"şeyi yaptın" - Translation from Turkish to Arabic

    • فعلت ما
        
    • فعلت الشيء
        
    • فعلتِ ما
        
    • فعلتي ما
        
    • فعلت الشئ
        
    • لقد قمتِ بما
        
    • فعلت الأمر
        
    • فعلتي الشئ
        
    • فعلتَ ما
        
    • فعلتِ الشيء
        
    • كنت تفعل ما
        
    • لقد فعلتي
        
    • لقد فعلتِ
        
    • قمت بالشيء
        
    • لقد قمت بالفعل
        
    Yaptıklarına dövündüğünün farkındayım lâkin bizi kurtarmak için doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptın. Open Subtitles أنا أعرف أنك تمقت أفعالك. ولكنك فعلت ما تعتقد أنه الصواب كي تنقذنا.
    Doğru olduğunu hissettiğin şeyi yaptın. Bu yüzden seninle gurur duyuyorum. Open Subtitles أنت فعلت ما ظننت أنه الشئ الصواب وأفتخر بك بسبب ذلك
    Bir yol biliyorum ama yapman gereken şeyi yaptın mı onu öğrenmem gerek. Open Subtitles لدي وسيلة، أريد أن أعرف أنك فعلت ما يجب أن تفعله غير هذا
    Doğru şeyi yaptın. Bazen bunun bedeli çok yüksek oluyor. Open Subtitles لقد فعلت الشيء الصحيح ولكن الثمن إحياناً يكون غالي جداً
    Her ailenin yapacağı şeyi yaptın. Çocuğunu kurtardın. Open Subtitles حسناً، لقد فعلتِ ما ستفعله أيّ أمّ لقد أنقذتِ ابنتكِ
    Bu okulun son beş yıldır yaşamadığı şeyi yaptın. Open Subtitles لقد فعلت ما لَم نستطع فعله نحن الأساتذة خلال الخمسة سنين الماضية
    Yapmak zorunda olduğun şeyi yaptın. Öyle mi? Open Subtitles روس ، لا بأس فعلت ما عليك فعله بهذه البساطة؟
    - Dövüldüm. - Ve yapman gereken şeyi yaptın. Open Subtitles ـ لقد كانوا يضربوننى ـ لكن فعلت ما كان ينبغى فعله
    - Ve yapman gereken şeyi yaptın. Yapman gerekeni yaptın. Open Subtitles ـ لقد كانوا يضربوننى ـ لكن فعلت ما كان ينبغى فعله
    Geri dönüp dönmeyeceğini görmek istedi. Yapmanı bekledikleri şeyi yaptın. Open Subtitles أراد فقط أن يعرف إن كنت سترجع وقد فعلت ما توقعه منك
    Ne kadar aptalca da gelse, sen doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptın. Open Subtitles و رغم قسوة ذلك على نفسى ، إلا أنك فعلت ما اعتقدت أنه كان صحيحاً
    Görevini biliyordun, ne yapman gerektiğini biliyordun ama onun yerine doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptın. Open Subtitles عرفت ما واجبك قال لك فعله بدلاً من هذا ، فعلت ما أعتقدت أنه صحيح
    Yapabileceğin tek şeyi yaptın. Bir centilmen gibi davrandın. Open Subtitles لقد فعلت الشيء الوحيد الذي بوسعك لقد تصرّفت كرجل محترم
    Ben yanıldım. Sen doğru şeyi yaptın ve seninle gurur duyuyorum. Open Subtitles لقد كنت مخطئاً، لقد فعلت الشيء الصحيح وأنا فخور بك
    Bak, yapmak zorunda olduğun şeyi yaptın. Open Subtitles انظري، لقد فعلتِ ما كنتِ تعتقدين أنّه يجب فعله
    Hayatta kalmak için yapman gerektiğini düşündüğün şeyi yaptın, tamam mı? Open Subtitles لقد فعلتِ ما كان عليكِ فعله لتنجين بحياتكِ، اتفقنا؟
    Hayatı tehlikede olan herkesin yapacağı şeyi yaptın. Open Subtitles لقد فعلتي ما سيفعله أي شخص إن كانت حياته مهددة بالضياع
    Daphne konusunda da aynı şeyi yaptın. Open Subtitles لقد فعلت الشئ نفسه مع دافني .لم
    Sen bir karar verdin. Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptın. Open Subtitles لقد قمتِ بنداء الواجب ، لقد قمتِ بما تعتقدين أنّه الصواب
    Bize geri dönüş yaparak doğru şeyi yaptın sen. Open Subtitles فعلت الأمر الصواب بمعاودة الإتصال بنا لذا تفضل
    ...yapabileceğin tek şeyi yaptın. Open Subtitles لذا فعلتي الشئ الوحيد المُتاح
    Yapacağını söylediğin şeyi yaptın. Bu aile için savaştın. Open Subtitles فعلتَ ما قلت أنّك ستفعله قاتلت لأجل هذه العائلة
    Hemen ayrılarak doğru şeyi yaptın. Open Subtitles مهلاً، لقد فعلتِ الشيء الصحيح رحيلكِ على الفور
    Yapman gerekeni düşündüğüm şeyi yaptın. Başını belaya soktum. Open Subtitles كنت تفعل ما يجدر بك فعله بديهياً - .سببت لها مشكلة -
    Doğru şeyi yaptın. Open Subtitles لقد فعلتي شيئاً، لقد تصرفتي التصرف السليم.
    Doğru şeyi yaptın, Büyük Alın. Senin hem en iyi arkadaşın hem de erkek arkadaşın olurum. Open Subtitles لقد فعلتِ الصواب سأكون صديقكِ المقرب وخليلكِ
    Ama sen asla geri dönüşü olmayan tek şeyi yaptın. Open Subtitles لكنك قمت بالشيء الوحيد الذي لا يمكن لأحد أن يتعافى منه
    Doğru şeyi yaptın her ne kadar emirlerime karşı çıksanda. Open Subtitles لقد قمت بالفعل الصحيح حتى لو اعتقدتُ بأنك عصيتني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more