O benim hakkımda hiçbir şey bilmiyor, ama ben onun hakkında her şeyi biliyorum. | Open Subtitles | إنها لا تعرف شيئاً عنى لكنى أعرف كل شئ عنها |
Bildiğim kadarıyla Bay Jovi, 19. Yüzyıl Emperyalimi hakkında kesinlikle bir şey bilmiyor. | Open Subtitles | لكن، بقدر ما أَعرف السيد جوفي لا يعلم شيء |
O sihirli hakkında hiçbir şey bilmiyor, ve o da olamaz. | Open Subtitles | إنه لا يعرف شيء عن السحر . و لا يستطيع أن يعرف |
Arena için ileri geri konuşuyor ama tarihiyle ilgili, hiçbir şey bilmiyor! | Open Subtitles | انه يتحدث بصفاقة من الساحة انه لا يعرف شيئا من تاريخها |
Hiçbir şey bilmiyor, seni ve endişelerini umursamıyor. | Open Subtitles | هو لا يعلم شيئا ولا يهتم لامرك او لما يقلقك |
Onunla konuştum. Hiçbir şey bilmiyor. | Open Subtitles | سألت تلك الفتاه للتو إنها لا تعرف شيء |
Angela ya bir şey bilmiyor veya Oscar'ı hak ediyor. | Open Subtitles | و أنجيلا لا تعرف شيئا أو أنها تستحق الأوسكار عن تمثيلها |
Bu arada, sekreterimin laboratuara erişme imkanı var ama bu konuda hiçbir şey bilmiyor ve böyle de kalmasını istiyorum. | Open Subtitles | بالمناسبة، سكرتيرتي لديها إمكانية دخول إلى المختبر ولكنها لا تعلم شيئاً عن هذا وأود أن أبقى الأمر على هذا النحو نعم. |
Anlayacağın, bu adam hakkında kimse bir şey bilmiyor. | Open Subtitles | أترين, هذه هي المشكلة. فلا أحد يعلم شيئاً عن هذا الرجل |
Yanlış yönlendirilmiş düşmanlık. Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyor. | Open Subtitles | حقدٌ لا مبرر له ، إنّها لا تعرف شيئاً عنّي .. |
Annem duvarın yıkılışı hakkında hiçbir şey bilmiyor. Bunu burada çok kısa sürede öğrenir. | Open Subtitles | أمي لا تعرف شيئاً عن سقوط الجدار ستكتشف ذلك فوراً |
Operasyonumuzla ilgili bir şey bilmiyor demiştin. | Open Subtitles | هل تقول أن هذا الشخص لا يعلم شيء عن عملياتنا ؟ |
Sonuncusuydu. O da nükleer çubuklarla ilgili bir şey bilmiyor. Onlarla uğraşmanın intihar olduğunu söyledi. | Open Subtitles | الأخير، وهو أيضاً لا يعلم شيء عن القصبات النووية وقال أيضاً بأنه من الانتحار التعامل معها |
Arkadaşım ve bir kız öldürüldü, kimse de bir şey bilmiyor. | Open Subtitles | لقد قتلوا أحد أشقائي وفتاة ولا أحد يعرف شيء |
Kimse bir şey bilmiyor. Bilmemeliler de. | Open Subtitles | لا أحد يجب أن يعرف، أو يمكن أن يعرف شيئا. |
Vittorio hiçbir şey bilmiyor. Bilse, benimle konuşmazdı. | Open Subtitles | فيتوريو لا يعلم شيئا, واذا علم لن يخبرني أنه ليس في مصلحته |
O hiç bir şey bilmiyor, kafası o kadar iyiydi ki hiçbir şey hatırlamıyordur. | Open Subtitles | -هي لا تعرف شيء كانت عاهرة صغيرة مدمنة مرعوبه |
Claymore ile takıldığına göre onlar hakkında fazla şey bilmiyor olmalısın. | Open Subtitles | يبدو أن لا تعرف شيئا عندما تكون بجانب الكلايمور |
Polisler bir şey bilmiyor. Ha bilseler de bir şey yapmazlar. | Open Subtitles | الشرطة لا تعلم شيئاً إنهم لا يفعلون ذلك مطلقاً |
Bırak onu Theo. Bir şey bilmiyor. | Open Subtitles | اتركه يا ثيو انه لا يعلم شيئاً |
Hiçbir şey bilmiyor. | Open Subtitles | إنها لا تعلم شيئا |
Hayır, Oslo bir şey bilmiyor, kız da bilmiyor, endişelenme. | Open Subtitles | لا، أولسوا لا يعرف شيئًا ولا هي حتى |
Bu adam hiçbir şey bilmiyor. | Open Subtitles | هذا الرجلِ لا يَعْرفُ شيئاً. |
Ve babam ve annem bu konuda bir şey bilmiyor değil mi? | Open Subtitles | وأبي وأمي لا يعرفون شيئاً عن هذا، حسناً ؟ |
Patlamadan kurtulan koruma hiçbir şey bilmiyor. | Open Subtitles | الحارس الشخصى الذى نجا انه لا يعرف أى شئ |
Gidelim. Bu serseri de bir şey bilmiyor. | Open Subtitles | دعنا نذهب ،هذا الغبي لا يعرف اي شىء ايضا |