"üzere olan" - Translation from Turkish to Arabic

    • على وشك
        
    • الذي يوشك
        
    • المُحتضرة
        
    • ذُعِرت عندما
        
    • يوشك على
        
    • من حالته على حافة
        
    • المحتضرات
        
    • تنفد
        
    Ölmek üzere olan bir anne, sırf acıyacak diye ilik testini reddetmez. Open Subtitles الأم التي على وشك الموت لا ترفض فحص التوافق لمجرّد أنّه يؤلم
    Dükkanımda da bayatlamak üzere olan çok sayıda kızıl kadife pastam var. Open Subtitles ولدي العديد من كعك الأحمر المخمل في المحل على وشك ان يتعفن
    Ölmek üzere olan biri tarafından sorgulanmak dışardan bakınca pek güzel durmayacaktır. Open Subtitles لن يبدو مظهرك جيداً ومنصبك يخلع بواسطة رجل مريض على وشك الموت
    Tek istediğim oğlanla konuşman, seni için değil, onun için değil, doğmak üzere olan bebek için. Open Subtitles كل ما أدعوك للقيام به هو محادثة الفتى، ليس من أجلك، ولا من أجله، إنما لأجل الطفل الذي يوشك أن يولد.
    Ölmek üzere olan eşine bakmak için. Open Subtitles ليعتني بزوجته المُحتضرة
    Gelmek üzere olan saldırıyı öğrendiğimde telaşlanmıştım. Open Subtitles ذُعِرت عندما علمت بقدوم الهجوم
    Ve ölmek üzere olan bir adamı... öldürmek gerçekten suç mu ? Open Subtitles وإذا كان أحد قتل رجل على وشك الموت، هل هذا حقا جريمة؟
    Bu muharebe, bu savaş gerçekleşmek üzere olan ne varsa hepsi Charles'a bağlı. Open Subtitles هذه المعركة هذه الحرب كل شيئاً على وشك الحدوث جميعها يعتمد على تشارلز
    Dışarıda tüm ailesinini kaybetmek üzere olan küçük bir kız var. Open Subtitles هناك فتاة صغيرة في الخارج والتي على وشك فقدان عائلتها كُلها
    Benim gördüğüm lezzetli birşey yemek üzere olan bir inek. O inek ne yiyiyor? TED ولكن ما أراه هو بقرة على وشك أكل شيء ما لذيذ . والسؤال ما الذي سوف تأكله البقرة ؟
    Bu şekilde, kirasını ödemediği için evden çıkarılmak üzere olan bir müvekkil geldi. TED و كان لدي موكلي الذي جاء، لأنه على وشك أن يطرد لانه لم يدفع ايجار منزله.
    Düşmek üzere olan bir uçak hayal edelim içinde 250 çocuk ve bebekle, bunu nasıl önleyeceğinizi bilseniz, yapardınız değil mi? TED تخيل أن هناك طائرة على متنها 250 طفلا ورضيعا على وشك السقوط، لو كنت تعرف كيف توقف ذلك، هل ستفعل؟
    Sol tarafta, vücudundaki yumurtaları denize bırakmak üzere olan bir dişi görüyorsunuz. TED هذه أنثى على اليسار مع بعض البيض فس نسيجها، وهي على وشك اطلاقه في مياه البحر.
    Bu gerçekleşmek üzere olan bir devrim! TED إنه ثورة فى مجال الرعاية على وشك الحدوث.
    * Saldırmak üzere olan canavardan kurtaracak kimse yok seni * Open Subtitles ♪ ولن ينقذك أحد من الوحش الذي يوشك الهجوم ♪
    Huzurevindeki ölmek üzere olan birinin yanına kıvrılan kediler gibisin. Open Subtitles أنت كالقطة في منزل المسنين التي ترقد قرب الشخص الذي يوشك على الموت.
    Ölmek üzere olan eşine bakmak için. Open Subtitles ليعتني بزوجته المُحتضرة
    Ölmek üzere olan eşine bakmak için. Open Subtitles ليعتني بزوجته المُحتضرة
    Gelmek üzere olan saldiriyi ögrendigimde telaslanmistim. Open Subtitles ذُعِرت عندما علمت بقدوم الهجوم
    Seni iyice benzetmek üzere olan adamlar böyle konuşur. Open Subtitles الرجل الذى يوشك على ضربك هو من يتحدث هكذا
    Ölmek üzere olan bir hasta. Open Subtitles مريض ميؤوس من حالته على حافة الموت
    Ölmek üzere olan yaşlı kadınların, ölmüş kocalarını andıkları bir evde kalmıştım. Open Subtitles كنت أعيش في بيت حيث المسنات المحتضرات يتذكرن أزواجهن الأموات
    Sonlanmak üzere olan hayatının sesi bu." Open Subtitles "هذا هو صوت حياتك تنفد"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more