"şans vermek" - Translation from Turkish to Arabic

    • أعطيك فرصة
        
    • نعطيك فرصة
        
    • منحك فرصة
        
    • منحي فرصة
        
    • لإعطائك فرصة
        
    • فرصةً
        
    • أمنحه فرصة
        
    Onunla vedalaşman için bir şans vermek istedim. Başka bir tesise gidecek. Open Subtitles أردت أن أعطيك فرصة لتوديعه إنه سينتقل إلى مركز آخر
    Seninle konuşmama izin vermelerinin tek nedeni... sana bir şans vermek. Open Subtitles السبب الوحيد الذي جعلهم يتركونني أتحدث معك أن أعطيك فرصة.
    Biz ona açmak için son bir şans vermek için burada bekliyorum, senin uğruna. Open Subtitles لقد كنا بإنتظارك كي نعطيك فرصة أخيرة لتسليمه لمصلحتك
    Sana doğru olanı yapmak için bir şans vermek istedim. Open Subtitles أودّ منحك فرصة لفعل الصواب وحسب.
    Bana ikinci bir şans vermek tüm insanlığı kurtarabilir. Open Subtitles منحي فرصة ثانية قد يُنقذ كامل البشرية.
    Bazen ikinci bir şans vermek için torbayı yırtarlarmış. Open Subtitles أحيانا الكيس يزال عن رأسك في اللحظة الأخيرة لإعطائك فرصة أخيرة
    Diyecektim ki eğer yeni bir uşağa ihtiyacım olursa Thomas'a bir şans vermek isterim. Open Subtitles كنت أريد أن أقول أنني إن كنت سأعيّن خادمًا جديدًا فإني أود أن أعطي توماس فرصةً
    Ona yardım etmek istedim. Ona başka bir şans vermek istedim. Open Subtitles أردت فقط مساعدته أردت أن أمنحه فرصة أخرى
    Doğru şeyi yapman için sana bir şans vermek istedim. Open Subtitles أردت أن أعطيك فرصة لفعل الشيء الصحيح
    Sadece sana birşeyler söylemen için şans vermek istiyorum. Open Subtitles أنا فقط أريد أن أعطيك فرصة أن تقول شيئا
    Sana son bir şans vermek istiyorum. Open Subtitles أود أن أعطيك فرصة ثانية
    Beni etkileyebilmen için şans vermek istemiştim. Open Subtitles أردت أن أعطيك فرصة لتبهرني
    İsa'ya gelmen için sana bir şans vermek. Open Subtitles هو ان أعطيك فرصة لتهتدي
    Sana bir şans vermek istiyorum. Open Subtitles -أنا أحاول أن أعطيك فرصة
    Hatalarını telafi etmen için sana bir şans vermek istiyoruz. Open Subtitles سوف نعطيك فرصة لتحقيق العدالة.
    Sana bir şans vermek istiyoruz. Niko, hâlâ kaygılanıyor musun? Open Subtitles نريد أن نعطيك فرصة (نيكو) , هل لديك أي مخاوف؟
    Sana doğru olanı yapmak için bir şans vermek istedim. Open Subtitles أودّ منحك فرصة لفعل الصواب وحسب.
    Yeni çocuklar bana şans vermek üzereydi. Open Subtitles أطفال جدد كانوا على وشك منحي فرصة
    - Sana bir şans vermek için seni aradım Open Subtitles - لأنك اتصلت بي. - اتصلت بكي لإعطائك فرصة
    Ama oğlunuza son bir şans vermek istiyorum, ...eğer küçük bir miktar da olsa esrar barındırıyorsa, ...bunu bilmem gerek. Open Subtitles لكني أريد أن أعطيه فرصةً أخيرة إن كان لديه أي كمية صغيرة من الماريوانا أريد أن أعرف
    Teslim olması için ona bir şans vermek istedim. Open Subtitles ظننت في أن أمنحه فرصة لتسليم نفسه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more