| - Gitmeliyiz. Şimdi fark ettim. - Evet. | Open Subtitles | ــ أنا أدركت للتو بأنه علينا الذهاب ــ أجل |
| Şimdi fark ettim. Sahilde bugün bizden başka kimseyi göremedim. | Open Subtitles | أدركت للتو أنني لم أرى شخصاً واحداً في الشاطئ طِوال اليوم. |
| Nereye gittiğini söylemekle hata ettiğimi... Şimdi fark ettim. | Open Subtitles | أدركت الآن أن إخباره بالمكان الذي ذهب إليه كان خطأ كبيراً |
| Ama Şimdi fark ediyorum ki bir aile olarak 1000 yıl geçirmiş de olsak beni asla terk etmeyen bir sen vardın. | Open Subtitles | لكنّي أدركتُ الآن أنّ بعد ألف عامٍ من كوننا سويّاً كعائلة، أنّكَ الوحيد الذي لم يتركني. |
| Şimdi fark ettim, benim burada olmaya iznim var mı? | Open Subtitles | أدركتُ للتو ، أأنا مسموح لي أن أكون هنا ؟ |
| Şimdi fark ediyorum. | Open Subtitles | لقد ادركت الان انها لا تختلف عن الاخريات. |
| Şimdi fark ettim. Brad siyah, Jackie ise beyaz. | Open Subtitles | اتعلمون , لقد ادركت للتو ان (براد) اسود و (جاكى) ابيض |
| Fakat Şimdi fark ettim ki, sorun çizmelerimde değilmiş. | Open Subtitles | لكن الآن أدركت أن السبب ليس حـذائي على الإطلاق. |
| - Ben de Şimdi fark ettim. | Open Subtitles | لتوي رأيت ذلك |
| Saçma olan şey, her şeyin ne kadar saçma olduğunu Şimdi fark edişim. | Open Subtitles | هو ليس سخيفاً ابداً , آلان فقط بدآت آدرك كما كنا سخفاء |
| İnanmıyorum Bay Toshi, Şimdi fark ettim de takma ismin "Bay T" olabilir! | Open Subtitles | يا إلهى مر توشى أنا فقط أدركت إسمك المستعار بإمكانه ان يكون سيد تـي |
| Bunun bir düğün olduğunu Şimdi fark ettim. | Open Subtitles | حسنا ,لقد أدركت لتوي أن هذا حفل زفاف |
| Şimdi fark ettim, çoğu insan için haksızlık. | Open Subtitles | أدركت للتو أن هذا غير عادل للكثير من الناس |
| Ayrıca Şimdi fark ettim ki asla o süper havalı deniz kabuklu kolyeni atmamalıydın. | Open Subtitles | لقد أدركت للتو بأنه ما كان يجب إلقاء قلادتك الرائعة جداً من الصدف |
| Onun ilişki kurmak istediğim tek kişi olmadığını Şimdi fark ediyorum. | Open Subtitles | لقد أدركت الآن انها ليست من اريد أن اكون بقربها |
| Şimdi fark ediyorum ki bu korkunç eylemin meydana gelmesine izin verirsem ailemin güvenliğinin hiçbir anlamı olmayacak. | Open Subtitles | أدركتُ الآن أنّ الأهم من سلامة أسرتي هو منع هذا الفعل البائد. |
| Şimdi fark ettim de o her zaman böyle hissediyor. | Open Subtitles | لقد أدركتُ للتو كيف يشعر دوماً. |
| Şimdi fark ediyorum. | Open Subtitles | لقد ادركت الان انها لا تختلف عن الاخريات. |
| Şimdi fark ettim de nikah yüzüğü almadık biz. | Open Subtitles | لقد ... لقد ادركت للتو -أن ليس لدينا خواتم زواج |
| Ben Şimdi fark ettim ki yaptığım şeyler ve sakladığım sırları varmış ki olmamalıymış. | Open Subtitles | هنالك أمور قمت بها و أسرار حافظت عليها ولكنني الآن أدركت أنه لا ينبغي أن أقوم بذلك |