| Bizi Monty'yle yalnız bırakmayacak asla. - Ona mesaj ulaştırmalıyız. | Open Subtitles | لن يتركنا وحدنا مع مونتى يجب ان نوصل رسالة له |
| - Meraklanma,sırada o var. - Ona gidin, ona, tamam mı? | Open Subtitles | هو التالى , لا تقلق اذهب له , اذهب له, موافق؟ |
| - Cindy, olmadığını biliyorum. - Ona ne dememi istiyorsun? | Open Subtitles | ماالذى تريدنى أن أقول له و قد أخبرته ثلاثين مرة؟ |
| - Ona ne olduğunu bilmiyorum ki. - Sana inanmamayı dilerdim. | Open Subtitles | ـ لا أعلم ماذا حدث لها ـ أتمنى بأن لا أصدقك |
| - Burada sıkışıp kaldık. - Ona haber bile yollayamıyoruz. | Open Subtitles | لقد حوصرنا هنا حتى اننا لا نستطيع إرسال رساله لها |
| Arkasında konuştun mu? - Evet, konuştum. - Ona bakma bile. | Open Subtitles | لا تنظري إليه حتى انظري الى هذه الجهة دعيه يضرب حسنا |
| - Ona söylemeliyiz. - Evet, ama şimdi olmaz, değil mi? | Open Subtitles | ـ علينا ان نقول له ـ نعم، ولكن ليس الآن، حسنا؟ |
| - Ona ne diyeceğimi bilmiyorum. - Biliyorum. Tanrım, bilmez miyim? | Open Subtitles | لاأعرف ماذا سوف أقول له أنا أعرف , ياالهى, أنا أعرف |
| - Ona ne diyeceğimi bilmiyorum. - Biliyorum. Tanrım, bilmez miyim? | Open Subtitles | لاأعرف ماذا سوف أقول له أنا أعرف , ياالهى, أنا أعرف |
| - Ona cehennem olup gitmesini söyledim. Onu yakalamak istemedim. | Open Subtitles | لذا قلت له إذهب الى الجحيم واغرب عن وجهي, لم أكن أريده |
| - Ona ödediğini söyleyeceğim. Defterlerini ben tutarım. | Open Subtitles | ٍأقول له بأنك دفعته اتولى حسابته ويثق بي |
| - ve sen de, satranç ustasısın. - Ona, yalnız gitmesini söylemiştim. | Open Subtitles | وبأنكِ سيدة الشطرنج أنا قلت له بأن يذهب وحده |
| - Size daha sonra tur attıracağız. - Ona konuşacak yer açın. | Open Subtitles | سوف نصحبك في جولة فيما بعد - أفسحوا له المجال ليتكلم - |
| - Ona veda etme şansım bile olmadı. - Ah, biliyorum. | Open Subtitles | لم يتسنّ لي ان اقول لها وداعا اوه, انا اعلم |
| - Ona evde olmadığımı söyle. - Baba, evde olduğunu biliyor. | Open Subtitles | ـ قل لها اني لست في المنزل ـ هي تعلم انك في المنزل |
| - Ona hiç batırmadın, değil mi hayatım? | Open Subtitles | لم تسبب لها الوخزات مطلقا، أليس كذلك يا عزيزي؟ |
| - Ona da ne oldu kimse bilmiyor. | Open Subtitles | ـ أنت لا تذكرين ما حدث لك ـ ولا أحد يدري ما حدث لها |
| - Ona karşı bir şeyler hissediyorsa neden öldürsün onu? | Open Subtitles | لماذا سيقتلها ، إن كان يكنّ لها المشاعر ؟ |
| - Ona söylemek isteğini, bende duymak istiyorum. | Open Subtitles | ما الذي تريد ان تقوله لها حتى انا اريد سماعه |
| - Evet, konuştum. - Ona bakma bile. Bu tarafa bak. | Open Subtitles | لا تنظري إليه حتى انظري الى هذه الجهة دعيه يضرب حسنا |
| - Ona bakmanı istiyor konuşmanı istiyor, ancak bunu yapmayacaksın. | Open Subtitles | يريدك أن تنظر إليه وتتحدث إليه ولكنك لن تفعل ذلك |
| - Evet. - Ona söyle, gelmezse benden iyi bir şamar yer. | Open Subtitles | أخبريها أنني سأوسعها ضربا في حال عدم قدومها |
| - Ona doğru adresi verdiğinden emin misin? | Open Subtitles | هل انت متأكد انك أخبرته بالمكان الصحيح؟ لقد أخبرته بفيلا روسا اللعينة |
| - Ona her şeyi anlattım, beni nasıl işe aldığınızı hile yaparak nasıl parmaklarımı geri almamı sağladığınızı. | Open Subtitles | لقد أخبرتها بكل شيئ كيف أوجدت لى عملا وكيف عدلت النظام حتى أعادوا لى أصبعى |
| - Ona çıkabileceğini söyledin mi? - Evet. | Open Subtitles | ـ هل أخبرته أنه بإمكانه الخروج من هُنا ؟ |
| - Bir şey söylemedim. - Ona ne söyledin? | Open Subtitles | لم اقل له شيئاً ما الذي اخبرتيه به ؟ |