ağaçların arasında çıplak koşan birini gördüm. | Open Subtitles | والآن، لقد رأيت شخص يجري عارياً بين الأشجار |
Bu çimen ve ağaçların arasında iki ayak üstünde yürümek, dört ayakla olduğundan daha etkilidir. | Open Subtitles | يعتبر المشي على ساقين , أكثر فاعلية من المشي على أربع في بيئة مختلطة بين الأشجار والأعشاب |
Balık tutuyordum ve yemin edebilirim ki seni çıplak olarak ağaçların arasında gördüm. | Open Subtitles | لقد كنت أصطاد ويمكنني بالكاد أقسم رأيتك تجري عارياً ما بين الأشجار |
Onu ağaçların arasında bulmuşlar. | Open Subtitles | هل سلّم نفسه؟ لقد عثروا عليه في الغابة فحسب. |
"Şehir çöplüğünün oradaki ağaçların arasında bulunmuş." | Open Subtitles | وجدوا يعيشون معاً في .الغابة قرب المستنقعات |
ağaçların arasında sincaplardan daha çok zaman geçiriyorum. | Open Subtitles | إنني أقضي أغلب وقتي في الأشجار .أكثر مما تفعله السناجب |
Ama uzun kanatları, avı ağaçların arasında takip etmesine engel oluyor. | Open Subtitles | لكن أجنحتهم الطويلة تخلق مشاكل عندما يطاردون فرائسهم بين الأشجار |
ağaçların arasında saklanan Almanları bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | أريد أن أعلم عن الألمان المختبئين بين الأشجار |
ağaçların arasında çalmak bir şeydir. Yerden çalmak ise başka bir şey. | Open Subtitles | سرقة الطعام بين الأشجار شيء، و سرقته على اليابسة شيء آخر |
Karada, denizde ağaçların arasında ve gökyüzünde bile. | Open Subtitles | على اليابسة، في المياه بين الأشجار و حتى في أعالي السماء |
Aslında, ağaçların arasında saklananları unutuyosun. | Open Subtitles | في الواقع ، نسيت أن تعد الرجال بين الأشجار |
Bir sonraki sabah güneşin beni ısıttığını hissederken işte oradaydı, ağaçların arasında geziniyordu. | Open Subtitles | وحالما شعرت بالشمس تُدفأني ...في صباح اليوم التالي كان هناك.. يسير بين الأشجار |
ağaçların arasında hurdalardan biri gibi durdu. | Open Subtitles | وضعها بين الأشجار ربّما يجعلها تبدو إحدى السيّارات الخربة. |
Ama bir şeyi biliyorum, burada ağaçların arasında oturmak, hiçbir şeyi çözmez. | Open Subtitles | لكن... أعرف إن البقاء هنا في الغابة وحيدًا لن يحل أي شيء. |
Ryan'ı aramaya çalışıyordum ve telefonu ağaçların arasında çalıyordu. | Open Subtitles | حاولتُ الإتصــال بريان سمعتُ رنين هاتفهِ في الغابة. |
Hayır, ciddi misin? Beni burada ağaçların arasında bırakmıyorsun, tamam mı? | Open Subtitles | لا , هل انت جادة , لن تتركيني هنا وحدي في الغابة |
ağaçların arasında dolaşıp, hayalet hikayeleri dinlemek aptallık. | Open Subtitles | المشي في الغابة, الأستماع الى القصص الغبية عن الأشباح. |
Çatışmaya dönmedi. ağaçların arasında saklandı, katliamı izledi. | Open Subtitles | لم يعد للقتال , لقد أختبأ في الأشجار يراقب المجزرة |
Geceleri rüzgar ağaçların arasında öyle bir eser ki, sanki bir orkestra çalıyor sanırsın. | Open Subtitles | في الليل الريح تمر عبر الأشجار حتي تظن ان هناك اوركسترا كاملة تعزف من اجلك فقط |
Şurada saklambaç oynuyorduk. ağaçların arasında kaybolmuş olmalı. | Open Subtitles | كنا نلعب الغميضة هنا لا بد انها ضاعت بين الاشجار |
Evet ağaçların arasında biraz kaybolduk. | Open Subtitles | نعم، أصبحنَا a مفقود إلى حدٍّ ما في الغابةِ. |
ağaçların arasında, bir patika üzerinde durmuş olmalılar. | Open Subtitles | لا بد بأنّهم قد إلتفّوا على خط سكة الحديد عبر الأخشاب |