| Şahsi bir kastım yok ama yüzünde boynuz izleri bırakacağım. | Open Subtitles | لا أعني شيء شخصي بهذا.. برنارد لكني سأترك علامات واضحة في كل أنحاء وجهك |
| Onu gördüğümde elimde bir şey olsun istiyorum. Barış çubuğu niyetine geçecek, Şahsi bir şey. | Open Subtitles | أريد أن يكون لديّ شيء عندما أراه أي بادرة سلام أو شيء شخصي |
| Senin için, insanların orta yerinde çok Şahsi bir şey yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلت شيئاً خاصاً جداً في مكان عام, فقط من أجلك |
| Ancak bana Şahsi bir soru sorarsan, bunu yapmaya başlayacağım. | Open Subtitles | لكن إن سألتني عن مسألة شخصية سأبد بفعل هذا |
| Şahsi bir şey değil Jer ama Gezginlere gizlice yaklaşmak onların yaptığımız şeyden bihaber olmalarını gerektiriyor. | Open Subtitles | -لا ضغينة شخصيّة يا (جير ). لكنّ مباغتة الرحّالة تتطلّب عدم علمهم بأنّنا نفعل ذلك. |
| Kim olduğunu ya da nereden geldiğini bilmiyorum, ve... bu Şahsi bir mesele değil, anlıyorsun ya. | Open Subtitles | لا أعرف من أنت أو من أين ولا يوجد أمراً شخصياً بشأن هذا، أتفهم؟ |
| Evet, evet, Şahsi bir şey değil. | Open Subtitles | نعم, نعم, فلا شيء شخصي حيال الأمر؟ |
| - Bana Şahsi bir mesele gibi geldi. | Open Subtitles | لأنّه بدا شأنًا شخصيًّا |
| Bu soruşturmayla Şahsi bir alakan olduğunu ne zaman söyleyecektin? | Open Subtitles | عندما كان عمرك ذكر ستعمل أنك أنت شارك شخصيا في هذه القضية؟ |
| Barış çubuğu niyetine geçecek, Şahsi bir şey. | Open Subtitles | شيء يشبه, تعلم يمنح السكينة أو شيء شخصي. |
| Ama bu Şahsi bir şey değil. | Open Subtitles | لكن لتعرف فقط، هذا ليس شيء شخصي. |
| Karımın House'un benim bilmediğimi düşündüğü Şahsi bir banka hesabı var. | Open Subtitles | زوجتي تملك حساباً مصرفياً خاصاً بها ويعتقد هاوس أنني لا أعرف بذلك |
| Bak, Bay Grayson dairede Şahsi bir eşyasını bırakmış. | Open Subtitles | أنصت، ترك السيد (غرايسن) شيئاً خاصاً في الشقة |
| Ama holding sahibi bir kodamanın karısı olmak Şahsi bir mesele değil. | Open Subtitles | لكن، تُصبح الزوجة لتكتل كبير ليست مسألة شخصية. |
| Bu Şahsi bir şey değilse seni yendiğimizde bunu yapamayacaksın. | Open Subtitles | أنها ليست مسألة شخصية سوف لن تحمل الموضوع ضدي عندما نهزمك |
| Bunun seninle bir ilgisi yok. Şahsi bir mesele! | Open Subtitles | ليس هناك شيأ تفعله أنها مسألة شخصية |
| Şahsi bir mesele değil. | Open Subtitles | -لا ضغينة شخصيّة . |
| Hayır, kendimi veriyorum. Şahsi bir durum vardı. | Open Subtitles | لا, انا ملتزِمة, لقد كان أمراً شخصياً. |
| Bu konuda Şahsi bir şey yok, ancak 105 aday listesini tamamladı. | Open Subtitles | -لا يوجد شيء شخصي حيال هذا الأمر، لكن مركز 105 قام بإشغال مكان المرشح الفارغ لديهم. |
| Her neyse ben Mike'ı birkaç günlüğüne işten çıkarmayı Şahsi bir iyilik olarak düşünürdüm ama yine de bu senin kararın. | Open Subtitles | على أيّ حال، سأعتبر الأمر معروفًا شخصيًّا إن سرّحت (مايك) لبضعة أيّامٍ، لكنّ القرار لكَ. |
| Bu soruşturmayla Şahsi bir alakan olduğunu ne zaman söyleyecektin? | Open Subtitles | عندما كنت ستعمل أذكر أن كنت شارك شخصيا في هذه القضية؟ |