| İnternette kapsülünüz hakkında bir haber okudum ve bir öneride bulunmak için geldim. | Open Subtitles | قرأت عن كبسولتك الزمنية على الإنترنت وأنا هنا لأعرض عليكِ اقتراح |
| Aslında yeni bir öneride bulunmak istiyordum. Son zamanlarda onu çok fazla kullandığımızı düşünüyorum. | Open Subtitles | حسناً انا في الواقع فقط رغبت بتقديم اقتراح لقد شعرت اننا يجب الاستعانة به لاسباب عديدة |
| Yaptığım her öneride, verdiğim her kararda karşımda dürüstlükle kamufle edilmiş ancak kibirle örülmüş koca bir duvar görüyorum. | Open Subtitles | كل إقتراح .. كل قرار قد أتخذته قد تم صدمه من قبل هذا الجدار المنيع |
| Komiserim, bir öneride bulunabilir miyim? | Open Subtitles | كابتن اذا سمحت لي اريد ان اقترح ان نذهب كلانا الى سينغ سينغ |
| Mesela pazarlama işinde...., kötü bir öneride bulunursanız işten kovulabilirsiniz. | Open Subtitles | في عمل المبيعات بالمفرق، على سبيل المثال إبدِ توصية سيئة، وربما تصبح مطرودا |
| Aksine, bir öneride bulunmak istiyorum. | Open Subtitles | بدلا من ذلك، أود أن أطلب منكم للنظر في الاقتراح. |
| Şiddet içermeyen bir öneride bulunabilir miyim, yoksa burası bunun için yanlış bir topluluk mu? | Open Subtitles | هل يمكنني أن أقدم اقتراحاً لا يحتوي العنف أم أن هذا الحشد الخطاً |
| Fakat bir tane iyi öneride bulundu. | Open Subtitles | على الرغم، من أنّه قام :بتقديم اقتراح جيد |
| Bir daha öneride bulunacağınız zaman bir planınız olsun. | Open Subtitles | في المرة القادمة لديك اقتراح جعل، يجب أن يكون لديك خطة. |
| Efendim, bir öneride bulunmak istiyorum. | Open Subtitles | سيدي القاضي , اريد ان اقدم اقتراح |
| Bu kez nasıl bir saçma öneride bulundun Frasier? | Open Subtitles | فرايزر، الذي إقتراح غبي عَملَتَجْعلُ هذه المرَّة؟ |
| Ama bu arada, bir öneride bulunabilir miyim? | Open Subtitles | لكن في الوقت المحدد أقترح وهذا فقط إقتراح |
| Arkadaşça bir öneride bulunabilir miyim? | Open Subtitles | هل استطيع ان اقترح عليك امر بصفتي صديق لك؟ |
| Bir öneride bulunabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكننى ان اقترح إقتراح صغير؟ |
| Senin gazetede kendi sayfana dönmen için de öneride buludum. | Open Subtitles | ورفعت توصية حتى يساعدوك في فتح صحيفتك الخاصة |
| 13. Anayasa Değişikliği'nin onaylanması için öneride bulunuldu. | Open Subtitles | تم تقديم الاقتراح ليحضر القائمة لـ"تعديل المادة 13" ليتم التصويت عليه |
| Bak ne diyeceğim, 48 saattir en iyi arkadaşız yani öneride bulunabilirim sanırım. | Open Subtitles | نحن صديقان مقربان منذ 48 ساعة لذا أشعر بأنني أستطيع أن أقدم لك اقتراحاً. |
| Hastaya yardımcı olduğunu düşünüyorsam elbette öneride bulunurum. | Open Subtitles | انا سأقترح ان كان اقتراحي سيساعد المريض |
| Bak şimdi, bir öneride bulunacağım ve bunu gerçekten düşünmeni istiyorum. | Open Subtitles | إنظري,أنا سأقترح شيئاً وأريدك حقاً أن تضعيه في عين الإعتبار |
| Büyük olduğuma göre öneride bulunabilir miyim? | Open Subtitles | أيمكنني من فضلك أن أعطيك بعض النصائح ؟ |
| Bir öneride bulunsam küstahlık mı etmiş olurum? | Open Subtitles | هل تعتقدين أنها وقاحة إذا تقدمت بإقتراح آخر ؟ |
| Bugün kalan 4 dakikam içerisinde, ben sadece birkaç öneride bulunabilirim. | TED | في الأربعة دقائق المتبقية لي اليوم، أستطيع أن أعطي فقط بعض الاقتراحات. |
| Bizim öneride bulunmamız veya iletişim bilgisi vermemiz yasaklanmıştır. | Open Subtitles | ...نحن ممنوعون من التوصية بواحد وتعطينا معلومات الاتصال الخاصة بهم |
| Bir öneride bulunabilir miyim? | Open Subtitles | مهلاً ، أتظن أنه بإمكاني أقتراح شيء بهذه السرعة ؟ |
| Tatmin edici olacağını umduğum bir öneride bulunabilir miyim? | Open Subtitles | اسمحوا لي أن أقترح إقتراحاً أتمنى أن يكون مُرضياً. |
| Ama daha önce konuştuğumuz beyin cerrahlarının hiçbiri bize böyle bir öneride dahi bulunmadı. | Open Subtitles | ولكن لم يقترح أي من جراحي العصبية الثمانية الآخرين الذين تحدثنا معهم ذلك. |