Yaptıklarına dövündüğünün farkındayım lâkin bizi kurtarmak için doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptın. | Open Subtitles | أنا أعرف أنك تمقت أفعالك. ولكنك فعلت ما تعتقد أنه الصواب كي تنقذنا. |
Doğru olduğunu hissettiğin şeyi yaptın. Bu yüzden seninle gurur duyuyorum. | Open Subtitles | أنت فعلت ما ظننت أنه الشئ الصواب وأفتخر بك بسبب ذلك |
Bir yol biliyorum ama yapman gereken şeyi yaptın mı onu öğrenmem gerek. | Open Subtitles | لدي وسيلة، أريد أن أعرف أنك فعلت ما يجب أن تفعله غير هذا |
Doğru şeyi yaptın. Bazen bunun bedeli çok yüksek oluyor. | Open Subtitles | لقد فعلت الشيء الصحيح ولكن الثمن إحياناً يكون غالي جداً |
Her ailenin yapacağı şeyi yaptın. Çocuğunu kurtardın. | Open Subtitles | حسناً، لقد فعلتِ ما ستفعله أيّ أمّ لقد أنقذتِ ابنتكِ |
Bu okulun son beş yıldır yaşamadığı şeyi yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلت ما لَم نستطع فعله نحن الأساتذة خلال الخمسة سنين الماضية |
Yapmak zorunda olduğun şeyi yaptın. Öyle mi? | Open Subtitles | روس ، لا بأس فعلت ما عليك فعله بهذه البساطة؟ |
- Dövüldüm. - Ve yapman gereken şeyi yaptın. | Open Subtitles | ـ لقد كانوا يضربوننى ـ لكن فعلت ما كان ينبغى فعله |
- Ve yapman gereken şeyi yaptın. Yapman gerekeni yaptın. | Open Subtitles | ـ لقد كانوا يضربوننى ـ لكن فعلت ما كان ينبغى فعله |
Geri dönüp dönmeyeceğini görmek istedi. Yapmanı bekledikleri şeyi yaptın. | Open Subtitles | أراد فقط أن يعرف إن كنت سترجع وقد فعلت ما توقعه منك |
Ne kadar aptalca da gelse, sen doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptın. | Open Subtitles | و رغم قسوة ذلك على نفسى ، إلا أنك فعلت ما اعتقدت أنه كان صحيحاً |
Görevini biliyordun, ne yapman gerektiğini biliyordun ama onun yerine doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptın. | Open Subtitles | عرفت ما واجبك قال لك فعله بدلاً من هذا ، فعلت ما أعتقدت أنه صحيح |
Yapabileceğin tek şeyi yaptın. Bir centilmen gibi davrandın. | Open Subtitles | لقد فعلت الشيء الوحيد الذي بوسعك لقد تصرّفت كرجل محترم |
Ben yanıldım. Sen doğru şeyi yaptın ve seninle gurur duyuyorum. | Open Subtitles | لقد كنت مخطئاً، لقد فعلت الشيء الصحيح وأنا فخور بك |
Bak, yapmak zorunda olduğun şeyi yaptın. | Open Subtitles | انظري، لقد فعلتِ ما كنتِ تعتقدين أنّه يجب فعله |
Hayatta kalmak için yapman gerektiğini düşündüğün şeyi yaptın, tamam mı? | Open Subtitles | لقد فعلتِ ما كان عليكِ فعله لتنجين بحياتكِ، اتفقنا؟ |
Hayatı tehlikede olan herkesin yapacağı şeyi yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلتي ما سيفعله أي شخص إن كانت حياته مهددة بالضياع |
Daphne konusunda da aynı şeyi yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلت الشئ نفسه مع دافني .لم |
Sen bir karar verdin. Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptın. | Open Subtitles | لقد قمتِ بنداء الواجب ، لقد قمتِ بما تعتقدين أنّه الصواب |
Bize geri dönüş yaparak doğru şeyi yaptın sen. | Open Subtitles | فعلت الأمر الصواب بمعاودة الإتصال بنا لذا تفضل |
...yapabileceğin tek şeyi yaptın. | Open Subtitles | لذا فعلتي الشئ الوحيد المُتاح |
Yapacağını söylediğin şeyi yaptın. Bu aile için savaştın. | Open Subtitles | فعلتَ ما قلت أنّك ستفعله قاتلت لأجل هذه العائلة |
Hemen ayrılarak doğru şeyi yaptın. | Open Subtitles | مهلاً، لقد فعلتِ الشيء الصحيح رحيلكِ على الفور |
Yapman gerekeni düşündüğüm şeyi yaptın. Başını belaya soktum. | Open Subtitles | كنت تفعل ما يجدر بك فعله بديهياً - .سببت لها مشكلة - |
Doğru şeyi yaptın. | Open Subtitles | لقد فعلتي شيئاً، لقد تصرفتي التصرف السليم. |
Doğru şeyi yaptın, Büyük Alın. Senin hem en iyi arkadaşın hem de erkek arkadaşın olurum. | Open Subtitles | لقد فعلتِ الصواب سأكون صديقكِ المقرب وخليلكِ |
Ama sen asla geri dönüşü olmayan tek şeyi yaptın. | Open Subtitles | لكنك قمت بالشيء الوحيد الذي لا يمكن لأحد أن يتعافى منه |
Doğru şeyi yaptın her ne kadar emirlerime karşı çıksanda. | Open Subtitles | لقد قمت بالفعل الصحيح حتى لو اعتقدتُ بأنك عصيتني |