| Ateş çukurunun üstünden bir jaguar atladı, ancak Tecciztecatl'ı gökyüzüne taşıyamadı. | TED | قفز فهد فوق النار، لكنه فشل في حمل تيكسيستاكات إلى السماء. |
| Atlantik'in üstünden tek başına uçan ilk zenci adam Alan Lemon mı? | Open Subtitles | ألين ليمون ، وهو أول رجل أسود يحلق فوق المحيط الأطلسي وحده؟ |
| Yani bacağı dizin altından kesilmiş, Tony'ninkiyse diz üstünden kesilmişti. | Open Subtitles | اذن ساقه قطعت تحت الركبة و توني من فوق الركبة |
| Hanımefendinin omzunun üstünden onu göz ucuyla gördüm. Arkası bana dönüktü. | Open Subtitles | لقد لمحته فقط من أعلى كتفها، فقد كان يدير ظهره لي |
| BF: Ben koşup kafasının üstünden atlayacağım. | TED | .باري باري فريدمان : سوف اقوم بالقفز من فوقه |
| üstünden geçtiğim bu bataklıkta Babil'de ikimizin de sürgünde olduğu bu topraklarda. | Open Subtitles | فوق الطين الذي مشيت عليه هنا في بابلون حيث تمّ تغريبنا .. |
| Dokuz yaşımda iken yılda birkaç defa, tek başıma okula gitmek için Kuzey Kutbunun üstünden uçuyordum. | TED | لذلك، منذ أن بلغت 9 سنوات كنت أسافر بمفردي بالطائرة عدة مرات في السنة فوق القطب الشمالي، لكي أذهب إلى المدرسة. |
| Hendeği geçebilenleri, dış duvarın 27 fit üstünden gelen bitmeyen bir yaylım ateşi karşılayacaktı. | TED | أولئك الذين عبروا الخندق عليهم ان يكافحوا القصف المتواصل من ارتفاع 27 قدم فوق السور |
| Bu dersin çatınızdaki panelin üstünden bir bulut geçtiği için bitmesini istemezsiniz. | TED | حسناً، قد لا تريد أن ينتهي هذا الدرس بسبب مرور سحابة فوق الألواح الشمسية أعلى سطح منزلك فقط. |
| Londra'ya giderken çiftliğimin üstünden geçiyorlar. | Open Subtitles | انهم يمرون فوق مزرعتى فى طريقهم الى لندن |
| Uçakla Şeytan Adası'nın üstünden geçtim. Lüks bir tatil yerine benzemiyor. | Open Subtitles | لقد طرت فوق جزيرة الشيطان لا تبدو كمنتجع فاخر |
| Sanırım o inmeden ben arabadan indim ve ıslak çimenlerin üstünden büyük sisli meşeliğe doğru yürüdük sanki sanki orada birisi yardım istiyordu. | Open Subtitles | أظن أننى خرجت من السيارة قبل أن يخرج منها لقد سار فوق العشب الرطب و توجه نحو شجر السنديان الضبابى الكبير كما لو كان أحد |
| Sağ kol dirseğin üstünden kopmuş, üst kaslarda büyük ölçüde doku kaybı var. | Open Subtitles | الذراع الأيمن قُطِعَ فوق المِرْفَقِ بخسارةِ هائلةِ في الانسجة العضلات العلوية |
| Arkadaşım Redhill ve Ashford arasında trenin üstünden gelecek. | Open Subtitles | أصدقائي سيأتون من فوق القطار بين ريدهيل وآشفورد |
| Pekâlâ. Kazın ve kafamızın üstünden geçip gitsinler. | Open Subtitles | حسناً، فلتحفروا وتدعوهم يمرون فوق رؤوسنا |
| Ve üstünden ona bakarsan tepesinde kocaman, sarı bir gülen yüz görürsün. | Open Subtitles | و إن أمكنك النظر إليه من أعلى سترى ابتسامه جميلة صفراء أعلاه |
| Kafasının üstünden fil geçse bu kadar olurdu. | Open Subtitles | ولكن, لو كان فيلا قد دهس فوقه, لكان له نفس التأثير |
| Oyun defterini getir. Burada buluşuruz. Bazı oyunların üstünden geçeriz. | Open Subtitles | لما لا تجلب كتاب اللعب لنرى بعضهم و نراجع الكل |
| Çekil üstünden! Alex, lanet olası paranı aldın! Git işte! | Open Subtitles | انهضي من فوقها, الكس انت تملك المال اللعين فقط اذهب |
| Babamın haberi olmadan yürüdüm ve bir tepenin üstünden gördüm. | Open Subtitles | لقد مشيت بعيداً بدون علم والدي ورأيتها من على الحافة |
| Şu anda sorgu odasında. Hazır olunca notlarımın üstünden geçeriz. | Open Subtitles | لديه القليل من الوقت في غرفة الاستجواب، لذا عندما تكون مستعد سوف أراجع جميع ملاحظاتي معك |
| Su, birkaç il üstünden kendine yol açarak kuzeyden taşıyordu. | TED | كانت المياه تفيض من الشمال. تشق طريقها عبر عدة مقاطعات. |
| Fakat bu sayıların üstünden tekrar gidip herşeyin kesin olduğunu teyid etmem lazım. | Open Subtitles | شكرا لك لكنني أود بمراجعة هذه الأرقام حتى أتأكد من عدم نسيانكم لشيئ ما |
| Sanki taşaklarını kafanın üstünden sarkıtmış da ön koluna doğru sürüyor gibi. | Open Subtitles | وكأن مشعوذًا سيرفع منجله فوقك وينزل به قاطعًا ذراعك. |
| Senin kedinin üstünden arabayla geçtim diye çıkan kavga gibi mesela. | Open Subtitles | أجل كتلك المرة التي خضنا فيها شجارا كبيرا لأنني دهست قطتك |
| Bir buzun üstünden geçip kontrolü kaybederek birkaçını altıma alana kadar iyi gidiyordum. | Open Subtitles | كـان لا بأس به حتى سرت على قطعة جليد و كدت أدهس بعضهن |
| Yani bomba dışarıdan, arabanın üstünden geldi. Evet ama nasıl? | Open Subtitles | إذن كانت القنبلة في الخارج على الجزء العلوي من السيّارة. |
| Şu çiçeğin üstünden, çimlerin üzerini görebiliriz. | Open Subtitles | من قمة تلك الزهرة يمكننا أن نرى من فوق العُشب |
| Küçük bir cam ya da ona benzer bir şeyin üstünden geçmiş olmalısın. | Open Subtitles | لا بدَّ وأنْك مشيت على بَعْض الزجاجِ الصغيرِ أَو شيء |