"ağır bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • ثقيل
        
    • ثقيلة
        
    • باهظ
        
    • ثقيلا
        
    • ثقيلًا يتطلّب
        
    • قوية على
        
    • أثقل من
        
    • باهظاً
        
    • القوة لو
        
    Tıpkı biri gerçekten kocaman ve ağır bir şey düşürmüş gibiydi. Open Subtitles كان و كأنه أحدهم قام بإسقاط شئ كبير جداً و ثقيل
    ağır bir şey al eline, sonra da o boruların arkasına saklan. Open Subtitles امسكي بشيء ثقيل واختبئي هناك في هذه الزاوية بالقرب من تلك الأنابيب
    ağır bir hava doluştu içeri sessiz kalabalık bekliyor kararı. Open Subtitles الهواء ثقيل مع الحَدس مثل الحشد الساكن فى انتظار القرار
    ağır bir şeyler taşımam gerekirse diye bunu aklımda tutacağım. Open Subtitles سأتذكّر هذا في حال كانت لديّ أيّة أحمال ثقيلة لرفعها
    Modaya uymak için ağır bir bedel! Open Subtitles و هذا ثمن باهظ يدفعه المرء لتصرفة باسلوب حديث
    Daha da önemlisi kurbana ne ile vurulduysa çok ağır bir şey olmalı. Open Subtitles الأهم من ذلك، أيا كان ما ضربه به يجب أن يكون ثقيلا للغاية
    Alexandria'nın Rick Grimes'ı ölçüp tartması için Kral'a ağır bir fikir sundun. Open Subtitles (ريك غرايمز) قائد (ألكساندريا)... ألقيتَ على الملك قولًا ثقيلًا يتطلّب التفكّر.
    Böyle tatlı biri olarak oldukça ağır bir yük altındasın. Open Subtitles يبدو وكأنه حملٌ ثقيل تحمل عبئه بالنسبة لشاب وسيم مثلك
    Çok ağır bir kara deliğin içine düşen daha hafif bir kara delik düşünün. TED تخيلوا ثقبا أسودا أقل ثقلا و هو يسقط نحو ثقب أسود آخر ثقيل جدا.
    Osmiyum, süpernova patlamalarında oluşan ağır bir element. TED إنه عنصر ثقيل يتم انتاجه بعد الإنفجارات الحرارية النووية للسوبرنوفا
    Gerçekten çok ağır bir duygu içinde belki de son kayıtlarımı yazarken bana bu sıradışı hediyeleri veren Open Subtitles انه ثقيل على قلبى ان التقط قلمى لأكتب الكلمات الأخيرة التى لن اسجل بعدها شئ الهبات الشخصية لصديقى
    Biri bana tecavüz etmeye kalksa ona uyar gibi yapar sonra ağır bir nesne alıp gününü gösterirdim. Open Subtitles اعتقد اذا حاول اى شخص ان يغتصبنى ساتظاهر باننى اريد الذهاب معه حتى المنتصف ثم ساسحب اى شئ ثقيل و اصدمه بها
    Yine gümüşten, ağır bir kolye. En azından bir beşlik eder. Open Subtitles عقد ثقيل جيد مثله يساوى خمسة شلنات على الأقل
    ağır bir yük taşıyor olmalı. Üstüne biri mi binmiş diyorsun? Open Subtitles ـ لابد أنه يحمل حمل ثقيل ـ تعني أن شخص ما يركبه؟
    Fillerle ilgili diğer bir sorun da tek bir fil için ağır bir düzeneği yapamazsınız. TED ومشكلة آخرى مع الفيلة هو أنه لا يمكن أن تصنع عدة تكون ثقيلة جدا على فيل واحد.
    Henüz antrenman yaptıysanız, bir tepe daha dik görünür ve eğer ağır bir sırt çantası taşıyorsanız, belirli bir yer daha uzak görünür. TED التلة ستبدو أكثر انحداراً إذا كنت قد تدربت للتو، وعلامة النهاية ستبدو أبعد إذا كنت ترتدي حقيبة ظهر ثقيلة.
    Size ölüm sebebinin küt ve ağır bir aletle vurulması sonucu gerçekleştiğini ispatlamak için otopsi raporunu da sunacağız. Open Subtitles الشهادة الطبية سوف تقدم لتثبت أن الوفاة قد حدثت نتيجة ضربة بأداة ثقيلة غير حادة
    Misyonerlik günlerimde öğrendiğim bir şey varsa o da zevkin yanında ağır bir bedelle geldiğidir. Open Subtitles إن كان عملي كمبشر قد علمني شيئًا فقد علمني بأن السرور عادة ما يكون بثمن باهظ
    Majesteleri'nin yokluğunda sırtınızda ağır bir yük taşıdığınızı biliyorum. Open Subtitles أنا أعلم أنك تحمل عبئا ثقيلا في غياب صاحب الجلالة
    Alexandria'nın Rick Grimes'ı ölçüp tartması için Kral'a ağır bir fikir sundun. Open Subtitles (ريك غرايمز) قائد (ألكساندريا)... ألقيتَ على الملك قولًا ثقيلًا يتطلّب التفكّر.
    Hangi nesneyse, John Doe kafasına çok ağır bir darbe almış. Open Subtitles مهما كان ، الشخص المجهول هذا تلقى ضربة قوية على رأسه.
    Yani çekirdek nikel ve demirden çok daha ağır bir şeyden oluşuyor olmalı. Open Subtitles لذا الصميم يجب أن يكون مصنوع من شيء ما أثقل من النيكل والحديد
    Yıllarca kendime meydan okudum yapabildiklerimi sınadım ağır bir bedel karşılığında. Open Subtitles لقد قضيت أعواماً أتحدّى نفسي أختبر ما يمكنني فعله... والثمن كان باهظاً
    - Pasifik'te öyle ağır bir gemi savaşı... Open Subtitles -سفينة بهذة القوة لو وصلت الى المحيط الباسيفيكى

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more