"- yok" - Translation from Turkish to Arabic

    • لا
        
    • كلا
        
    • كلّا
        
    • كلا يا
        
    • ليس
        
    • لا انا
        
    • كّلا
        
    • لا يا رجل
        
    • كلاَّ
        
    • بل كذلك
        
    • دمروا التارديس
        
    - Bir dakika, Bayan Marple. - Yok, Komiserim. İşim belli. Open Subtitles انتظرى يا انسة ماربل لا يا سيدى المفتش, انى اعرف واجباتى
    - Yok bir şey. - O zaman bana göster. Open Subtitles لا شيء معي حسنا، لو لا شيء، فيمكنني إلقاء نظرة
    - Yok efendim. Hepsi bu kadar ve size tamamen dürüst davrandım. Open Subtitles كلا يا سيدي، هذا كلّ شيء، وكنتُ صريحة بالكامل معك يا سيدي.
    - Yok, yok. 19:00'da döneceğiz. Sen merak etme. - İyi antrenmanlar. Open Subtitles ـ كلا, كلا, في السابعة تماماً ـ تمتع بتمرينك, لقد تأخرت هيا
    - Yok öyle bir şey. Polisi arıyorum çünkü havuç kafalı deli oğlan bebeğimi kaçırdı. Open Subtitles كلّا, سأتصلُ بالشرطة بسبب أن الفتى الجزري المجنون أخذَ طفلي.
    - Sana daha fazla borç veremem. - Yok, haydi, dostum. Param var. Open Subtitles ـ لن أقرضك المزيد من المال ـ لا يا رجل، لقد انصلح حالي
    - Yok. Forster'ın ziyaretçi grubu hala cezaevine gidiyor mu? Open Subtitles هل لا زالت تلك المجموعة تزور فورستر في السجن ؟
    - Elbette. - Yok ya biz evliliğe pek inanmıyoruz. Open Subtitles نعم بالطبع فى نهاية المطاف لا نحن لا نؤمن بالزواج
    Sıradan bir salı gecesi yani? - Kamera yok herhalde? - Yok. Open Subtitles إذن , كانت ليلة ثلاثاء عاديّة ؟ ــ لا توجد كاميرات ؟
    - Yok, ben içki içmem. Alkol zihinsel işlevlerimi etkiliyor. Open Subtitles كلاّ، أنا لا أحتسي مشروبات، فالكحول تُؤثّر على وظيفتي المعرفيّة.
    - Yok canım. - Egzersizi doğru ayarlarsanız gerek yok. Open Subtitles ـ إلهي، لا ـ لن تفعلي هذا إذا عايرت التمارين
    - Yok, hayır, hayır. Bebe, bu Daphne Moon. Babamın fizyoterapisti. Open Subtitles كلا,كلا,انها دافني مون معالجة ابي البدنية
    - Yok almayım. Neden bunu düşündüğünü anlıyorum. İki beyefendi birlikte seyahat ediyorlar... Open Subtitles كلا, لا استطيع استيعاب الامر رجلان يسافران سوية
    - Yok, üzülme. Ben hiç bu kadar mutlu olmamıştım. - Bilseydim takıImazdım. Open Subtitles كلا , لا تأسفي لم اكن سعيداً من قبل كالآن
    - Yok, üzülme. Ben hiç bu kadar mutlu olmamıştım. - Bilseydim takılmazdım. Open Subtitles كلا , لا تأسفي لم اكن سعيداً من قبل كالآن
    - Ben ilgilenirim kızla. - Yok, sen yatak odasına koyarsın kızı. Open Subtitles .سأهتم بها- .كلّا , ستضعها بغرفةِ النوم-
    - Narkotiğe bas imzayı. - Yok. Open Subtitles إطلبها من المركز , قسم المخدّرات - كلّا -
    - Yok canım. Open Subtitles كلّا, لم تكوني كذلك
    Kardeşler? - Yok. İyileşiyor olabilirsiniz ama doktorunuzu sorgulayacak kadar değil. Open Subtitles أنظرى ، يمكن أنك تتحسنين و لكن ليس بدرجة كافية لتقومى باستجواب طبيبك
    - Yok ben iyiyim. Geçer. - 3 paket kremalı puf yedik. Open Subtitles لا انا بخير ـ لقد تناولنا ثلاث علب من الكريما
    - Yok be dostum. Open Subtitles لا , يا رجل - حسنـاً ، يا سيدي -
    - Yok! - Var! Open Subtitles ـ ليس كذلك ـ بل كذلك
    - Yok et! - Yok et. Open Subtitles دمروا التارديس دمروا التارديس دمروا التارديس دمروا التارديس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more