Sende benim karım hakkında kötü bir şey söylemek istiyorsan söyleyebilirsin. | Open Subtitles | هيا, أتريد قول شيء سيء عن زوجتي, يمكنك ذلك لا أهتم |
Güvenli değildi. Adil de değildi. Bir şey söylemek zorundaydım. | Open Subtitles | لم يكن آمنا، لم يكن عدلا، وكان علي قول شيء. |
Olimpiyat adaylığımız hakkında son bir şey söylemek istiyorum. | Open Subtitles | والآن أودّ أن أقول شيء أخير لممثلينا في الألعاب الأولمبية |
Bir şey söylemek istersiniz diye kalem ve kağıt getirdim. | Open Subtitles | احضرت وسادة وقلم، في حال كنت أريد أن أقول شيئا. |
Ama şimdi, şu Şerifinize dönersek ki elbette onun aleyhine bir şey söylemek istemem ama çevrenizde kurtulmak istediğiniz itler varsa niçin onun evine götürüp, bununla baş edebiliyor mu diye bakmıyorsunuz. | Open Subtitles | لكن الآن ، إن مأموركم هذا بالطبع لا أريد قول شئ ضده لكن إذا كان لديكم أى مغفل تريدون التخلص منه |
Sana bir şey söylemek istiyorum. Bu bir süredir üzerime ağırlık oluyordu. | Open Subtitles | أريد أن أخبرك بشيء ما، هذا الأمر يؤرقني منذ زمن، |
Bir şey söylemek istiyorum ondan sonra ne yapman gerekiyorsa yaparsın. | Open Subtitles | أنا اريد ان اقول شيء ثمّ افعل ماتريد فعله. |
Eğer sakıncası yoksa, lityum hakkında bir şey söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أريد قول شيء واحد عن الليثيوم، إن كنتِ لا تمانعين. |
Bir dakika içinde gideceğim, bir şey söylemek istiyorum. | Open Subtitles | سأصطحبه إلى المنزل حالاً ولكنني أود قول شيء |
Bu öğleden sonra sana bir şey söylemek istemiştim ama ayrılacağını duyunca vazgeçtim. | Open Subtitles | هذا الظهر أردت قول شيء لك وعندما عرفت بمغادرتك تراجعت |
Bir şey söylemek istememiştim, ama kendiliğinden gelişiverdi. | Open Subtitles | لم أكن أريد قول شيء لكن كنت أتذكر باستمرار |
Bir kıza bir şey söylemek istiyorum. | Open Subtitles | أريد قول شيء الى الفتاة اللتي اتصلت من كلية سملا |
Bu gece aranızdaki seyircilerden birine çok önemli bir şey söylemek için yüzlerce kilometre kat ettim. | Open Subtitles | لقد قدت مئات الأميال كي أقول شيء خاص للغاية لشخص بين هذه الجماهير، الليلة |
Daha önce hiç söylemediğime yemin edebileceğim bir şey söylemek üzereyim. | Open Subtitles | أنا على وشك أن أقول شيئا قد أقسمت على عدم قولة |
Ne yapacağın umurumda değil, ama bir şey söylemek zorundayım. | Open Subtitles | لا يهمني ما تفعله لكن لا بد لي من قول شئ واحد |
Frances bir şey söylemek istiyorum böylece bu durumu ileriki günlerde kabullenebilirsin. | Open Subtitles | فرانسيس)، أردت أن أخبرك بشيء) حتى يكون لديك عدة أيام لترتيب أمورك: |
Annemin önünde bir şey söylemek istemedim, ama Ian cep telefonumu aradı. | Open Subtitles | لم اكن اريد ان اقول شيء امام امي لكن ايان أتصل على بغرفتي |
Başka kimse yok. Durun, bir şey söylemek istiyor. | Open Subtitles | أنا لوحدي هنا إنتظري، يريد أن يقول شيئاً |
Bir şey söylemek istiyorum. Bu dövüşe katılmayı sadece şiddeti durdurmak istediğim için kabul ettim. | Open Subtitles | أريد قول شيئ واحد ، لم أوافق على هذه المضاربة إلا من أجل إيقاف العنف |
Tek bir şey söylemek istiyorum - şimdi evde olan karıma. | Open Subtitles | أريد أن أقول شئ واحد فقط لزوجتى بالمنزل |
Barda bir şey söylemek istedim, ama yaptıklarımdan çok utanıyordum. | Open Subtitles | اريد ان اقول شيئاً للحانات لكن اشعر بالخجل لما فعلت |
Sanırım Rhett Baker birkaç şey söylemek istiyor. Rhett? | Open Subtitles | أعتقد أن"ريت بيكر" يريد أن يقول شيئا , "ريت"؟ |
Bir daha bir şey söylemek istediğinde, söyleme. | Open Subtitles | أي وقت تشعر أنك تريد أن تقول شيئاً فقط إصمت |
Bu akşamki oylamaya geçmeden önce bir şey söylemek istiyorum. | Open Subtitles | قبل التصويت الليلة لدي شيء لأقوله |
Tabii ki sana söyleyecektim. Sadece işler kesinleşene kadar bir şey söylemek istemedim. | Open Subtitles | بالطبع كنت سأخبرك لم أرغب بقول شيء حتى تصبح أموراَ مؤكدة |
Bir şey gördüğümüzde, bir şey söylemek için cesaretimiz olmalı, sevdiğimiz insanlara bile. | TED | عندما نرى شيئًا ما، علينا أن نتحلى بالشجاعة لقول شيء ما، حتى للأشخاص الذين نحبهم. |