Hala gündüz sayılır ama yine de karanlık yolcuların ışığını yutuyor. | Open Subtitles | الوقت نهار وفقاً للساعة ومع ذلك فظلام الليل يخنق نور الشمس |
Çorbayı, yağmuru ve en çok da gün ışığını özlediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرتني بأنها إفتقدت الحساء والمطر والأهم من ذلك، نور الشمس |
Bu bölgenin harekete geçirilmesi, kişiye içsel ışığını görme imkanı verir. | Open Subtitles | لأن تفعيل هذا المركز يسمح للشخص أن يرى الضوء من الداخل. |
Nehirin ağzındaki alüvyon mercanın büyümesi için gerekli olan güneş ışığını engelliyor. | Open Subtitles | في فمّ النهر الغرين منع ضوء الشمس الذي تحتاجه الشعاب المرجانية للنمو |
Mumunu benim mumumdan yakan biri olarak, beni karanlıkta bırakmadan alır ışığını. | TED | كَالَّذِي يُضِيءُ شمعته مني يحصل علي النور دُونِ أَن يقلل من نوري. |
Gecenin karanlığında ve gündüzleri beni koru, ışığını gönder. | Open Subtitles | أحرسني في ظلمة الليالي و في الصباح , أرسل ضوئك. |
Işığını boşaltmadığına sevinmedin mi? | Open Subtitles | ألستِ سعيدة بكونك لم تتخلصي من نورك السحري؟ |
Bizler Batı'da, demokrasinin altın ışığını, değerlerini öğütleriz, bunun nasıl yapıldığının parlayan örnekleriyiz. | TED | نحن في الغرب، نحن نبشر بالقيم، نور الديمقراطية الذهبي، الذي نعتبر نحن مثالا لأشعته وكيف تم ذلك. |
Güneşin ışığını görmek istiyorsan ilk gözlerini temizle. | TED | إن أراد أحد أن يبصر نور الشمس، فإن عليه أن يمسح عينيه. |
Ve o zaman güneş ışığını onlara doğrulttuğunuzda ışık, tıpkı bir hayvanın gözünde olduğu gibi tersine yansıyacaktır. | TED | ثم, عندما تركز ضوء الشمس عليها نور الشمس سينعكس مرة أخرى كما حصل مع الضوء المنعكس من أعين الحيوانات |
barışçıl bir yer, doğal güneş ışığını kullanıyor: Nerede olduğunu biliyorsun, dışarıda ne ile karşılaşacağınızı biliyorsunuz. Ve bu döngünün bir çok kısmı, elektiriğe ihtiyaç duymuyor -- | TED | ستانستيد، البديل الأخضر، الذي يستخدم الضوء الطبيعي، هو مكان صديق: تعرف أين أنت، يمكنك الارتباط بالخارج. |
Şimdi, eğer bir gökada kümesi görüntüsü alır ve tüm yıldız ışığını bundan çıkartırsam, elimde bu büyük mavi leke kalır. | TED | حسنا، إن أخذت صورة لعنقود مجريّ، وقمت بحذف كلّ الضوء الصادر عن النّجوم، سيتبقّى أمامي نقطة زرقاء كبيرة. |
Fakat bu olayı ispatlamak için güneş pilinin ışığını engelliyorum. | TED | لكن من اجل اثبات ذلك استطيع حجب الضوء عن الخلية الشمسية |
Güçlenmek, büyümek ve üretmek için gökyüzünden gelen güneş ışığını kullanır. | Open Subtitles | انها تستخدم ضوء الشمس من السماء لتقوية نفسها و تنمو وتتكاثر. |
Gün ışığını yenebilmen için yapacağım serum için kanın da gerekiyor. | Open Subtitles | أنا بحاجة لدمائك كي أصنع مصلاً كي تتغلب على ضوء الشمس. |
Ve bu sayede Afganistan'ın saklı ışığını, nurunu buladildim. | TED | وبهذه الطريقة استطعت ان اجد النور, الضؤ الخفي لافغانستان. |
Gecenin karanlığında ve gündüzleri beni koru, ışığını gönder. | Open Subtitles | أحرسني في ظلمة الليل, و في النهار , أرسل ضوئك. |
"Işığını tutarak güneş daha da parladı. Günün en güzel anı." | Open Subtitles | "بسبب نورك ، أشرقت الشمس أكثر واصبح اليوم جميلاً" |
Eğer radyo ışığını düşürürsem, incelememizde bunu görürüz. | TED | إذا أُخفتت أضواء الراديو، هذا ما لاحظناه من مسحنا هذا. |
Peki, Jim, Kelly, Tahminim, mevsim sıcaklığı ile güneş ışığını normalden fazla olacak. | Open Subtitles | حسناً، جيم، كيلي، التوقعات الجوية، الكثير من شروق الشمس مع درجات الحرارة الموسمية |
Bu dünyanın ışığını ilk kez 60 vatlık bir ampul biçiminde gördüm. | Open Subtitles | أول ضوء رأيته في هذا العالم كان صادراً من مصباح بقوة ستين شمعة |
Ölmek üzere olan ışığını yeni bir muma aktarması için ölüme ümitsizce yalvardı. | TED | ترجى الموت بيأس أن ينقل نوره المحتضر إلى شمعةٍ جديدة. |
- Günün ilk ışığını alacağız. - Bu evde yaşayabileceğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | سوف نحصل على أول شعاع للشمس فى الصباح هل تظن أننى يمكن أن أعيش فى هذا المنزل؟ |
Fakat en önemlisi, o baskıcı florasan ışığını hissedebiliyorsun kafanın üzerindeki o ölü ışını. | TED | ولكن الأهم من ذلك، تستطيعون الشعور بضوء لمبة الفلوريسنت الساطعة الخانقة، وشعاع الموت يحلق فوق رؤوسكم. |
Nasıl tutarsınız bir ay ışığını Avucunuzda | Open Subtitles | كيف يمكنكن الإمساك بنور القمر بين أيديكن؟ |
Tanrım, ışığını üzerimize yağdır! | Open Subtitles | سيدنا ، أحطنا بنورك |
Işığını benim üstümde kullan, sonra sonsuza kadar vampirlerle işin bitecek. | Open Subtitles | إستخدمي نوركِ ضدي, وستنتهين من مصاصي الدماء للأبد. |