Bebek ölüm oranı bu kıtadaki en yüksek oran ve ABD ortalamasının yaklaşık üç katı. | TED | معدل الوفيات بين الرضع هو الأعلى في القارة كلها، والذي يصل إلى ثلاثة أضعاف المعدل القومي الأمريكي، |
New Orleans'ta kişi başına ölüm oranı savaş mağduru Somali'den daha fazla. | TED | وفي نيو أورلينز، يفوق معدل الوفيات للفرد الواحد نظيره في الصومال التي مزقتها الحرب. |
Doğumda ölüm oranı yüzde iki buçuktan fazlaydı. | TED | معدل الوفيات عند الولادة أكثر من أثنين ونصف في المائة. |
Birinin çocuk ölüm oranı diğerinin iki katı olacak şekilde ülkeleri eşleştirdim. Ve bu, bilgilerin | TED | ووضعتهم مع بعض، بحيث كان في كل زوج من الدول دولة بها ضعف نسبة وفيات الأطفال مقارنة بالدولة الأخرى. |
Var olan ölüm oranı en yüksek ve tartışılır şekilde bilinen en öldürücü hastalık. | Open Subtitles | لديه اعلى نسبة وفيات و الجدل قائم عن كونه اكثر مرض قاتل للانسان |
Singapur'un çocuk ölüm oranı İsveç'in iki katı kadardı. | TED | معدل وفيات الأطفال في سنغافورة كان ضعف معدل السويد |
Epey tuhaf bir kişilik bozukluğumuz olmalı, bu kadar yüksek ölüm oranı olmasına rağmen çocukları böylesine dikkatli sayabildiğimize göre. | TED | يالها من مفارقة كبيرة كنا نملكها ان نحسب كل وفيات الاطفال التي تحدث بالرغم من رقمها المرتفع جداً |
Motosikletli polislerin ölüm oranı sıradan insanlarınkinden beş kat fazlaymış. | Open Subtitles | كلاّ، كلاّ، معدل الوفيات لراكبي الدرجات أكثر من الأشخاص العاديين بخمسة أضعاف |
Her yıl ölüm oranı, doğum oranının gerisinde kalıyor. | Open Subtitles | في كل عام مؤشر معدل الوفيات يتراجع كثيراً عن معدل الولادات. |
ölüm oranı düşmüyor, artıyor. | TED | معدل الوفيات لا ينخفض، إنه يرتفع |
Ben öğrenciyken bu hastalıktan ölüm oranı yaklaşık yüzde 95'ti. | TED | عندما كنتُ طالباً، كان معدل الوفيات حوالي 95% |
Ya da, biraz daha gevşek davranırsanız, hastalığı azaltma süreniz artıyor, fakat sonunda araçlarınız etkisiz hale geliyor, ölüm oranı gene tırmanmaya başlıyor. | TED | أو أن تسير في نوع من الفتور وبهذا ستقلل من عبء المرض مؤقتاً لكن في النهاية ستصبح تلك الأدوات عديمة الجدوى وسيعاود معدل الوفيات في الارتفاع مرة أخرى |
En yaygın taşımacıIık şekli olduğundan ölüm oranı da en yüksek. | Open Subtitles | لأن هذا هو الأكثر شيوعا وسائل النقل , معدل الوفيات هو أيضا أعلى . |
Şehirdeki ölüm oranı düşüktü, belki ülkedeki en düşük haliydi ve 93'ten sonra, bir havai fişek gibi yükseldi. | Open Subtitles | معدل الوفيات كان بهذه السنة قليل , ربما كانأقلمعدلشهدتهالمدينة... ثم بعد ذلك , لقد عاد يرتفع مرة أخرى |
Çünkü buradaki ölüm oranı budur. | Open Subtitles | لأن هذا هو معدل الوفيات الى هناك. |
ölüm oranı altı ay içerisinde yarıya indi, şu anda onun şirketi 20 milyar dolar iş hacmi ve 60 milyar dolarlık piyasa değeri ile dünya sağlık endüstrisinin en büyük oyuncularından biri. | Open Subtitles | معدل الوفيات وصل إلى النصف في ستة شهور. والآنشركتههي اللاعبالأكبر، في المبيعات الصحية العالمية مع مبيعات بعشرين بليون دولار |
yüzde 100 ölüm oranı, hafife alınamaz. | TED | أقصد أن نسبة وفيات 100 % تعد خطيرة للغاية. |
Yüzyılın sonunda, bebek ölüm oranı yüzde 34' ü bulmuş durumda. | Open Subtitles | مع تعاقب هذا القرن كانت نسبة وفيات الأطفال مفجعه.. تبلغ 34%... |
Küba ABD ile kıyaslandığında, beklenen yaşam süresi benzer, bebek ölüm oranı ise daha düşük ve bizim ABD'deki kişi başı sağlık harcamamızın yirmide birini harcayarak çok daha az eşitsizliğe sahipler. | TED | لدى كوبا متوسط عمر متوقع للأفراد مثل الولايات المتحدة وأقل نسبة وفيات للرضع عن الولايات المتحدة، مع فوارق أقل، بينما إنفاق الفرد الواحد جزء من عشرين مما ينفق علي الرعاية الصحية هنا في الولايات المتحدة. |
1960'da, Hindistan'da, çocuk ölüm oranı yüzde 24 seviyelerindeydi, Maalesef bir çok insan hayatını kaybetti. | TED | في الهند سنة 1960 ، كان معدل وفيات الأطفال 24 بالمائة الكثير من الناس لم ينجوا بكل أسف. |
Şimdi, aile büyüklüğü ile çocuk ölüm oranı arasındaki ilişkiyi kendi gözlerinizle görün istiyorum. | TED | اريد ان اريكم بأم أعينكم كيف ان معدل وفيات الاطفال ينخفض مع انخفاض عدد افراد الاسرة |