Nedense öğretmenlerin bunun ne kadar önemli olduğunu kendilerine hiç sormadıklarına inanıyorum. | TED | وبرغم ذلك، أشعر أن المدرسين لم يسألوا أنفسهم عن سبب أهمية ذلك. |
Şimdi bu sürecin hayatımız için ne kadar önemli olduğunu anlayabilirsiniz. | TED | والآن يستطيع الفرد منّا أن يفكر بمدى أهمية تلك العملية لحياتنا. |
Mesele şu, bu doğru değil. Bunu söylemenin önemli olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | المهم ، أنه ليس صحيحاً ظننت أنه مهم أن أقول هذا |
Ona Paul Briggs ile ilgili olduğunu ve önemli olduğunu söyleyin. | Open Subtitles | قولي له انه يتعلق ب بول بريجز و انه مهم جدا |
Son teslim tarihinin farkındayım ve önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعمل على ذلك أعرف الموعد النهائي وأعرف أن الأمر مهم |
Bu zincir bize bu yangının çok önemli olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | كما ترى,هذه السلسلة تشير لنا ان هذا الحريق هو المهم |
Çünkü kızım gelmemin kendisi için çok önemli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لأن أبنتى أكدت لى أنه من المهم لها أن أحضر |
Bazı çocuklar sizi görmek istiyor, Figüran Bob. önemli olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | أطفال ما يريدون مقابلتك، ويقولون أن الأمر هام |
Böylece sen birlikte başlamanın bizim için ne kadar önemli olduğunu görebilirsin. | Open Subtitles | لذا تستطيع أن ترى مدى أهمية ذلك لكلا منا للشروع بصورة صحيحة |
Niçin bu kadar önemli olduğunu anlamıyordum. Hala da öyle. | Open Subtitles | لم أفهم سبب أهمية كرة السلة الكبيرة إلى هذا الحد |
-Alman hava kodunu ve... bunun ne denli önemli olduğunu kaç kişi biliyordu? | Open Subtitles | كم شخصاً علم بأمر شفرة الطقس الخاصة بالألمان؟ ومدى أهمية هذا الأمر لنا؟ |
Sadece sıralamamız bile dünyaya neyin bizim için önemli olduğunu gösteriyor. | TED | وذلك الترتيب يظهر للعالم ما كنا نعتقد أنه مهم. |
Otoriteler önemli olduğunu fark edince kazı başlattılar. | Open Subtitles | وما أن قرروا أنه مهم حتى نظموا عمليات الحفر |
Dr. Sue gelişebilmesi için bu tür bir meraka imkan tanımanın önemli olduğunu düşünüyor. | TED | دكتور سو تعتقد انه مهم جدا ان ندع هذا الفضول ينمو ويزدهر. |
Biliyorsun, benden eve gelmemi istedin.Çok önemli olduğunu söyledin. | Open Subtitles | لقد طلبتي مني أن أحضر للبيت وقلتي أن الأمر مهم |
Medya şirketleri, seyircinin de önemli olduğunu fark etti. | TED | كذلك تدرك شركات الإعلان أيضا أن الجمهور هو المهم. |
Sorumluluk almanın önemli olduğunu söyledi ben de burada bunu yapıyorum. | Open Subtitles | قال أنه من المهم تحمّل المسؤولية, لذا هذا ما أفعله هنا. |
Danny Witwer telefonda. önemli olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | داني ويتوير على الهاتف يقول أن الأمر هام |
Okul yoksul insanların önemli olduğunu düşündüğü şeyleri öğretecekti. | TED | ما كان يعتقد الفقراء بأنه مهم سينعكس في الكلية |
Sana bunun mahkeme için ne kadar önemli olduğunu söylemesem yalan söylüyor olurdum. | Open Subtitles | سوف أكون كاذبا عليك إذا لم أخبرك كم كانت مهمة بالنسبة للرأي العام |
Kendin gibi insanları tanımanın senin için önemli olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا فعلاً أعتقد أن هذا مهم لك لتعرف الأشخاص أمثالك |
Yapmayacağım Bunun benim için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | انا لن افعل, انت تعلم كم هي مهمة بالنسبة لي |
Bu kahrolası sığınağın neden bu kadar önemli olduğunu öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أردت فقط أن تعرف ما هو مهم جداً حول هذا القبو؟ |
Yine de bunu yapıyorsun çünkü ne kadar önemli olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | لكنّكِ تقومين بذلك على كلّ حال لأنّكِ تدركين مدى أهميّة ذلك. |
önemli olduğunu düşündüğün her şeyi ikimiz arasında tutabilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أبقي أيّ شيء تشعر أنّه مهم فيما بيننا |
Bu anı bölmek istemem ve çok önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا أقصد أن أقاطع هذه اللحظة, أعلم أنها مهمة حقاً. |