Toplu öfkemizi güzelliğe dönüştürmek için bir şeyler yapmak istedim. | TED | أردت فعل شيء لتحويل غضبنا الجماعي إلى شيء جميل. |
Ama bence odada iklim değişimine veya sosyal meselelere dair bir şeyler yapmak lehine tartışan insanlar olması noktasında, şimdiye kadar bu toplantıları göç ve iklim değişimi lehine konuşmak için kullandım. | TED | لكنّي أعتقد أنه كما يوجد أشخاص في الاجتماعات يدعون إلى فعل شيء حيال التغير المناخي، أو حيال قضايا اجتماعية. قُمت باستغلال الاجتماعات التي حضرتها حتى الآن لصالح الدفاع عن الهجرة والتغيّر المناخي. |
Yoksa sence hayat, iyi insanlar kötü şeyler yapmak zorunda kalınca zorlaşır mı? | Open Subtitles | أم تعتقد أن الحياة قد تقسو ..على الناس الجيدون أحيانا فتجبرهم على فعل أشياء سيئة؟ |
Eğer bir şansımız varsa, şidetli bir şeyler yapmak zorundayız. | Open Subtitles | لو أردنا الحصول على فرصة للفوز فعلينا القيام بشيء متطرف. |
Fakat şu anda düşündüğüm tek şey Aziz için bir şeyler yapmak. | Open Subtitles | إهتمامي الوحيد في هذه اللحظه هو أن أفعل شيئاً من أجل عزيز |
Çocuklar bir şeyler yaratmak istiyorlar. Bir şeyler yapmak istiyorlar. | TED | الأطفال يريدون صناعة الأشياء. الأطفال يريدون القيام بأشياء. |
- Katilin kim olduğunu bile bilmiyoruz. - Bir şeyler yapmak zorundayız. | Open Subtitles | اننا حتى لا نعرف من يكون القاتل يجب علينا ان نفعل شيئا |
Ellie ile yaptığım görüşmede hoşuma giden şey, dedesinin ve büyükannesinin hikâyelerinin bugünkü hikâyelerden farklı olmadığını bilmesiydi ve o buna dair bir şeyler yapmak istedi. | TED | ما أحببته بحديثي مع إيلي هو فهمها في صميم نفسها أن قصة جديها لا تخلتف عن قصص اللاجئين اليوم، وأرادت فعل شيء حيال هذا، |
Tetsuo'nun gücü hakkında bir şeyler yapmak zorundasınız, değil mi? | Open Subtitles | ينبغي فعل شيء ما مع تلك القدرة لتيتسوو، صحيح؟ |
Dinle, eğer faydalı bir şeyler yapmak istersen birikmiş birkaç işimiz var, Javier. | Open Subtitles | إسمع، لدينا مواد أكثر في الممر إذا كنت تريد أن فعل شيء مفيد يا خافيار |
Ama bu şirketi ortadan kaldırmak için bazen hoşlanmadığımız şeyler yapmak zorundayız. | Open Subtitles | , لكن للايقاع بالشركة أحياناً علينا فعل أشياء سيئة |
Bunlara dayanmamı sağlayabilecek tek insan olmadan tanışmak istemediğim insanlarla istemediğim şeyler yapmak. | Open Subtitles | إجباري على فعل أشياء لا أريدها مع أناس لا أود لقاءهم حتى بدون الشخص الوحيد الذي قد يحسن الأمر |
Ben de Suriyeli mülteci çocuklarla ilgili gerçekten bir şeyler yapmak istedim, çünkü çocuklar Suriye'deki iç savaştan en çok etkilenenler. | TED | ولقد كنت أود فعلًا القيام بشيء لصالح أطفال اللاجئين السوريين، لأن الأطفال ظلوا أشد المتأثرين بالحرب المدنية السورية. |
Tatlı ufaklık tatlı bir şeyler yapmak istiyor. | Open Subtitles | هذه اللطيفة الصغيرة تريد القيام بشيء لطيف |
Ama artık biliyorum ki, hayatımda önemli şeyler yapmak niyetindeyim. | Open Subtitles | ولكنني اعلم بأنني مقدر لي بأن أفعل شيئاً ما مهم |
Kendinizi mutlu etmek için, paranızla ilginç şeyler yapmak zorunda değilsiniz. | TED | إذن لا تحتاج لفعل أشياء مذهلة بمالك لتصبح سعيدا يمكنك القيام بأشياء صغيرة وعادية و رغم ذلك تجني منافع من وراء ذلك |
Kenneth, Tracy ve be ekip için bir şeyler yapmak istiyoruz. | Open Subtitles | كينيث .. أنا وترايسي نريد أن نفعل شيئا للطاقم |
Sıra dışı bir şeyler yapmak gibi bir kaderin olduğunu düşünmene rağmen mi? | Open Subtitles | مع ذلم هل شعرت من قبل أنك من المفترض أن تفعل شيئاً خارقاً؟ |
Teknoloji için çok fazla zaman harcıyoruz deneyimlerle, ince ayarlarla bir şeyler yapmak için tam anlamıyla ucuz yollar arayarak. peki neden bunu sosyal alanda da yapmayalım? | TED | في التقنية، ننفق الكثير من الوقت نختبر، نعدل، ونصقل، للحصول على أرخص الطرق على الإطلاق لفعل شيء ما. لم لم نفعل نفس الشيء في مجال السياسة الإجتماعية؟ |
Ve bazen bu şekilde hızlıca bir şeyler yapmak isteyebilirsiniz. | TED | و هناك أوقات ربما تريد فيها أن تفعل شيئا بسرعة |
Bunun bir nedeni olmalı. Ben iyi şeyler yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك سبب لهذا كما ترين، لا أريد أن أفعل أشياء جيدة |
Ne yazık ki, bazen hayat kurtarmak için hoş olmayan şeyler yapmak zorundasın. | Open Subtitles | نضطر أحيانًا إلى القيام بأعمال بغيضة لإنقاذ الآخرين |
Sally, ... Bazen istemediğimiz şeyler yapmak zorunda kalırız. | Open Subtitles | أحياناً يجب علينا فعل أمور لا نريد عملها |
Onu çok iyi tanımıyorduk ama bir şeyler yapmak istedik. | Open Subtitles | لم نعرفه كثيراً، لكننا شعرنا بأن علينا فعل شيئ ما |
Onunla işim yok. Ben seninle bir şeyler yapmak istiyorum. | Open Subtitles | عزيزتي لا أريد أن أفعل شيئا معه أريد أن أفعل شيئاً معك |
Bu sahiden kafama dank etti ve bu konuda bir şeyler yapmak istedim. | TED | لقد صدمني ذلك، ورغبت في أن أفعل شيئًا حياله. |