Daha da kötüye gidiyor ve tek önemsediğim kişi Hugh Sloan. | Open Subtitles | و الوضع يسوء و الوحيد الذي أهتم بشأنه هو هيو سلون |
Oldukça önemsediğim iki insanın aptal bir şey yüzünden birbirlerini incitmelerini izleyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع الوقوف ومشاهدة شخصين أهتم لأمرهما متأذيان من أجل أمر سخيف |
Bu geceden önce herşey basitti önemsediğim tek şey krallığımdı. | Open Subtitles | قبل ليلة كان كل شيء بسيط كنت أهتم فقط لمملكتي |
Bu sorun, önemsediğim insanları ortadan kaybetmeye devam ediyorsa neye mal olursa olsun, bunun için gönüllüyüm. | Open Subtitles | ان القضية تنحصر في ان اهتم بابعاد الناس عن الاختفاء وسافعل كل ما يحتاجه الامر ومهما تطلب |
Senin yüzünden önemsediğim her şeyden ödün verdim. | Open Subtitles | لأنّكَ جعلتني أخاطر بكلّ شيء يهمّني في نفسي |
Zaten önemsediğim biriyleyim ve önemli olan da bu, değil mi? | Open Subtitles | أدركت بأنني كنت مع أشخاص أهتم بأمرهم وهذا ما يهم، صحيح؟ |
Bu yüzden saldırgan gücümü önemsediğim insaları korumak için kullanmaya karar verdim. | Open Subtitles | لذا , قررت بأن أستخدم .قواتِ الحقيرة لحماية البشر الذي أهتم لأمرهم |
Gezegeni önemsediğim için her gün bu bisikletin üstündeyim ben. | Open Subtitles | أتعرف؟ أنا أركب هذه الدراجة كل يوم لأنني أهتم للناس |
Sizi, önemsediğim bazı insanlarla tanıştırmak istiyorum. Sizin insanlarınız, sizin çocuklarınız. Size dostum Brittany'nin resmini göstermek istiyorum. | TED | أريد أن أقدم لكم بعض الناس الذين أهتم بهم. شعبكم. أطفالكم. أريد أن أعرض صورة لصديقتي بريتاني. |
Ama en önemsediğim erkekle para konuşmak istemedim. | Open Subtitles | لكن لا أريد أن أتناقش حول المال مع الرجل الذي أهتم فيه حقاً |
Hem, hâlâ ülkeme hizmet ediyor hem de önemsediğim insanlarla ilgilenmiş olacağım. | Open Subtitles | سأظل أخدم دولتى سأهتم بالناس الذين أهتم بشأنهم |
Hayır, seni önemsediğim için beni kötü adam yapma. | Open Subtitles | كلا، لا تجعلينني الرجل السئ هنا لأنني أهتم بشأنك فحسب |
Çünkü gerçekten önemsediğim insanlar için çok güçlü olabilirim. | Open Subtitles | لأني أستطيع أن أكون قوية جدًا لأولئك الناس الذين أهتم بهم حقا |
Tek önemsediğim bu. | Open Subtitles | .هذا كل ما أهتم به . لست بحاجة إلى إستقالتك |
önemsediğim biri işin içine karıştı diyelim. | Open Subtitles | دعنا نقول أن شخص ما أهتم لأمره تورط بالأمر |
Hayatım boyunca ilk kez, önemsediğim birisi beni ben olduğum için seviyor. | Open Subtitles | انظر ، لأول مره إلى الأبد أخيراً وجدت نفسي مع شخص اهتم بشأنه |
Şayet bir alakası varsa, böyle şeyler daha önce hiç başıma gelmediğinden bu, olayı benim yaşlı birisine göre daha fazla önemsediğim anlamına gelir. | Open Subtitles | اذا اي شيء انا اعتقد انه يعني انا اهتم اكثر من شخص ما الذي اكبر سنا بسبب هذا النوع من الامر لم يحدث لي من قبل |
Çünkü senin yüzünden önemsediğim her şeyden ödün verdim. | Open Subtitles | لأنّكَ جعلتني أخاطر بكلّ شيء يهمّني في نفسي |
Tek önemsediğim onun yöntemleri eğer istediğim şeyi yapacaksa tabii. | Open Subtitles | لا أكترث إلّا بأساليبه و إنْ بمقدورها تحقيق ما أطلبه |
önemsediğim birine olan sözümü bozdum ve hatta korkumdan dolayı birini öldürdüm. | Open Subtitles | لقد نكثت بوعدي لشخص أهتمّ به كثيراً وقتلت رجلاً بسبب خوفي |
Buradayım çünkü sen hissettirdin ki altından çok daha fazla önemsediğim bir şeyler var. | Open Subtitles | أنا هنا لأنّكَ جعلتني أدركُ أنّ ثمّة شيءٌ أحفل بهِ أكثر من الذهبِ. |
Ross hayatımda ilk defa gerçekten önemsediğim bir şeyi yaptığımın farkında mısın? | Open Subtitles | هذه المرة الأولى التي اعمل بها بشيء أَهتمُّ به. |
Tamam, bak. Tüm önemsediğim senin iyi olup olmadığın. | Open Subtitles | حسناً إنتظري كل مايهمني أنكِ على مايرام |
Beni kardeşimi önemsediğim veya yardım etmeye çalıştığım için suçlayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تلومني على إهتمامي . لشقيقي أو على محاولتي لأساعد |
Benim de bir zamanlar önemsediğim biri oldu. | Open Subtitles | فقد كان لديّ شخصٌ... أكترثُ لأمره ذاتَ مرّة. |