Yüzbaşıya açıkladığım gibi ben basit bir Kıbrıslı balıkçıyım. | Open Subtitles | كما شرحت للكابتن اننى فقط صياد فقير من قبرص |
- Majesteleri... daha önce de açıkladığım gibi... ben en iyiyim. | Open Subtitles | فخامتك, كما شرحت لك أنا أفضل شىء على هذا الكوكب |
Sekreterinize de açıkladığım gibi, birçok araştırma yapıyoruz. | Open Subtitles | كما شرحت السكرتير الخاص بك، نقوم به الكثير من النظر. |
Daha öncede açıkladığım gibi tüm söyleyebileceklerim... takım lideri olan kişi ile kavga etmesi sebebiyle kaydının silindiği. | Open Subtitles | وكما وضحت بالفعل كل ما يمكنني إخباركِ به هو أنه أعاد التسجيل يتبع مشاجرةً مع طالبٌ كان قائداً للفريق |
Polise de açıkladığım gibi, şehir dışına çıkıyordum, | Open Subtitles | حسناً, كما وضحت للشرطة كنت سأغادر المدينة |
Sığırcıkların dansı, pek çok ilkeye bağlı işliyor. Bu ilkeler, temelde bugün size açıkladığım ilkeler. | TED | حسناً ، وظائف الهمهمة تشير إلى عدد من المبادئ، وهي في الأساس المبادئ التي شرحتها لكم اليوم. |
Majesteleri, daha önce de açıkladığım gibi ben en iyiyim. | Open Subtitles | فخامتك, كما شرحت لك ...من قبل أنا أفضل واحدا هنا |
Bence ona açıkladığım takdirde anlayacaktır ve ben de istediğimi yaptırmış olacağım. | Open Subtitles | أظن لو شرحت لها ذلك فستتفهم وأنا سأخرج من المأزق |
Önceki gün açıkladığım gibi sağlığım için, sıkıcılıktan daha tehlikeli bir şey yok. | Open Subtitles | كما شرحت ذلك اليوم ليس هنالك ماهو اخطر على صحتي من الملل |
Üzgünüm, ancak açıkladığım gibi Sovyet vizesine ihtiyacınız olacak. | Open Subtitles | أنا آسف، ولكن كما شرحت لك، تحتاج إلى تأشيرة سوفيتية |
Sana açıkladığım gibi, bunun sebebi hayatım boyunca hiç kimsenin benimle böylesine yakınlaşmamış olmasıydı. | Open Subtitles | فأنا كما شرحت لك لم يسبق أن أقترب أحد مني من قبل بهذا الشكل |
Daha önce de açıkladığım gibi yaşamsal düzen, benim için tahammül edilemezdi. | Open Subtitles | أنه كما شرحت لك من قبل معيشتي في المسكن كانت لاتطاق |
Basit ve açıkladığım imkansız üç yol dışında mültecilere sunabileceğimiz ve diğerlerini hala daha iyi durumda yapacak büyük seçimler var. | TED | إنها طرق يمكننا من خلالها الحصول على خيارات عظيمة تخص اللاجئين بعيداً عن الخيارات الثلاثة الأساسية المستحيلة لقد شرحت لكم حتى تترك الآخرين أفضل حالاً. |
İçeride de açıkladığım gibi, leopar uluması şöyle bir şeydir. | Open Subtitles | كما شرحت لكِ بالداخل بكاء النمر شئ كهذا |
Telefondaki hoş bayana açıkladığım üzere tablolar bize ait. | Open Subtitles | كما وضحت ذلك الى امرأة جميلة على الهاتف اللوحات تخصنا |
Romantik ilişkilerden bahsediyorsan Watson, ki korkarım öyle daha önce sık sık açıkladığım üzere, tüm duyguları tiksindirici buluyorum. | Open Subtitles | إن كنت تشير إلى الترابط العاطفي وأخشى ذلك، كما وضحت من قبل |
Romantik ilişkilerden bahsediyorsan Watson, ki korkarım öyle daha önce sık sık açıkladığım üzere, tüm duyguları tiksindirici buluyorum. | Open Subtitles | إن كنت تشير إلى الترابط العاطفي وأخشى ذلك، كما وضحت من قبل |
Sadece sandıklarla kutular, açıkladığım gibi. | Open Subtitles | لا . . فقط الصناديق والصناديق كما وضحت |
Sana açıkladığım bu hakları anladın mı? | Open Subtitles | أتفهم هذه الحقوق التي شرحتها لك؟ |
Sana açıkladığım haklarını anladın mı? | Open Subtitles | هل تفهم كل من الحقوق التي شرحتها لك؟ |
Size açıkladığım bu şartları kabul ediyor musunuz? | Open Subtitles | هل تفهم هذه الشروط كما شرحتها لك؟ |
Beyaz Saray'a da açıkladığım gibi biz devam etmeden, daha derin bir soruşturma yapılmalıdır. | Open Subtitles | كما أنني أحاول أن أشرح (للبيت الأبيض) ينبغي أن يكون هناك مزيدا من التحقيق قبل أن نمضي قدما نحو التناقضات -هناك مسألة أخرى تماما عن كتابة تقريرا آخر |