Başka birisi ise şöyle dedi; "Peki ya yıldızın önünden geçip giden çok eliptik yörüngedeki büyük kuyruklu yıldız kümeleri?" | TED | حتى قال شخص آخر، حسناً، ماذا عن مجموعة ضخمة من المذنبات التي تمر بجانب هذا النجم في مدار بيضاوي الشكل؟ |
Tanrı şeytanla, konuşurken, Eyüp'ün ne kadar inançlı olduğunu söylediğinde şeytan şöyle dedi: | Open Subtitles | عندما كلم الله الشيطان عن .. أخلص الأعمال .. الشيطان جادل و قال |
Sonra şöyle dedi: "Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu. | Open Subtitles | وقال الرب الإله: هوذا الإنسان قد صار كواحد منا عارفا الخير والشر |
Ve çalışmayı bir süre yürüttükten sonra, tüm çalışma arkadaşlarını masa etrafında toplayarak şöyle dedi, 'Peki, beyler, bir takım ön sonuçlara sahibiz. | TED | وبعد التجربة التي قام بها بمدة ملائمة جمع كل زملائه على طاولة واحدة وقال لهم " حسناً يا سادة لدي بعض النتائج الاولية |
Şöyle dedi: "Lenin yerine Churchill veya Roosevelt olsaydı haftada iki kez yazardı." | Open Subtitles | قالت لو كنا نسكن في تشرشيل أو روزفيلت لكتب لنا مرتين في الأسبوع |
Sonra da şöyle dedi: "Sikişiyor musunuz, boğuluyor musunuz bilmiyorum..." | Open Subtitles | قالت لي استطيع التمييز ان كنت على علاقة أو تغرق |
Bir kadın kitabı eline aldı, yüzünü buruşturdu, kitabı kasaya götürdü ve kasadaki adama şöyle dedi, "Bu kitap mahvolmuş." | TED | فجاءت إليه سيدة، وحدقت فيه بعينين نصف مغمضتين ثم أخذته إلى السجل، وقالت للرجل الذي وراء الشباك، "هذا الكتاب مخرب." |
Tanrı şeytanla, konuşurken, Eyüp'ün ne kadar inançlı olduğunu söylediğinde şeytan şöyle dedi: | Open Subtitles | عندما كلم الله الشيطان عن .. أخلص الأعمال .. الشيطان جادل و قال |
Tuhaf bir rüya gördüm. Kellem idam kütüğündeydi. Cellat şöyle dedi... | Open Subtitles | رأيت حلم غريب بأنه سيتم قطع رأسي و قال لي السياف |
Bana bir taksi şöförü şöyle dedi: "Bak, ben hürriyeti soluyorum. | TED | أتذكر سائق التاكسي الذي قال لي: أنا أتنفس حرية |
New York'tan bir işadamı bana şöyle dedi: "Sevdiği her şeyi ben de sevdim." | TED | و كما قال لي رجل أعمال من نيويورك أي شئ يعجبها يعجبني |
Gruba bir baktı ve şöyle dedi, pardon unuttum, önce elini kaldırdı, yumruğunu sıktı, ve gruba "Teşekkür ederim." | TED | كان يتطلع عبر المجموعة وقال- أولاً رفع يده، ونسيت ذلك- رفع يده، قابضاً إياها، ثم قال للفريق، "شكرا لكم. |
Ve şöyle dedi: "Selam, tuvaletteydim ve orada bunu buldum. | TED | وقال لي : " صاح، لقد كنت في دورة المياة. |
Howard ürün çeşitlerine baktı ve şöyle dedi: elinizde ölü bir domates toplumu var. | TED | هاورد نظر إلى خط إنتاجهم وقال, لقد ماتت صناعة الطماطم لديكم. |
Onun yerine, veriye baktı ve şöyle dedi, bakalım bütün bu farklı veri noktalarını kümeler halinde toplayabilecek miyiz? | TED | بدلا من ذلك, نظر إلى البيانات وقال, دعونا نرى إذا في إمكاننا تجميع هذه البيانات في حزم. |
Kızlarımla oturuyordum ve Joy şöyle dedi, ''Lanet olsun, keşke beni rahat bıraksa, | TED | كنت جالسة مع فتياتي، و قالت جوي، يا الله ، يا ليته يتركني لحالي. |
Bana şöyle dedi, "Biliyor musun, canım annemden... | Open Subtitles | قالت لى ، أنت تعرف أننى لا أقدر أن أتحمل أن |
Asıl komik olan, yanına gittiğimde şef bana şöyle dedi: | Open Subtitles | وما أضحكني هو أنه حين وصولي للمستشفى، قالت لي: |
Ve onlara şöyle dedi, "Vusi burada ve siz onu bu gece almayacaksınız. | TED | وقالت لهم، فيوزي هُنا، وأنتم لن تأخذوه الليلة. |
Bana bunu verdi ve şöyle dedi "Bir gün yeterince güçlü bir çocukla tanışacaksın." | Open Subtitles | اعطته لي وقالت أنّي ذات يومٍ سأقابل طفلاً قويٌّ بما فيه الكفاية. |
Sona erdiğinde bir Rus askeri şöyle dedi: | Open Subtitles | عندما أنتهى كل شىء : علق أحد الجنود الروس قائلاً |
Önce lokmasını bitirdi ve sonra şöyle dedi. | Open Subtitles | ثم ابتلع ثم تكلم |