O kapıyı açtın, rüzgar şamdanları söndürdü, deniz yosunu yüzüne dokundu, çığlık attın. | Open Subtitles | لقد فتحت هذا الباب و أطفأت الرياح شمعاتك و لمس عشب البحر وجهك |
Federaller için açtığın hesap benim adıma açılmış o hesabı evlendiğimiz gün açtın. | Open Subtitles | الحساب الذى قمت بفتحه للفدرالين الذي هو مفتوح بإسمِي انت فتحت ذلك الحساب |
- Onun bir frekans jeneratörü olduğunu söylemiştin. Bagajı açtın. | Open Subtitles | أنتِ قلت أن هذا مولّد تردد لقد فتحت صندوق السيارة |
Bu yüzden mi ikimizi yatak odana kilitleyip elbisenin düğmesini açtın? | Open Subtitles | ألهـذا حبستنـي في غرفة نومك و فتحتِ زر فستـانك العلوي ؟ |
Bob, Will Gardner'a gelen zarfı açtın mı? | Open Subtitles | (بوب)، الكيس المسلم ل(ويل جاردنر) هل فتحته ؟ |
Madem sözünü açtın, iyi yönlerini öne çıkartacak birkaç tane fikrim var. | Open Subtitles | بما انك ذكرت ذلك لدي بعض الافكار كيف تزيد من نقاط قوتك |
Kalbini odasında mı açtın? Bana mesaj atamadın mı? | Open Subtitles | , لقد قمتِ بفتح الصدر و لم يمكنكِ استدعائي؟ |
- Muhteşem, Tanrı'ya şükür açtın. | Open Subtitles | رائع، مرحبا من الجيد أنك أجبت على الهاتف هل كل شيء بخير، تشاك؟ |
Kapıyı sen açtın. Chardonnay şarabı getirdiğim için teşekkür ettin. | Open Subtitles | قد فتحت الباب لي و شكرتني على جلب زجاجة النبيذ |
Kapıyı sen açtın, kapatmalıydın. Hepsi bu. | Open Subtitles | أنت فتحت الباب و يجب أن تغلقه ، هذا كل ما أقوله |
Sonra gidebilirsin. Şarabı açtın, değil mi? | Open Subtitles | بعد ذلك يمكنك الذّهاب كنت قد فتحت زجاجات النبيذ,أليس كذلك؟ |
Evet, fal kurabiyeni açtın, işte senin falın. | Open Subtitles | بما أنك فتحت كعكة الحظ خاصتك إذن إليك حظك |
- Madem konuyu açtın, ben de sana... | Open Subtitles | بما أنك فتحت الموضوع كنت أنوي سؤالك بهذا الخصوص |
Ama eldivensizken kadının gözlerini açtın mı? | Open Subtitles | لكن, أثناء خلعك للقفازين هل فتحت عينيها؟ |
Sen kutuyu açtın, ve sadece sen onu durdurabilirsin. | Open Subtitles | لقد فتحت الصندوق وانت فقط تستطيعين ايقافه |
Cidden, bize evinin kapılarını açtın burada kaldığımız sürece sana minnettar olacağım. | Open Subtitles | جدّيّاً، فتحتِ بيتك لنا لذا طالما نحن هنا فأنا في غاية الامتنان |
- Ben açmadım. Sen mi açtın? | Open Subtitles | -لم أفتحه، هل فتحته أنتِ؟ |
- Şey, madem sözünü açtın... -... Ve benden yardım istemekten? | Open Subtitles | .. بما أنك ذكرت هذا - وأنت تطلب مني المساعدة - |
Halka açık cenaze törenini onayladın bahçeleri açtın, bu kadarı yeter! | Open Subtitles | وافقتِ على فكرة الجنازة العامة... وسمحتِ بفتح المنتزهات، ذلك يكفي صه... |
- Şükürler olsun açtın. Isabelle, benim. - Biliyorum. | Open Subtitles | الحمد لله أنك أجبت إنه أنا ايزابيل, أعلم ذلك, ماذا تريد؟ |
Yahut inanç kutunu nedensiz yere açtın ve bunu izinsiz izliyorsun. | Open Subtitles | أو بالأحرى فتحتها ،لمشاهدة هذا دون إدن |
Bir iki fıkra anlattın. Sonra da radyoyu açtın. Bu kadar. | Open Subtitles | ألقيت بعض النكات، ثم رفعت صوت المذياع وذلك كان كل شيء |
Az önce yaptıkların sayesinde başına hayatında görebileceğin en büyük davayı açtın. | Open Subtitles | لقد فتحتَ على نفسك رفع دعاوى قضائية كثيرة عليك. |
Sen üç yaşındayken, yatağından sürünerek çıktın, mutfak kapısının mandalını açtın, ve dışarı çıkmıştın. | Open Subtitles | عندما كنت فى الثالثه من عمرك. تسلقت السرير و فتحتى باب المظبخ و ذهبت للخارج . |
Neden bu konuyu açtın? Ben açmadım. | Open Subtitles | لم طرحت هذا الموضوع؟ |
Hadi, kapıyı az önce sen açtın. | Open Subtitles | إظهروا أنفسكم لقد فتحتم الباب لنا |
Başımıza yeterince dert açtın. Bu işi sessizce bitirmeliyiz. | Open Subtitles | لقد تسببت فى مشاكل كثيرة كل شئ سيتم على ما يرام |
Radyo ve ışıklar açıkken üşüyünce ısıtıcıyı açtın mı? | Open Subtitles | أنك فتحت الراديو و الأنوار الداخلية بينما شغلت الحرارة على كُل طاقتها؟ |
- Aynı dolabı üç ke falan açtın. | Open Subtitles | انها مجرد، قمت بفتحها أن مجلس الوزراء نفسه، مثل، ثلاث مرات. |