيانه في المبنى أكدوا الاتصال في مركز الحيوان بخصوص رائحة كريهه. لقد وجدوا قطة ميتة في فتحات التهوية في الطابق الثاني |
Ne kadar istesem de, ölü bir tanığa çapraz sorgulama yapamam. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أقوم باستجواب شاهد متوفي بقدر ما أرغب في فعل ذلك |
Aşağıda senin iki katın hakka sahip ölü bir üniversite öğrencisi var. | Open Subtitles | لدي ولد ميت من الكلية في الطابق السفلي لديه ضعف الحقوق مثلك |
ölü bir erkek-fahişeyi evime getirdiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع ان اصدق انك احضرت رجل مومس ميتا في بيتي |
Bir hipotez değil ölü bir kız ve bir Birleşik Devletler Senaörünüz var. | Open Subtitles | هذا ما يجعلها فرضية جيدة ليست فرضية لديك فتاة مقتولة و سيناتور أمريكي |
Amerika'daki ölü bir denizci, Irak'tan evine nasıl mektup gönderir? | Open Subtitles | كيف يمكن للعريف ميت أن يرسـل الرسـائل من العراق |
Onun yerine, kuyumcuları soyup bana notlar gönderen ölü bir adamla uğraşıyorum. | Open Subtitles | و بدلا من هذا أحصل على رجل ميت فى سرقة محل مجوهرات مع تحية خاصة |