"ağacının" - Translation from Turkish to Arabic

    • الشجرة
        
    • شجرة
        
    • أشجار
        
    • لشجرة
        
    • شجره
        
    • الشجره
        
    • اشجار
        
    • شجر
        
    • الصنوبر
        
    • الفرع
        
    Bu seni, maalesef, ağacının çok uzağına düşmüş bir elma yapar. Open Subtitles لابد أنك ابنه , آه التفاحة لم تهبط بعيداً عن الشجرة
    Sen yeminini, amcan gibi bir yürek ağacının önünde edersin. Open Subtitles هل تود أخذ نذرك أمام الشجرة الكبيرة مِثلما فعل عمك؟
    Şimdi, ayakta duruyorum açık bir havada sahilde bir palmiye ağacının altında, tam sahnenizin bir zamanlar olduğu yerde. TED أقف الان في الهواء الطلق، على الشاطئ تحت شجرة النخيل، في نفس الموقع الذي اعتاد المسرح أن يكون فيه.
    Bir hurma ağacının üstünde kar göreceğim aklıma gelmezdi, ama çocuklar, bir birlerine kar topu fırlatarak, harika vakit geçiriyor. TED لم أفكر أبدا أنني سأرى أشجار النخيل في الجليد، ولكن الأطفال قضوا يوماً عظيماً برمي كرات الثلج على بعضهم البعض.
    Gezegenimiz ayrı bir tohumdan türeyen bir yaşamın limanı olmayabilir, belki iki, belki de üç hayat ağacının... Open Subtitles ربما يكون كوكبنا الموطن ليس فقط لشجرة حياة واحدة بل إثنتين أو أكثر كل شجرة منها تنمو من بذرة منفصلة
    Sen Darling aile ağacının meyvesisin. Open Subtitles أنت أساس شجره عائلة الـ دارلينق
    Patron ölmeden önce, Chiplun'da ana meydandan 40 metre uzaklıkta, chickoo ağacının 120 cm altında 100 milyon sakladığını söyledi. Open Subtitles الرئيس قال قبل وفاته... انه اخفى عشرة ملايين روبيه على بعُد 40 قدم من شيكلون... ...و على عمق 4 اقدام تحت الشجره.
    Bu biber ağacının gölgesinde tuğladan bir taraça ve bir çardak görüyorum. Open Subtitles اتعلم ، انا ارى طوب الساحة من شرفتي تحت ظل اشجار الفلفل تلك
    Meşe ağacının altındaki sevgililer gibiler. Biliyorsun ama görmezden geliyorsun. Open Subtitles كعاشقان تحت شجر البلوط، أنت تعلمين ولكن تتغاضين عن الأمر
    Aslında neredeyse tüm meyve ağaçları aşılanmıştır çünkü meyve ağacının tohumu, ana tohumdan genetik olarak farklıdır. TED في الواقع، معظم أشجار الفاكهة مُطعّمة، لأن بذور شجرة الفاكهة هي متغيّر جيني من الشجرة الأصل.
    Kutsal Majesteleri, prensesin batıl inancı, o gül ağacının merkezinde toplanıyor. Ona dokunun. Open Subtitles سمو جلالة الملك ، خرافة الأميرة تتركز على تلك الشجرة الوردية , تفشل إذا لم تلمسها
    Ben çınarın altında otururdum, o da kestane ağacının altında... Open Subtitles جلست تحت الشجرة المستوية وهوجلستحتالكستنائية.
    elindeyse, sadece, ceviz ağacının altındayken seni hiç rahatsız etmeyen ... sivrisineklerden oradan geçen büyükler yüksek sesle şikayet ettiğinde... dans ettirdiğin bir küçük kukla olurdu. Open Subtitles وحيث كنت تحمل دمية صغيرة وتجعلها ترقص حينما مر رجل بالغ يتذمر من البعوض الذي لم يكن ليزعجك تحت الشجرة
    Oraya piknik için gittik ve o meşe ağacının altında seviştik ve ona sordum, o da evet dedi. Open Subtitles ذهبنا هناك لقضاء العطله و طارحتها الغرام تحت تلك الشجرة و طلبت منها الزواج و وافقت
    Avtar'ın köydeki banyan ağacının köklerinden gönderdiği tohumları buraya ekiyoruz. Open Subtitles وقام هو وأوتر بنثر ترابه تحت شجرة البانيان في القرية
    Noel ağacının altında, hayatınızda görebileceğiniz en tatlı golden retriever oturuyordu. Open Subtitles .. وتجلس تحت شجرة الكريسماس وتجد أجمل جرو ذهبي في العالم
    İnsanlar, süsler ve ışıklar asar. Noel Baba Noel ağacının altına hediyeler bırakır. Open Subtitles فيه ترفع الزينة و الأضواء و بابا نويل يأتى و يترك الهدايا على أشجار عيد الميلاد
    Sonra da onunla beraber kestane ağacının oraya gittin başında çiçeklerden yapılma tacın vardı sanki o çok komikmiş gibi gülüyordun. Open Subtitles وذهبتم بعدها لشجرة البلوط انت وتاجك المصنوع من الزهر تضحكين وكانه يملك حس دعايه
    - Sahi mi? Şu bir ginkgo ağacının kabuğu. Open Subtitles هذا لحاء من شجره الجينكو
    "Kestane ağacının altında... Open Subtitles "تحت الشجره الكستنائيه المورقه.
    Yavruları büyüdükçe pisonya ağacının yapışkan ve kancalı tohumları yavrulara yapışır. Open Subtitles بينما تنمو صغارها، اشجار البيسونيا تطور بذور التى هي لزجة ومجهّزة بخطّافات.
    Bu kristal dikkate değer görülmeyebilir, ama sekoya ağacının tohumu öyledir. Open Subtitles ربما لا تبدو هذه البلورة جذابة لكن هكذا تبدو نباتات شجر السكويا
    Porsuk ağacının kutsal olduğunu ilk düşünen, rahip sınıfı üyeleriydi. Open Subtitles لقد كان كاهنا أول من فكر في الصنوبر كنبات مقدس
    Louise Leakey dün anlattı, biz evrim ağacının bu dalına hayatta kalan tek grubuz. TED لويس ليكي تحدث بالأمس عن كيف أننا الوحيدين في هذا الفرع الأيسر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more