"şuradaki" - Translation from Turkish to Arabic

    • ذاك
        
    • هُناك
        
    • الذي هناك
        
    • التي هناك
        
    • هناك حق
        
    • لزميل هناك
        
    • التي هنا
        
    • هذا الشخص هناك
        
    • هناك إنه
        
    • هناك الذي
        
    • هذه هناك
        
    • هناك يبدو
        
    • الثلج هناك
        
    • الرجال في ذلك المبنى هناك
        
    • التى هناك
        
    Ben de Şuradaki bir kâse dondurmayı 2 aydır bekliyorum. Open Subtitles حسنٌ .. إنني أنتظر منذ شهرين لتناول طبق المثلجات ذاك
    Şuradaki kulenin Santa Fe'deki katedrale benzediğini söylemiştin. Open Subtitles قلت ان ذاك البرج يبدو مثل كنيسة في سانتا في
    Bekle, Şuradaki hediyelik dükkanına bakayım. Open Subtitles انتظري. دعينا نذهب إلى .محل الهدايا هُناك
    Teknesini Şuradaki depoların birinde tutuyor. Open Subtitles إنهُ يحتفظُ بقاربة فى أحد الوحدات الموجودة هُناك.
    Şuradaki çift için her şey garip bir şekilde ortaya çıktı. Open Subtitles بالنسبة للثنائي الذي هناك, فقد جاءت الأمور بطريقة غريبة
    Şuradaki kız az önce bunları yere düşürdü ve cidden o çocuğa ilgili. Open Subtitles هذه الفتاة التي هناك سقط منها ذلك على الأرض إنها معجبة بذلك الشاب
    - Affedersiniz, mademoiselle, Şuradaki bıyıklı beyefendi kimdir, biliyor musunuz? Open Subtitles عفواً آنستي . ذاك الرجل ذو الشارب هل أخبرتيني من هو ؟
    Şuradaki küçük dalgaları hedef alacağız. Open Subtitles وسوف نسدد نحو ذاك التموج المائي ، أتراه؟
    Eğer Şuradaki mafya adamı bize bakmasaydı bu havluyu çıkarırdım. Open Subtitles إن لم يكن رجل المافيا ذاك محدقاً بنا لكنت نزعت منشفتي
    Şuradaki odada kadınların, yalnızca acıdıkları için eve birlikte gittikleri, ...azıcık saçı olan, orta düzey bir yönetici olarak öleceksin. Open Subtitles ستموت في المكتب ذاك الواقع في الزاويـة مجّرد مدير تنفيذي عادي, مع شعر شبه أصلع والنسـاء يرافقنه بدافع الشفقة
    Dinleyin beni, Delice bir şey gibi gelebilir belki.. Ama silahım hemen Şuradaki saksının içersine koydum. Open Subtitles اسمعوا، لا أقترح أن نقوم بأمر جنونيّ هنا ولكنني دسستُ مسدّسي بأصيص الورد ذاك
    Sabah, gizli balayı yerine doğru yola çıkacaklar ama sizin de tahmin ettiğiniz gibi düğün gecelerini Şuradaki kulede geçirecekler. Open Subtitles سيغادرون لتمضية شهر العسل في مكانٍ سري ومجهول في صباح الغد , لكن كما تعرفون سيمضون ليلة حفل زفافهم في ذاك البرج , هناك
    Eğer bununla beraber gelip Şuradaki mavi elbiseli bayana verirsen, 50 dolar alırsın.... Open Subtitles لكَ خمسين دولارًا لو أتيت و أعطيت هذا للسيدة التي ترتدتي ثوبًا أزرقًا هُناك
    Şuradaki sarışın kız resmen senle flört ediyordu. Open Subtitles تلك الفتاة الشقراء هُناك كانت تغازلك تماماً.
    Şuradaki yer dışında her yeri temizlediler. Open Subtitles لقد أستغلوا جميع الأراضي باستثناء تلك القطعة هُناك
    Şuradaki ve oradaki. Open Subtitles حسنًا، مهلاً، هذه الفتاة وبعدها هذه الفتاة هُناك.
    Bana lütfen Şuradaki büyük kutuyu uzatır mısın? Open Subtitles أحضري لي من فضلكِ هذا الصندوق الكبير الذي هناك
    Bu yüzüğü, Şuradaki kıza vereceğim ve kız arkadaşım olur mu diye soracağım. Open Subtitles سوف أعطي هذا الخاتم للفتاة التي هناك و أسألها بأن تكون صديقتي الحميمة.
    Al, bu senin için. Şuradaki. Open Subtitles هنا ، وهذا هو لك.أن واحد ، هناك حق.
    Hayır, o Şuradaki adamın. Open Subtitles ذلك , أه، هذا انه لزميل هناك أعتقد انه غادر هل اخذت هذه الجرعة من قبل ؟
    Şimdi, Şuradaki bu enfes işlemeli tekneyle resmimi çek. Open Subtitles الان, صورني بجوار هذا القارب مع هذه العاهره التي هنا
    Bunu Şuradaki bey gönderdi ve ücreti de ödedi. Open Subtitles هذا الشخص هناك هو من بعث لك بهذا ودفع مقابله أيضا
    - O zaman yanlış yoldan gidiyorsunuz. Şuradaki yolu konuşmanız gerekir. Open Subtitles يتوجب عليكما أن تأخذا ذلك الطريق هناك, إنه مختصر
    Şuradaki dalış kıyafetli adamı görüyor musun? Onun yanına gidip muhabbet etmeyi düşünüyor musun? Open Subtitles مرحباً ، هل ترين ذلك الرجل هناك الذي يرتدي بذلة الغطس؟
    Hani Şuradaki. Beni istediği zaman tutuklayabilir. Open Subtitles هذه هناك, أتمنى أنها تلقى القبض على.
    İyi taraflarına bakmalısın. Şuradaki kız, sana gözleriyle tecavüz edecek gibi. Open Subtitles هيي , إنظر للجانب المشرق , تلك الفتاة هناك يبدو أنها تغتصبك بعينيها
    Şuradaki buzu görüyor musun? Artık yuvarlak buz değil, delikli buz. Çok hızlı eriyor. Open Subtitles هل ترى ذلك الثلج هناك لم يعد كما كان, إنه يدوب بسرعة
    Ama bir dost olarak sana Şuradaki bir avuç adamın dünya tarihinin en güçlü adamları olduklarını söylemek isterim. Open Subtitles ولكن أشعر كصديق يجب أن أخبركِ ...بأن هؤلاء الرجال هؤلاء الحفنة من الرجال في ذلك المبنى هناك أكثر الرجال نفوذاً في التاريخ حول العالم
    Şuradaki taşlarda da ucunu sivrilttim. Zor olmadı. Open Subtitles وسنه على تلك الصخور التى هناك لم يكن صعبا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more