| Üstün ve kusursuz yeteneklerinizden şüphe ettiğim için beni bağışlayın, Bay Holmes. | Open Subtitles | ارجوك ان تسامحنى يا سيد هولمز فى الشك فى معرفتك وقدراتك المبهرة. |
| Ama haklıysan kendinden şüphe etmek faydadan çok zarar getirir. | Open Subtitles | بالطبع عندما تكون محقاً لا يساعد الشك بالنفس أحداً، صحيح؟ |
| Bir iksirin bu kadar çok fanteziyi harekete geçirebileceğinde şüphe duyuyorum. | Open Subtitles | أشك بشدة بأن اكسير واحد يمكنه الفخر بالعديد من الميزات الرائعة |
| Unutma Chuck planın işe yaraması için Shaw da şüphe bırakmamalısın. | Open Subtitles | تذكر تشك من أجل إنجاح هذه الخطة ستحتاج لإقناع شاو بالكامل |
| Adım iki; şüphe uyandırmadan hedefle senli benli konuşmaya çalış. | Open Subtitles | الخطوة الثانية : ابدأ التعارف مع الهدف بدون إثارة الشكوك |
| Burada yaptıklarımız çok radikal şeyler, Sam, bu konuda hiç şüphe yok. | Open Subtitles | ما نقوم به هنا هو الراديكالية، سام، وليس هناك شك في ذلك. |
| Sorun yok. Bir satıcı ve hizmetlisi yollarda, kimse şüphe etmez. | Open Subtitles | لا تقلق ، بائع و خادمه على الطريق لن يشك أحد |
| Küçük organizmamızın nasıl hayatta kaldığını merak ettiğinize şüphe yok. | Open Subtitles | أنتِ تتساءلين من دون شكّ كيف يعيش بالضبط متعضينا الصغير |
| Ama genç bir erkeğe kapalı yumrukla dokunduğunda şüphe ifade edermiş. | Open Subtitles | ولكن إذا ضرب الذكر الأصغر بالقبضة المغلقة فهو يعبر عن الشك |
| şüphe götürmez şekilde onun yaptığından emindik ama davadan beraat etti. | Open Subtitles | لكننا عبثنا بالحمص النووي نعرف أنه فعلها أبعد من ظل الشك |
| Çünkü şüphe çok zor bir polis işi, ilişkilerde hiç iyi değildir. | Open Subtitles | لأن الشك ميزة عظيمة في عمل الشرطة ولكنه بشع في العلاقات الشخصية |
| Ama sıklıkla, korku, şüphe, inatçı umutlarımız tarafından alıkoyuluruz ve dinlemeyi reddederiz. | Open Subtitles | ومن نقربه منا ولكن دائما يتششت انتباهنا بالخوف الشك, أو آمآلنا العنيده |
| Bu seninle ilgili şüphe değil, ama maddiyatla ilgili temkinli ol. | Open Subtitles | ليس الأمر أنني أشك بقدرتك ولكن عليك أن تكوني حذرة ماليا |
| Bu işlerin zorluğunu biliyorum, ...ama hâlâ umudum var, ...her ne kadar ben hayattayken bunu göreceğimden şüphe etsem dahi. | Open Subtitles | أعرف أن الأشياء قد أصبحت معقدة لكن لا زلت آملةً، على الرغم أنني أشك فعلاً في رؤية هذا في حياتي |
| Sen her zaman iyi birisin, John. Bundan hiç şüphe duymadım. | Open Subtitles | أنت دائما رجل صالح يا جون لم أشك أبدا في ذلك |
| Sam'den şüphe ediyorsan, ona olan güvenimden de şüphe ediyorsundur. | Open Subtitles | إذا كنت تشك بـ سام إذاً فأنت تشك بثقتي فيه |
| Er geç içime şüphe girer ve elimden geleni yaptım mı derim. | Open Subtitles | مؤخراً الشكوك تسللت الي وسأكون متعجباً اذا لم افعل كل شيء استطيعه |
| Bu notların doğruluğuna dair kafanızda hiç şüphe var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي شك في عقلك أن هذه المذكرات حقيقية؟ |
| İfade verenler Paul'ün ölümüne ilişkin bir bulgu veya şüphe belirtmiyordu. | Open Subtitles | وكل من شهد فى هذه القضية لم يشك بوجود دافع لجريمة |
| Ve bu yaşa kadar, kesinlikle şüphe yok ki, araçta biri var. | TED | وفي هذا العمر ليس هنالك أدنى شكّ أن هذا الدماغ ، لديه شخص على متنه. |
| Her ne kadar sevgili hayat arkadaşına güveniyorsa da... içini kemiren o şüphe zihnine işkence eden bir düşünceye dönüştü. | Open Subtitles | على الرغم من أنه شعر أنها إهانة كبيرة لزوجته الحبيبة شكوك مزعجة استحوذت على عقله |
| Tabii... bir erkek tarafından yetiştirilince... Ağır işlere uygun olduğuna şüphe yok. | Open Subtitles | بما أنكِ تربيتي على يد رجل لا عجب أنكِ خُلقتي للعمل الشاق |
| - Herhangi bir şüphe durumunda evsiz barksız sığınmacı grubu gibi davranacağız. | Open Subtitles | أي سبب للشك في أننا شيء ما إلا مجموعة من المهاجرين المشردين |
| şüphe çekmeden aletleri başka ülkelere taşımak için paravan da olabilir. | Open Subtitles | وقد تكون طريقة لنقل المعدات إلى بلد آخر دون دفع الشبهات |
| Gerçi, bir daha düşündüm de, neden kendimden şüphe edeyim ki? | Open Subtitles | أتعلمون, بعد التفكير مجدداً لماذا يجب عليّ أن أشكك بنفسي حتى؟ |
| İtiraf etmeliyim ki Chaplain, görevimizin amacından şüphe etmeye başlıyordum. | Open Subtitles | أنا اعترف ,كابليان, كنت قد بدأت اشك في هدف مهمتنا |
| Bak aylarca kendimden şüphe duyduktan sonra sonunda buradaki rolümü buldum. | Open Subtitles | انظر ،بعد شهور من التشكيك في نفسي اخيرا وجدت دوري هنا |
| Bir zamanlar hepimiz genç öğrencilerdik kendimizden şüphe dolu bir şekilde garnizona gelmiştik ama Treville bize her zaman inandı. | Open Subtitles | كنا يوما ما طلبة عسكريين صغار قادمين إلى الحامية ممتلئين بالشك في النفس لكن كان تريفل الذي آمن بنا جميعا |