ölüme terk edilen hayalet bir gerilla intikam almaya mı döndü? | Open Subtitles | اسير حرب ترك ليموت, يعود لينتقم عدم العدل؟ |
Bir sıhhiyenin, onun üzerinden geçip ölmek üzere olduğunu belirttiğini ve onu ölüme terk ettiğini gördü. | TED | شاهد جندي يمر عليه, ويعلنه حالة ميؤوس منها، ثم تركه يموت. |
Sürücünün biri seni yolun kenarında ölüme terk etmişti. | Open Subtitles | سائق ما تركك للموت على قارعة الطريق |
Onu dışarıda ölüme terk edemeyiz. Sen delirdin mi? | Open Subtitles | لا يمكن أن نتركه ليموت بالخارج ، هل جننت؟ |
Çocukları vuruldu, bıçaklandı, tecavüz edildi ormanda ölüme terk edildi. | Open Subtitles | تعرض أطفالهم للضرب والطعن والاعتداء وتركوا ليموتوا وحدهم فى الغابة |
Sizi, laboratuvar fareleri gibi ölüme terk ettiler. Niye yardımcı oluyoruz onlara? | Open Subtitles | لتموتوا كفئران تجارب, فلماذا تساعدونهم ؟ |
Eğer orada sevdiğin biri olsaydı onu ölüme terk eder miydin? | Open Subtitles | هل لو كان أحداً من أحبّائكَ، أكنت لتتركه للموت بهذه البساطة؟ |
- Evet ama onu ölüme terk eden pislik sensin. | Open Subtitles | لكنك الحثالة التي تركتها تموت هناك |
Seni burada herkesle birlikte ölüme terk etmekle duyduğum o azıcık suçluluk duygusu için beni affet, | Open Subtitles | سامحني على شعوري بذرّة ذنب حيال تركك تموت مع الآخرين |
Oradan kaçıp beni ölüme terk ettikten sonra dairemize geri döndüğünü sen söyledin. | Open Subtitles | أتعلمين, بعد أن ركضتي هاربةً تاركتني للموت |
Seni sokaklarda ölüme terk etmeliydim. | Open Subtitles | كان يجب أن أتركك تموت بالشارع,. |
Oğlumuzu kesip seni ölüme terk ettikten sonra hastan olmayı bıraktı. | Open Subtitles | توقفت عن كونها مريضتك عندما قطعت ابننا وتركت للموت |
Onu kutuya sen kilitledin ve ölüme terk ettin. | Open Subtitles | أنت أوصدت عليه في ذلك الصندوق وتركته يموت. |
Bu zavallı Gıcık Homurtu da bir ağaç kapanı yüzünden kör oldu ve yalnız başına, korku içinde ölüme terk edildi. | Open Subtitles | وتنين "حبلجرنط" المسكين هذا فقد بصره بسبب مصيدة شجرية ثم ترك ليموت وحيدا وخائفا |
Onun Mary tarafından ihanete uğrarıp, bizler gibi ölüme terk edildiğini söylemiştin. | Open Subtitles | DOLLIE: قلت ذلك بنفسك انه تعرض للخيانة من قبل ماري، ترك ليموت تماما مثل كنا. |
Onu ölüme terk ederek, onu kendin öldürmüş kadar oldun. | Open Subtitles | من خلال تركه يموت ، فكأنما قتلتيه بنفسكِ |
Tuzak kurup farelerin cirit attığı bir Güney Amerika hapishanesinde ölüme terk ettiği en iyi arkadaşından bahsetmedi mi? | Open Subtitles | صديقه المخلص و أوقع به و تركه يموت في سجن جرذان موبوء في جنوب أفريقيا |
Seni burada ölüme terk etmek benim için sorun değil. | Open Subtitles | -أما أنت ... فلا بأس لديّ قط في تركك للموت |
Ama sizi temin ederim, bunun sorumlusu her kimse ölümüne kırbaçlanıp sokakta bir domuz gibi ölüme terk edilecek. | Open Subtitles | ولكن أؤكد لكِ، أيًّا كان المسؤول عن هذا سيتم جلده في شبر واحد من حياتهم ثم نتركه ليموت في الشارع مثل الخنزير. |
Yataklarında taciz edilen kadınları, burkaları içinde dövülen kadınları, parklarda ölüme terk edilen, mutfaklarında asitle yakınları dinledim. | TED | سمعت عن نساء يتعرضون للأذى في أسرّتهم، يجلدن داخل نقابهن تركن ليموتوا في مواقف السيارات، أحرق الحامض في مطابخهن |
Sizi, laboratuvar fareleri gibi ölüme terk ettiler. Niye yardımcı oluyoruz onlara? | Open Subtitles | لتموتوا كفئران تجارب، فلماذا تساعدونهم؟ |
Eğer orada sevdiğin biri olsaydı onu ölüme terk eder miydin? | Open Subtitles | هل لو كان أحداً من أحبّائكَ، أكنت لتتركه للموت بهذه البساطة؟ |
Onu ölüme terk ettiğinden bize hiç bahsetmedin. | Open Subtitles | لم تقم بإخبارنا أنك تركتها تموت |
Çünkü en az onu ölüme terk etmek kadar seni de ölüme terk etmek yanlış. | Open Subtitles | -لأن تركها تموت كان خطأ لكن تركك تموت خطأ أيضاً |
Oradan kaçıp beni ölüme terk ettikten sonra dairemize geri döndüğünü sen söyledin. | Open Subtitles | أتعلمين, بعد أن ركضتي هاربةً تاركتني للموت |
Ormanın içinde seni ölüme terk etmeliydim. | Open Subtitles | , كنت أستطيع أن أتركك تموت فى الغابة - |
Jenna aşırı derecede duyarlı, histeriye meyilli ve üç farklı çölde vurulup ölüme terk edilmiş biri olarak silah kontrolünden yana. | Open Subtitles | جينا حساسة بشكل مفرط، عرضة للهستيريا، وبعد أن تم اطلاق النار عليها وتركت للموت . في ثلاثة الصحاري مختلفة، برو بندقية السيطرة. |
Onunla birlikte çalışacağına güvendim ama sen onu vurup ölüme terk ettin. | Open Subtitles | لقد آمنتك للعمل معه ثم أطلقت عليه النار ، وتركته يموت |
Yolda yürürken dövülmüş, yolun sol kenarına atılmış, kıyafetleri parçalanmış ve her şeyi çalınarak ölüme terk edilmiş. | TED | بينما كان يمشي في الطريق، تعرض للضرب وتُرك على جانب الطريق، مُجرّداً من جميع ملابسه، وسُرق منه كل ما يملك وتُرك ليموت. |
Babun Kral ile yapılan büyük savaştan sonra baban çok kötü yaralanmış ve ölüme terk edilmişti. | Open Subtitles | بعد معركة فضيعة مع ملك الربّاح أصيب والدك بالجروح وترك ليموت |