| Köşemde Şu an kardeşim var. Bana veteriner olacağını söylüyor. | Open Subtitles | أخي الصغير يساندني الان يقول انه يريد أن يصبح ملاكم |
| Anahtar bir tek kocamda bulunur ve, korkarım ki Şu an öğle yemeğinde. | Open Subtitles | زوجي هو الوحيد الذي معة المفتاح و اخشي انة بالخارج الان لتناول الغداء |
| Örneğin, öncelikle Şu an kapalı durumda olan üretimi düşünelim. | TED | أعني دعنا نفكر بالصناعة بدايةً، على سبيل المثال، المتوقفة حالياً. |
| Bu numaraların bir kısmını öğrenmek istemiyorsanız, Şu an burayı terketseniz iyi olur. | TED | يفضل أن تغادر الآن إذا لم تحب أن تتعرف على بعض هذه الخدع |
| Daha başlangıç aşamasında, ama Şu an bu şekilde görünüyor. | TED | إنها في المراحل الأولى، لكن هذا ما يبدو عليه حاليا. |
| Aslında hepimiz her zaman halüsinasyon görüyoruz, Şu an bile öyle. | TED | فى الحقيقة، كلنا نهذى طوال الوقت، بما في ذلك الوقت الحالي. |
| Bu çocuğu önemsediğini biliyorum, ama Şu an yanımda olmana ihtiyacım var, ve babanın da ikimize ihtiyacı var. | Open Subtitles | اعرف انكِ تهتمين بهذا الفتى و لكنى بحاجه لكِ هنا الان و يحتاج اباكِ ان نكون هنا من اجله |
| Sana her zaman vaktim var. Ama Şu an değil. | Open Subtitles | أنا دائما لدى الوقت فى الاستماع اليك لكن ليس الان |
| Noel Anne beni kız kardeşiyle yakaladı Şu an kalacak yerim yok. | Open Subtitles | السيدة سانتا امسكت بى وانا اضاجع اختها وانا مطرود من بيتى الان |
| Mesela, Şu an daha çok kimden nefret ediyor sence? | Open Subtitles | على سبيل المثال.. من تعتقد انها تكره اكثر الان ؟ |
| Yani Şu an halkın arasındayız ve seni korkutmak istemiyorum. | Open Subtitles | اعنى اننا فى مكان عام الان ولا اريدك ان تفضحنى |
| Hayır, Şu an için yapamayız, ama burada da güvende olduklarını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا , لا نستطيع حالياً لكن لا أعتقد أنهم بأمان هنا أيضاً |
| Kızınızı alıkoymaları yaşadığı anlamına gelir, bence Şu an ikiniz de buna odaklanmalısınız. | Open Subtitles | يعني إبقاؤها أنها حية وأظن أن هذا كل ما عليكم التركيز عليه حالياً |
| Diğer yandan, çocuklarımın hiçbirisini... Şu an orada olmasını istemezdim. | Open Subtitles | من ناحية أخرى، لا أريد أياً من أبنائي هناك حالياً. |
| Ve Şu an hepimiz kendi pop kültürümüzde biraz aidiyet hissediyoruz. | TED | وكلنا نحس الآن بنوع من الملكية في ثقافة البوب الخاصة بنا. |
| Öte yandan, Şu an evrenin ne kadar yaşlı olduğunu anlayabiliyoruz. | TED | على الجانب الآخر ، يمكننا الآن ان نفهم كم عمر الكون |
| Şu an hala biz engelli insanların önünde bariyerler var. | TED | الآن لا تزال هناك حواجز أمامنا نحن الأشخاص ذوي الإعاقة. |
| Josh, Şu an bir şeyin tam ortasındayım. Seni sonra arasam olur mu? | Open Subtitles | جوش ، انا مشغول بشيء حاليا ، هل أستطيع الإتصال بك لاحقا ؟ |
| Ama tam da Şu an kamu hizmetinde fark yaratabilirsiniz. | TED | ولكن يمكنك صناعة الفرق في الخدمة المدنية في الوقت الحالي. |
| Gıda üretimi Şu an sera gazı salınımının 1/4'ünden sorumlu. | TED | الإنتاج الغذائي مسؤول حاليًا عن ربع انبعاثات غازات الاحتباس الحراري. |
| Şu an elçilikte silahlı kişiler 60 kişiyi rehin almış durumdalar. | Open Subtitles | لدينا ستون في السفارة, بمسدسات موجهة نحو جماجمهم في الوقت الراهن |
| Zamanla hepsini unutacağım ama Şu an için, bu hiç adil görünmüyor. | Open Subtitles | سأفقد كل ذاكرتي في النهاية ..لكن في الوقت الحاضر هذا ليس بعدل |
| Şu an hücre hapsinde, ama revirde çalışıyor. Gece vardiyası. | Open Subtitles | إنه في الزنزانة الانفرادية الآن لكنه يعمل في المستوصف ليلاً |
| İşlerin yapılmasını sağlayabileceğim bir pozisyondayım. Birleşik Devletler Başkanı'nın kulağı Şu an bende. | Open Subtitles | أنا في موقع يمكنني من عمل أي شيء، معي رئيس الولايات المتحدة الان |
| Şu an için yok. Malesef, bütün adamları saldırı sırasında öldü. | Open Subtitles | لسوء الحظ، ليس في هذا الوقت فكل رجاله قُتلوا أثناء الهجوم |
| Şu an büyük bir savaşta olduğumuzu söyleyebilirim ve aslında bu savaşı kaybediyoruz. | TED | نحن في حرب حقيقية في الوقت الحالي، وهي حرب نحن خاسرين فيها بالفعل. |
| Ada, Şu an bulunduğumuz yerden 206 deniz mili uzakta. | Open Subtitles | إنها علي بعد 206 ميل بحري عن مكان وجودنا الاّن. |
| Aslında Şu an çaresine bakılıyor. | Open Subtitles | بالواقع , هذا الموضوع قيد الإهتمام بالوقت الحالي |
| Ve onu dinlemedim. Eğer dinleseydim, Şu an burada olmayacaktık. | Open Subtitles | ولم أستمع له ولو كنت استمعت، لما كنا هنا الاَن |