önlerinde, 1300 kilometre boyunca gezegenin en zorlu arazileri bulunuyordu. | Open Subtitles | و أمامهم 1300 كيلومتراً من أكثر المناطق تحدياً على الأرض |
önlerinde ne kadar altın sallarsanız sallayın o düşmanlık bir anda yok olmaz. | Open Subtitles | لا أكترث بمقدار الذهب الذي ستضعه أمامهم ولكن هذا الحقد لن يختفي سريعًا. |
O andan sonra önlerinde 414 günlük uzay yolculuğu olacak. | Open Subtitles | من هناك، سيكون أمامهم 414 يوماً من السفر في الفضاء |
Ve kısa sürede onlara geçmişi hatırlamalarında yardım edeceğiz nelerden hoşlanmadıklarını ve harika olan şeylerin hemen önlerinde olduklarını... | Open Subtitles | وكلما ابكرنا في انقاذهم سوف يرون مالا يحبون في انفسهم لكي يتمكنوا من رؤية الشيء العظيم امامهم |
- Evet, önlerinde apaçık bir gelecek olan iki vurgun genç. | Open Subtitles | نعم , و زوجين مُغرمين أبواب المستقبل مفتوحة على مصراعيها أمامهما |
Seyirci tamamıyla mantıklı varsayımlar veya tahminler yapmaya yöneltilir. Ancak, bunlar aslında önlerinde yapılan şeyle aynı değildir. | TED | حيث يقاد الجمهور لتكوين إفتراضات أو تفسيرات منطقية تماماً لكنها في الحقيقة لا تطابق ما يعرض أمامهم |
Bunlardan dolayı bu insanlar bunalıma girdi ve endişeye kapıldı ve tüm salgın önlerinde çözülüyordu. | TED | ولهذا السبب، كانوا قلقين و منزعجين جداً فالوباء قد انكشف أمامهم كاملاً. |
Benim fikrime göre bu insanların önlerinde duranı göremedikleri anlamına geliyor. | TED | أعتقد أن هذا يعني أن البشر لم يتمكنوا من رؤية الحقيقة الواقعة أمامهم. |
Ve bulduğumuz şey gerçekten şaşırtıcıydı, çünkü kaba kelimeleri alan insanlar önlerinde duran bilgisayardaki bilgiyi kaçırma konusunda beş kat daha olasılıklıydı. | TED | وما وجدناه كان مذهلًا، لأن من حصلوا على الكلمات الوقحة كانوا أكثر عرضة بخمس مرات لتفويت المعلومات أمامهم مباشرة على شاشة الكمبيوتر. |
Ama toprak Tanrı'nın söz verdiği gibi önlerinde uzanıyordu. | Open Subtitles | و مع ذلك بدأت الأرض تتضح أمامهم كما وعد الرب |
Özellikle de burada önlerinde durduğumuz sürece bir avantajımız olmayacak. | Open Subtitles | خاصة إذا وقفنا هنا بالخارج أمامهم هذا يبدو وأنه لن يكون لدّينا أيّة ميزة |
Onlara nasıl da imreniyorum, köpek. Tüm yaşamları önlerinde onları bekliyor. | Open Subtitles | لديهم ، كلب يا أحسدهم كم أمامهم حياتهم كل |
Evet, tanıdım ve korktum, ve önlerinde seni dudağından öpüp onları kışkırtmak istemem. | Open Subtitles | نعم, فعلت وقد أخافاني لذا لن أثير غضبهم اذا ما قبلتك قبلة فرنسية أمامهم |
İnsanların, önlerinde duran şeyleri... görmelerini engelleyen bir özürdür... | Open Subtitles | .. إنه مأساة تمنع الناس .. من رؤية ما هو أمامهم |
Onlar, önlerinde Güneş'in Oğlu durduğunda bile sadece bir adam görenlerdir. | Open Subtitles | هم من رأوا فقط رجلاً عندما وقف ابن الله أمامهم |
Caldor'un adamları köyümüze saldırdığında babam önlerinde durup ruhları için dua etti. | Open Subtitles | عندما مقاتلو كالدور هاجمو قريتنا أبي وقف أمامهم |
Tecrübeli olduğunu biliyorlar. Hepsi önlerinde yazılı. | Open Subtitles | هم يدركون خبرتك , كله مكتوب امامهم |
önlerinde dev bir ölüm tuzağı var. | Open Subtitles | امامهم الكثير من اكاذيب الفخاخ الواسعه |
önlerinde kokain çekmem için beni zorladılar. | Open Subtitles | وأجبروني على صنع كوكاين امامهم |
önlerinde bir kral arkalarında bir Kraliçe varken insan olan bir kızdan bahsediyorlar. | Open Subtitles | ،ملك أمامهما ،ملكة خلفهما ويتحدثان عن بشرية |
Karanlıkta uyurken, önlerinde otururken birkaç saat önce onları beceriksizce ve yalapşap sevişirken hayal ettim. | Open Subtitles | أجلس أمامهما, نائمان في الظلام أتخيلهما قبيل ساعات يمارسان الحب بطريقة غير ملائمة, وسريعة |
Kanadı geri çağıramıyacaklarının farkına vardıkları zaman, önlerinde yanlızca bir seçenek kalacak: | Open Subtitles | والرؤساء المشتركون في الغرفة الحربية عندما يدركوا أنه لا توجد .... أى إمكانية فى إعادة الجناح |