"önceliği" - Translation from Turkish to Arabic

    • الأولوية
        
    • أولوية
        
    • أولويات
        
    • اولوية
        
    • أولويّة
        
    • الاولوية
        
    • الأولويات
        
    • الأولويّة
        
    • أولويه
        
    • أولويّته
        
    • من أولوياته
        
    • أولويته الأولى
        
    Ve şehirler arası ağların tümü tek bir amaç taşır, insanlığın 21. yy'daki bir numaralı önceliği: sürdürülebilir şehirleşme. TED وجميع هذه الشبكات التي بين المدن مكرسة لغرض واحد، الأولوية رقم واحد للبشرية في القرن ال21: هي التحضر المستدام.
    Bütün birimler, Torchwood' un önceliği var, tekrar ediyorum, Torchwood öncelikli. Open Subtitles إلى جميع الوحدات ، امنحوا تورشوود .. الأولوية القصوى ، أكرر
    - ...biliyor olabilir. - O zaman Ajan DiNozzo'nun ilk önceliği... Open Subtitles ولكنها قد تعرف من كان إذًا فإن الأولوية القصوى للعميل دينوزو
    Bu örnekte vurgulandığı gibi, kurumlarımızın önceliği, özellikle de okullarımızın, teknolojik zenginliğimizin hasadını kazanmamızdaki rolü büyüktür. TED ما يبرزه هذا المثال هو أولوية مؤسساتنا، وبشكل خاص مدارسنا، في السماح لنا بِجَني حَصَاد الإزدهار التكنولوجي الذي نعيشه.
    Yani izlenecek politikanın önceliği, inşaat sektörünün önündeki bu engelleri kaldırmak olmalı. TED أذا أولوية السياسة أن تكسر الإختناقات بتوسيع قطاع الإنشاءات
    Bu yüzden de basit bir soğuk algınlığından tutun da ciddi sıtma hastalıklarına kadar bütün hastalıklara eşit ölçüde yaklaşılıyor ve kimsenin önceliği bulunmuyor. TED لذا كل شيء من نزلات برد إلى حالة خطيرة من الملاريا يحصل تقريبا نفس مستوى من الاهتمام، وليس هناك أي أولويات.
    Demek ki teröristin asıl önceliği fark edilmemekti. Open Subtitles مما يعنى ان اولوية الارهابيين تجنب الكشف
    "Turist katillerini yakalamak şubenin ilk önceliği olmayabilir. Open Subtitles "القبض على قاتل العطلة قد لا يكون أولويّة المديرية القصوى"
    önceliği her zaman işim alıyor ve erkekler bunu istemiyor. Open Subtitles عملي دائماً يأخذ الأولوية والرجال لا يحبذون هذا، لكني أفضل
    Ama asıl mesele, bu önceliği başka önceliklere göre nasıl tartarsınız? TED لكن الاختبار الحقيقي هوكيف سنوازن بين هذه الأولوية وباقي الأولويات؟
    Eğer Skaara'ya önceliği verirseniz, bu Klorel'e ölüm cezası olacaktır. Open Subtitles إذا منحت الأولوية إلى سكارا إذاً هذا سيكون كحكم الأعدام ل كلوريل
    O halde, eğer önceliği Klorel'e verirseniz, hem konukçu hem ortakyaşam hayatta kalır. Open Subtitles لذا ، إذا منحت الأولوية إلى كلوريل كلا المضيّف و السيمبوتى سيعيشان
    Sonuç olarak, önceliği vücudun gerçek sahibine veriyorum. Open Subtitles إلى تلك النهاية ، أمنح الأولوية إلى المالك الأصلي للجسد
    FBI'ın bu akşamdan itibaren önceliği sizi güvende tutmak. Open Subtitles إبتداء من هذا المساء، مكتب التحقيقات الفدرالي الأولوية القصوى تحتفظ بك في مكان أمين. إلى متى؟
    Elbette, önceliği arttırılması gerekecek başka hususlar da olacak. Open Subtitles الواقع. هناك أمور الأخرى التي ينبغي أن تعطى الأولوية.
    İki numara, siyasetçilerinizi ve hükümetlerinizi bunun bir kamu önceliği haline getirmesi için zorlayın. TED ثانيًا، ادفعوا سياسييكم وحكوماتكم تجاه جعل ذلك أولوية عامة.
    Sonra, senin en büyük önceliği taşıdığı haberini aldık. Open Subtitles وبعد ذلك .. عرفنا أن إنقاذكم له أولوية قصوى
    Bayan, o asileri yakalamak ordunun en büyük önceliği. Open Subtitles سيدتي, أسر أولئك المرتدّين أولوية الجيش الأعلى
    Pardon! Her ikiniz de, altyapı planından ve Rusya'dan bahsettiniz ve geleneksel muhafazakar siyasetin önceliği olmayan diğer şeylerden. TED آسف. كنت قد ذكرتما البنية التحتية وروسيا وأشياء أخرى لم لتكن أولويات تقليدية للجمهوريين.
    Hayır. Fail gözaltındayken pek önceliği yok sanırım. Open Subtitles أعتقد انها أقل اولوية مع وجود المشتبه بها تحت التحفظ
    Tutuklanıp sorguya çekilmesi hâlâ departmanın birinci önceliği. Open Subtitles "إحضاره إلى المركز للاستجواب لا يزال أولويّة قسم الشرطة"
    Bana başka bir numune verdi ve önceliği olduğunu söyledi. Open Subtitles لقد اعطاني عينة اخري و قال ان لها الاولوية
    Sonuç olarak, senden programında önceliği cıvık aramalara vermeni istiyorum. Open Subtitles أخيراً أود منك البدء بوضع الأولويات للإتصالات الأجمل
    Sorunun önceliği ne kadar büyükse çözümü de o kadar kolay ama bir o kadar da ihmal ediliyor. TED إن المشكلة ذات الأولويّة الكبرى، هي المشكلة الأكبر والأسهل حلًّا والأكثر إهمالًا.
    Özel Harekat Komutanlığı Merkezi için yüksek önceliği olan özel bir göreve. Open Subtitles مهمه خاصه للعمليات المشتركه ذات أولويه قصوى
    Kral'ı korumak ilk önceliği ise üçünü de oracıkta öldürmesi gerekirdi. Open Subtitles "طالما حماية الملك أولويّته الأولى، فتحتّم أن يقتل الثلاثة في حينه"
    Temiz hava için iyi bir çözüm değil ama bu adamın önceliği değil belli ki çünkü tembel biri değil. Open Subtitles إنه لم يكن نظام تنفس نقي تماماً، وهو ما لم يكن من أولوياته كما هو واضح، لأنه لم يكن كسولاً!
    - Tam emin değilim, ama bence onun önceliği insanlar değil. Open Subtitles لست واثقاً لكني لا أعتقد أن الناس هم أولويته الأولى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more