Yine Laura gibiydi. Çok üzgündü. | Open Subtitles | وكأنها عادت إلى طبيعتها، كانت حزينة للغاية |
Elizabeth, o üzgündü. Eminim öyle demek istememiştir. | Open Subtitles | إليزابيث , إنها كانت منزعجة إننىمتأكدأنهالمتكُن تعىماتقوله. |
Rachel üzgündü, ben de onu teselli ettim. | Open Subtitles | حسن، نعم ، رايتشل كانت مستاءة ، وأنا كنت اواسيها |
Ama kahkahalardan yıkılmadık. O üzgündü falan... | Open Subtitles | لم يكن هناك ضحكات لقد كان حزيناً من هذا القبيل |
Jerry, bir arkadaşın geldi ve senin minibüsü aldığım için çok üzgündü. | Open Subtitles | جيري، مرّ أحد أصدقائك وكان منزعجاً للغاية من أني أمتلك سيارتك. |
Belki bu çocuk da onun gibi üzgündü, anladın mı? | Open Subtitles | ربّماكانهذاالشاب.. حزين جداً أيضاً تعلمي ذلك؟ |
çünkü 16 yaşındayken bir ay göründüğünden daha uzun gelir insana. Neyse, uçaktayken gerçekten çok üzgündü, | TED | لأنها فترة طويلة إذا كنت في 16 من عمرك عموما، لقد كان مستاء جدا على الطائرة |
Alex üç kere ödemeli aradı, çok üzgündü... sonra hatlar kesildi. | Open Subtitles | لقد اتصلت اليكس بي ثلاث مرات من تلفون عمومي ، وقد بدت حزينة جدا ثم انقطع التصال . ماذا يحدث؟ |
Sahip olnumuştu.üzgündü. | Open Subtitles | لم تكن تملك شيئاً كانت حزينة ومكتئبة لكنك جعلتها تشعر |
O da üzgündü. Ve benim de onun herşeyi olduğumu hissettim. | Open Subtitles | هي أيضاً كانت حزينة جداً، وشعرتُ أنني أيضاً هو كل ما تملكه في العالم. |
İlk başlarda üzgündü ama muhtemelen kız kardeşi birisini vurduğu içindir. | Open Subtitles | حسنا، لم تكن منزعجة في الأصل لكن من المحتمل أنها انزعجت لأن أختها أطلقت النار على شخص ما |
Yangından dolayı çok üzgündü belki biraz yalnız kalmak istemiştir. | Open Subtitles | كانت منزعجة بشدة بعد الحريق و ربما خشيت أن تمر بما مرت به بالسابق |
Evet, o dün gece oldukça üzgündü. | Open Subtitles | نعم , أنّها كانت منزعجة جداً الليلة الماضيه .. هاه ؟ |
Hapishanedeki isyanda olmandan dolayı çok üzgündü. | Open Subtitles | أجل، لقد كانت جد مستاءة لاحتجازك في أعمال الشغب. |
Aramadığın için o çok üzgündü ya da | Open Subtitles | انها مستاءة للغاية أنك لم تقومي بالاتصال بها أو |
Babam üzgündü çünkü hiç kadını yoktu ve tüm sabahlarını evde bir başına harcıyordu. | Open Subtitles | والدي كان حزيناً لآنه لم يلتقِ بالمرأة المناسبة و كان يمضي كل صباح وحيداً في منزله |
Baştateselliedilemez ölçüde üzgündü. | Open Subtitles | في البداية كان حزيناً بشكل لا ينفع معه العزاء |
Bunun doğruluğundan hemfikir değilim. Derse döndüğünde üzgündü. | Open Subtitles | لست سعيدة بهذا الموقف، كان منزعجاً عند عودته إلى الصف |
423. odadaki Bay Watkins çok üzgündü. | Open Subtitles | لذا , سيد واتكنز بغرفة 423 كان حزين جداً |
Kramer? a verdiğim o şifonyer yüzünden çok üzgündü. | Open Subtitles | إنه مستاء من اعطائي خزانة الأدراج لـ كرايمر. |
Okula bir ay falan gitmediği için de çok üzgündü. | Open Subtitles | وهو كان حزينا جداً بحيث توقف عن الذهاب للمدرسة لمدة شهر تقريبا |
Onunla konuştuğumda kararımız konusunda canıgönülden üzgündü. | TED | وعندما تحدثت إليه كان حقاً مستاءً من قرارنا |
Lana üzgündü. Ne olduğunu söyledi mi? | Open Subtitles | لانا بدت متضايقة هل أخبرتك بما حدث؟ |
Çok üzgündü. | Open Subtitles | لقد كان مستاءاً جداً |
Bir iş için kasabaya kadar gittiğini söyledim. Çok üzgündü. | Open Subtitles | قلت له أنك أضطررتى للذهاب إلى المدينة من أجل شيئ ما , لقد كان منزعجا قليلا |
Wanda üzgündü, Ken. ailesi ile konuşması gerekiyordu. | Open Subtitles | واندا كانت منزعجه كين كانت بحاجه الى عائلتها |
Demek Chuck bu yüzden o kadar üzgündü. | Open Subtitles | إذن, لهذا السبب كان (تشاك) متضايقاً جداً |
Beni aileye olması gerektiği gibi... hoş karşılamadığı için üzgündü. | Open Subtitles | وقالت انها كانت آسفة لعدم ترحيب بوجودي في العائلة مثل ما ينبغي أن يكون. |