| Eski bir bar garsonu olduğuna göre Şüphesiz bir sürü erkek tanıyordur. | Open Subtitles | وهي بلا شك كونها مضيفة حانة سابقة على معرفة بالكثير من الرجال |
| Hiç Şüphesiz, rekabetçi ve göz kamaştırıcı Bianca için iyi bir haber bu. | Open Subtitles | وهذ بلا شك خبر محلي للمتنافسة القوية بلانكا بيانكا نجمة برنامج الواقع للمراهقين |
| Şüphesiz diğerlerine de yaptığı gibi, bir şekilde güç yüzüğünün enerjisine kilitlenmiş olmalı. | Open Subtitles | لقد حدد مكان طاقة خاتمك بطريقة ما، وهكذا فعل مع الآخرين بلا شك. |
| Şüphesiz tek başına bu bile çok büyük bir suçtur. | Open Subtitles | لذلك، فإنّ هذا لوحده يعتبر وبلا شكّ جريمة عظمى |
| Sadece benden kaçmayacağından emin olmak için küçük bir şey, Şüphesiz kaçmayı planlıyorsundur. | Open Subtitles | مجرد شيئ بسيط للتأكد من أنك لن تنقلب ضدي وهو بلاشك مالا ترغب بالتفكير فيه |
| Hiç Şüphesiz hanımefendi. Altınınız rahatça 25'lik bir makineyi çalıştırır. | Open Subtitles | لا شك في ذلك سيدتي، أرضك تتسع لـ25 آله بسهولة |
| Şüphesiz ki hayatımda hiç karşılaşmadığım en karmaşık ve en cesur banka soygunu girişimlerinden birini ortaya çıkarıp engellediniz. | Open Subtitles | لاشك انك اكتشفت ودافعت بطريقة رائعة عن واحدة من اكبر واخطر سرقات البنوك التى عاينتها فى خلال مسار حياتى. |
| Onunla Kutsal Topraklar'da tanıştım. Şüphesiz tanıdığım en bilge insandır. | Open Subtitles | قابلتة في أرض القداسة إنه بلا شك أكثر حكيم قابلته |
| Öyle mi? Şüphesiz sen de benim başıma gelen en kötü şeysin. | Open Subtitles | و أنت بلا شك كنت أسوء شيء سبق و أن حظيتُ بهِ. |
| Şüphesiz ki Mina, kalbini sana açma konusunda çok ürkek. | Open Subtitles | مينا بلا شك خائفة من كشف النقاب عن قلبها تجاهكِ |
| Ancak son 30 yıla baktığımızda Çin Şüphesiz Hindistan'a göre çok daha hızlı büyümüş. | TED | ولكن عبر الثلاثين عاما الماضية, بلا شك تحسن أداء الصين بصورة أفضل بكثير من أداء الهند. |
| Despot hükumetler ve suç örgütleri hiç Şüphesiz yenik düşecek, fakat biz onlara katılmayalım. | TED | الحكومات المستبدة والمنظمات الإجرامية بلا شك, ولكن أن لا ننضم إليهم. |
| Hiç Şüphesiz bu akışın ekonomiler ve fakir insanlar üzerinde çok büyük etkileri vardır. | TED | بلا شك أن لهذه التدفقات المالية أثرها على الاقتصاد وعلى الفقراء |
| Bu yerleri doğrudan gördüm ve eriyen bir buzdan okyanus üzerinde yürümek hiç Şüphesiz ki hayatımda yaşadığım en korkutucu şey. | TED | لقد واجهتُ هذه الأماكن وجهاً لوجه، وأن تمشي على محيط جليدي آخذ بالذوبان هو بلا شك أكثر شيء مرعب حصل لي على الإطلاق. |
| Yatağın sarsılması Şüphesiz kas spazmlarından kaynaklanıyor. | Open Subtitles | إهتزاز السرير تلك بلا شكّ بسبب تشنّجات عضلية |
| Şüphesiz ki onu nasıl gerçek şekline dönüştürdüğümü merak ediyorsundur. Şaşılacak bir şey yok. | Open Subtitles | بلا شكّ أنت تَتسائلين كَيف أُخطّطُ لإرْجاعها إلى شكلها الأصلي ، أليس كذلك؟ |
| Eğer bizi dinleseydi, kurtarabilirdik. Hiç Şüphesiz | Open Subtitles | اذا كان قد صغى الينا كنا استطعنا انقاذة بلاشك |
| Biz kesin surette teröristlerle konuşuyoruz, hiç Şüphesiz. | TED | لابد وأننا نتحدث عن الإرهابيين، ما من شك في ذلك. |
| Yine de Şüphesiz ki akıl yürütme sanatını çok daha yüksek bir seviyeye taşıyan Batı olmuştur. | TED | و مع ذلك لاشك بأن الغرب هم من أوصلوا فن المنطق لمستوى أعلى بكثير |
| Şu demek ki: Kutsal üçlünün ilk efendimize Şüphesiz inanırız. | Open Subtitles | يعني أنني أؤمن دون شك بالرب أبانا، أول قبل الوجود |
| Şüphesiz, evsahibi görevlerini paylaşmak için küçük bir fiyat vermelisin. | Open Subtitles | بالطبع فإن إشراكهم فى حدث الليله لهو ثمن بسيط لذلك |
| Oh, hayır. Şüphesiz ki, sen hristiyanlık alemindeki en güzel yaratıksın. | Open Subtitles | نعم و بدون شك إنك اجمل مخلوق في حفل عيد المسيحين |
| Şüphesiz Kardeşliğin savunduğu da bu. | Open Subtitles | بلا أدنى شك هذا ما كانت تخطط له أرض الأخوة |
| Anlattıklarım onları Şüphesiz çok rahatsız etse de, bunu hiç belli etmediler. | TED | مقلق حيث لا شك فيه عرفوا قصتي ولم يظهروا ذلك |
| Şüphesiz ki güvenini kazanmak için yapmış olduğu bir şey. | Open Subtitles | سلوك بلا ريب غرضه كسب ثقتك، ربّما ابتغاء اللحظة الراهنة |
| Siz de aynı şeyi yaşamışsınızdır Şüphesiz. | Open Subtitles | لقد واجهت الشيء ذاته , ما من شك بذلك |
| Karşılığında istediği tek şey Şüphesiz inanç ve bağlılığınız. | Open Subtitles | وفى المقابل فهو لا يطلب منك شئ سوى الالتزام و الايمان بدون جدال |
| Eh, Şüphesiz öyle denebilirdi, ancak bir nokta var. | Open Subtitles | لن يكون هناك شك على الإطلاق لكن نقطة واحدة |