... Sen bundan böyle, bu şirkette yüzde beş ortağısın. | Open Subtitles | من الأن أنت شريكى بنسبة خمسة بالمائة فى هذة الشركة |
Bir arkadaşımın kuzeninin kızkardeşinin kayınbiraderi aynı şirkette 20 yıl çalışmış. | Open Subtitles | أخ شقيقة إبن عم صديقي عمل في نفس الشركة 20 سنة |
'Hafızanızın bir bölümünü silmesi için anlaştığınız şirkette çalışıyordum. ' | Open Subtitles | انا اعمل لدى الشركة التى ادت عملية مسح الذاكرة لكم |
Bu arada, yapsam bile küçük eşcinsel şakalarını halka açık bir şirkette kaldıramazdım. | Open Subtitles | وبالمناسبة، حتى إن تبعتك، تعليقاتك الشاذة لن يُسمح بها في رواق شركة رأسمالية |
Bir şirkette 30 yıl, çalışanlar dinozor diyordu size herhalde. | Open Subtitles | ثلاثون سنة في شركة الموظِّفون يرون هذا على أنه ديناصور |
şirkette sorunlar olduğunu söyleyen içeriden bir bilgi aldığını söylemişti. | Open Subtitles | قال إن لديه معلومة داخلية أن هذه الشركة كانت بمشكلة |
İş ortağının eşi. Sizin şirkette yarı zamanlı olarak çalışıyor. | Open Subtitles | هذه زوجة شريكك التجاري, و تعمل بدوام جزئي في الشركة |
Bu şirkette birinin zimmetine para geçirdiğine dair finansal veriler. | Open Subtitles | معلومات مالية تشير أن شخص في هذا الشركة يقوم بالاختلاس |
Bu şirkette çalışmaya başladığımdan beri edindiğin her şey artık gitti. | Open Subtitles | كان في هذه الشركة منذ بدأتها و كل هذا ذهب الآن |
şirkette hissem var. Kurucusunu kendimi bildim bileli temsil ettim. | Open Subtitles | أنا أمتلك حصة من الشركة وقد مثلت المؤسس منذ الأزل |
Belki bir zamanlar şirkette herkesin psikolojik yapısını anlıyordun ve istediğin sonucu almak için hangi görevi kime vermen gerektiğini biliyordun. | Open Subtitles | ربما كنت يوماً ما تفهم البنية النفسية لكل من في الشركة حين كنت تعلم لمن تولي أي مهمة لتحقيق النتيجة المرجوة |
İnsanlar bazen yüzde 100'ün çok zor olacağını düşünüyorlar ve biz de şirkette bu konuyu konuştuk. | TED | الناس تعتقد أحياناً أن 100٪ ستكون صعبة، و كان لدينا هذا النقاش في الشركة. |
Emma’nın vefat ettiğini söyledi. Onunla iletişimi olan olan destek personelimizin tamamı – gerçekten ağlamaklı oldu, ve o gün şirkette hepimiz için zor bir gündü. | TED | أن إيما قد توفت. وكل موظفو الدعم الذين تحدثوا معها كانوا .. كانوا جدا متأثرين، وكان يوما صعبا في الشركة. |
Başı dertteydi çünkü şirkette sıkıntılar vardı ve işler zamanında hallolmuyordu. Her şeyin fazla dağınık olduğu kanısındaydı. | TED | كان يواجه مشكلة لأن الشركة كانت غير مستقرة. ولم يتم إنجاز الأشياء في الوقت المناسب، وكان يشعر أن الأشياء كانت ضبابية. |
DEC'ten sonra fast food sanayisi için mikroişlemciye dayalı elektronik yazar kasa üreten küçük bir şirkette işe başladım. | TED | بعدها عملت لصالح شركة صغيرة لصنع ماكينات تسجيل النقود الإلكترونية ذات المعالج لمحلات الوجبات السريعة. |
Bir veri görselleştirme tasarım şirketi işletiyorum, bu şirkette bilginin erişilebilir olması için görsel sunumlar yardımıyla yollar geliştirip tasarlıyoruz. | TED | أنا أدير شركة تصميم تصور للبيانات ونحن نصمم ونطور وسائل لجعل المعلومات سهلة المنال من خلال تمثيلات بصرية. |
Her şirkette kuşkucuların olduğu aşikar. Neden bu onlar için uygun değildir? | TED | وبشكل واضح، لدى كل شركة متشككيها حول لِمَ لن تعمل هذه الطريقة بالنسبة إليهم |
Ve kendi kendimize şu soruları sormaya başladık asıl sorunu nasıl çözeceğiz asıl sorun yüksek ihtiyaçlarımızı yani dönüşüm ihtiyaçlarını şirkette çalışan anahtar (önemli) kişiler için nasıl çözeceğiz | TED | و بدأنا في الواقع نتسائل عن كيف كنا نعالج الاحتياجات القصوى، تلك الاحتياجات التحولية لموظفينا الرئيسيين بالشركة |
şirkette epey hasar tamir çalışması yapmam gerek. | Open Subtitles | الكثير من السيطرة على الأضرار أقوم بها للشركة |
Yine ayakkabı yapıyorum... küçük bir şirkette, ama çok şükür işimin başındayım. | Open Subtitles | .. أصنع الأحذية مجدداً لشركة صغيرة و لكن أنا صاحب القرار فيها |
Ülkesine hizmet etti, eve döndü, büyük bir şirkette işe girdi. | Open Subtitles | خدم بلاده، و عاد الوطن . فحظي بوظيفة كبيرة بشركة ماليّة |
İlginç. Fantezileriniz güçlü olmalı, bu şirkette bu bir artıdır. | Open Subtitles | واضح ان حياتك ممتعه وأعتقد ان الشركه فى حاجه لكى |
Ama bu parçacık boyutu... bizim şirkette yaptıklarımızdan çok daha öte. | Open Subtitles | لكن حجم الجسيمات متطور للغاية عن أي شيء نفعله في شركتنا |
Bu yüzden de şirketime "pasta la fiesta" deyip senin şirkette işe girdim, kenks. | Open Subtitles | لهذا قلت الوداع لشركتي ، وقبلت وظيفة في شركتك ياصديقي المفضل |
TÜM DÜNYAYA OKUL KİTAPLARI SATAN BİR ŞİRKETTE ÇALIŞTIĞINI SÖYLEMİŞTİ. | Open Subtitles | كتب مدرسية قال ان شركته تبيع الكتب حول العالم كله |
Fazla bir şey değil. Stajyerdi sanırım, aşağı yakada bir şirkette. | Open Subtitles | لقد كان مشاور قانوني كما أظن في شركه في مركز المدينه |
Bu şirkette böyle düşünceler istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد هذا النوع من التفكير فى شركتى |
Aynı şirkette çalışıyoruz. O bizim en iyi satış elemanımız. | Open Subtitles | كلانا يعمل في نفس الشّركة إنّه أفضل موظّف مَبيعات لدينا |
şirkette iki yıldır çalışan şu George Clair, kesinlikle profesyonel bir golfçüden gizli dersler alıyordur. | Open Subtitles | كان مع المؤسسة منذ سنتين وكان واضحاً أنه يتلقى دروساً من لاعب غولف محترف |
şirkette payı olan herkesin adamdan nefret etmek için nedeni var. | Open Subtitles | كُلّ شخص الذي كَانَ عِنْدَهُ سهمُ في الشركةِ كَانَ عِنْدَهُ a سبب لكَراهية الرجلِ. |