Tamam, bir parti öncesi içki daha, ve sonra Clam'a akıyoruz. | Open Subtitles | حسناً .. احتساء شراب ماقبل الحفلة ومن ثم سنذهب إلى الحانة |
Avukat sonunda evlilik öncesi anlaşmanda bir açık mı buldu? | Open Subtitles | المحامي وأخيرا وجدت ثغرة في اتفاقية ماقبل الزواج الخاصة بك؟ |
Ama en şaşırtıcı tarih öncesi sanat eserleri bunlardan daha da eskidir. | TED | لكن أكثر تحف ما قبل التاريخ إثارة للاهتمام أقدم من هذه بكثير. |
Bağımsızlık öncesi Hindistan'da, mahkeme, bir Hindu idolü için tüzel kişi, bir cami için tüzel kişi kararı verdi. | TED | في مرحلة ما قبل استقلال الهند، عقدت محكمة أن المعبود الهندوسي كان شخصا اعتباريا، أن المسجد كان شخصا اعتباريا. |
Evlilik öncesi saadetinizi nasıl iyi etkileyeceğini hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَتخيّلُ بأنّه جيدُ جداً لنعمتِكَ قَبْلَ زوجيةِ، أمّا. |
Kalkışacağım şey öncesi bu denli kuvvetli bir duygu hiç hissetmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن شعرت بهذا الشعور القويّ النابع من قيامي بشيء كان يتوجّب عليّ أن أفعله. كان عليّ أن أقوم به. |
Bir maçın öncesi gece, çok heyecanlıyım. | TED | أنا متوتر جدا في الليلة التي تسبق المباراة. |
Ve bunlar orijinal durumla karşılaştırma yapıldığında çıkan yüzdeler, başka bir deyişler, endüstriyel devrim öncesi çağ ile yani 1750. | TED | وتلك هي النسب في مقابل الوضع الاصلي, ماقبل الثورة الصناعية 1750 |
Ancak bu, sadece kanser araştırmalarının klinik öncesi olan bu sıkıcı türlerinde olan bir durum değil. | TED | لكنها لا تحدث في العالم المحدود لأبحاث السرطان الأساسية ماقبل التشخيص السريري فحسب |
Ve burada aslında olan, asıl şahit olduğumuz, evlilik öncesi birliktelik aşamasının ciddi bir şekilde uzaması. | TED | وفي الحقيقة ، مايحدث هو مانراه الآن التوسع الحقيقي لمرحلة ماقبل الالتزام قبل أن تتزوج. |
'37 Dünya fuarı tarzı savaş öncesi objeler satmak. | Open Subtitles | لبيع أغراض ماقبل الحرب, على غرار معرض العالم 37. |
Ancak bazı insanlar sınav öncesi iş göremez hâle geliyorlar. | TED | ولكنّ البعض يتعرّض لقلق ما قبل الاختبار والذي يُقعد صاحبه. |
Ve evlilik öncesi bir anlaşma imzalamış olsaydım, sen o müzik kampına gidemezdin. | Open Subtitles | وإن لم أوقع وثيقة ما قبل الزواج فما كنتما لتذهبا إلى المخيم الموسيقي.. |
Bunun bir Clovis öncesi insan parmak kemiği olmadığından eminim yani Derek'in taşlaşmasına neyin neden olduğunu biliyor olabilirim. | Open Subtitles | حسنا، أنا متأكد هذا يعني انها ليست اسلاف الانسان ما قبل كلوفيس ، ما يعني أنني يمكن أن نعرف. |
Neden zafer öncesi küçük bir kutlama yapmıyoruz? | Open Subtitles | لماذا لا نحضى بإحتفال صغير قَبْلَ النصر؟ |
Evlilik öncesi yaptığımız anlaşmaya göre payıma düşen üstümde. | Open Subtitles | حَسناً، طبقاً للشروطِ إتفاقيتِنا قَبْلَ زواجيةِ، أَعتقدُ أَلْبسُ سهمَي العادلَ. |
Başka bir deyişle, herzamanki fırtına öncesi sessizliği. | Open Subtitles | بعبارة أخرى، إنه الهدوء الذي يسبق العاصفة |
Evliliğin hemen öncesi en hassas zamandır. | Open Subtitles | الفترة التي تسبق الزواج مباشرة تكون حساسة جداً |
Göldeki tarih öncesi yaşam emsalsiz değil. | Open Subtitles | أي حيوان قبل التأريخ يعيش في البحيرة ليس بدون سابقة. |
Son kısımdan pek emin olamadım ama öncesi güzeldi. | Open Subtitles | آخر جزء من الكلام لست متأكد منه لكن ما قبله كان جيداً جداً |
Ben özgüven dansı yapıyorum çünkü seks öncesi gergin oluyorum. | Open Subtitles | ينتابني خوفٌ ما قبلَ العلاقة حيثُ اضطرّ لأداءِ رقصةِ الثقة. |
Biraz uyuşturucu içtikten sonra, evlilik öncesi seks ve biraz kan dökmeyi mi planlıyorsunuz? | Open Subtitles | تخططون لتدخين مخدر صغير وعمل علاقة زوجية مسبقة, ليصبح مذبوحا؟ |
Bu katmanlar, ergenlik öncesi ses tonlarından ayıran ayrı bir tını oluşturarak nüansa ve sese derinlik katıyor. | TED | هذه الطبقات تضيف تميزًا وعمقًا للصوت، مُعطيةً الصوت رنينًا مُميّزًا يجعله مختلفًا عما كان قبل سن البلوغ. |
O zaman belki de arkadaşlık öncesi dönemdeki halimize dönmeliyiz. | Open Subtitles | حسناً ، ربما ينبغي لنا أن نعود لما قبل الاصدقاء |
Sorum tamamen evlilik öncesi durumu kapsamaktadır. | Open Subtitles | سؤال كان موجه بالنسبة للفترة التي سبقت زواجهم. |
Yerleştirme öncesi genetik tanı işlemini burada gerçekleştiriyoruz. | Open Subtitles | هنا حيث نقوم بالتشخيص الوراثي قبل الغرس. |
Daha öncesi için özür dilerim. Aşırı duygusal davrandım. | Open Subtitles | آسفة على ما حدث سابقاً كنت منفعلة |
Çalışanlar Bayramı'nda yapılacak parti öncesi evi kaybetmek istemeyiz, tamam mı? | Open Subtitles | لا يمكننا أن نخسر كاسا دي الجنس قبل عيد العمال، حسنا؟ |