"aşıların" - Translation from Turkish to Arabic

    • اللقاحات
        
    • اللقاح
        
    Tip 1 diyabet hastası ve aşıların şeytani olduğuna inanıyor. Open Subtitles الفريز، والفستق، يعاني من مرض السكري، ويؤمن أن اللقاحات شيطانية.
    aşıların çoğu bu 160 yıllık teknolojiyle, iğne ve şırıngayla yapılır. TED معظم اللقاحات تتم بواسطة الإبرة والحقنة, هذه التقنية التي تبلغ من العمر 160 عاما
    Birincisi bir sonraki nesil aşıların gelişmesini bağışıklık tepkileri açısından durdurmasının muhtemel olduğu. TED أحدهم قد يكبح الجيل القادم من اللقاحات من حيث استجاباتهم المناعية
    Bir adım geri atarak, sizlere aşıların işleyişini basitçe anlatacağım. TED ولذلك، سأعود قليلاً للخلف واشرح لكم كيف تعمل اللقاحات بشرح بسيط.
    Büyük firmalar bilimin çok zor olduğu ve aşıların da büyük ticari başarı getirmediği düşüncesiyle aşı çalışmalarından uzaklaştılar. TED لقد إيتعدت الشركات الكبرى عن إنتاجه, لإنهم يعتقدون أن أساسه العلمي معقد جدا, و إعتبروا اللقاح كصفقة غير مربحة.
    Aynı aşıların yığınlar hâlinde taşınması yerine dijital bir dosya içinde gönderilmeleri binlerce hayat kurtarmayı vaadediyor. TED إن إرسال اللقاحات حول العالم كملف تقني، بدل تخزين نفس اللقاحات ونقلها، يعد بحفظ الآلاف من الأرواح.
    Ve genel bir yanlış anlayış var ki o da aşıların otizme neden olduğu şeklinde. TED و التصور الخاطئ الشائع يقول بأن اللقاحات هي ما تسبب التوحد.
    Açıkçası hangi aşıların veya güçlendiricilerin ergenlik sonrasında olmamız gerektiğini çoğumuzun bildiğini sanmıyorum. TED وأنا لست متأكدة الآن إذا كان الكثير منا يعرف ما هي اللقاحات أو المقويات التي يجب علينا أن نأخذها بعد سن المراهقة.
    Bu aşıların taşınma yollarından bir tanesi. Bunlar styrofoam gövdeler. Bunlar insanlar tarafından taşınıyorlar, ama ayrıca pikap araçların arkalarında da taşınıyorlar. TED هذه هي أحد طرق حمل اللقاحات. هذه صناديق من الستايروفوم. يحملها الناس أو أيضا يضعونها في خلفية الشاحنات.
    - Penisilinin, aşıların, antibiyotiklerin bu dualara birer cevap olması mümkün değil mi? Open Subtitles اذاً , أليس من المعقول أن البينسلين , اللقاحات و مضادات الجراثيم هي استجابة لتلك الصلوات ؟
    Birçok açıdan bunun bağlı oldu şey, aşıların başarılı bir teknoloji olması. TED وكل الإمتنان يعود إلى -- في أكثر المجالات أنَّ اللقاحات هي تقنية ناجحة.
    Fakat diğer teknolojiler gibi, aşıların da yetersizlikleri var, iğne ve şırınga bu hikayede anahtar roldeler-- bu eski teknolojide. TED لكن تماما مثل أي تقنية أخرى اللقاحات لديها نقاط ضعف والإبرة والحقنة هما جزء رئيسي بتلك القصة -- هذه التقنية القديمة
    DSÖ'nün Afrika verilerine göre aşıların yarısının soğuk zincir problemi yüzünden işe yaramadığı ortaya çıkmış. TED من يقدر أنه في أفريقيا، الى نص اللقاحات المستعمله هناك تعتبر لا تعمل كما يفترض بسبب انه في مرحلة ما، السلسلة الباردة انقطعت.
    Bunlar çoğumuzun iklim değişikliği veya aşıların güvenliği gibi önemli bilimsel meselelerde güvendiği aynı organizasyonlar. TED وهذه هي بالضبط نفس المنظمات التي يثق بها معظمنا عندما يتعلق الأمر بقضايا علمية مهمة أخرى كالتغير المناخي العالمي أو سلامة اللقاحات
    Ne yazık ki konuşmacılar, dinleyicileri onların doğru sandığı yanlış bilgilerle idare edebilir; aşıların otizme sebep olduğu, yanlış olduğu kanıtlanmış fakat hâlâ tartışılan iddialar gibi. TED للأسف الشديد، يستطيع المتحدثون أيضًا التأثير على الناس بمعلومات كاذبة ويعتقدُ الجمهور أنها حقيقية، مثل الادعاء الذي ثبت عدم صحته، لكن ما زال يُعتقد كثيرًا أن اللقاحات تسبب مرض التوحد.
    Hindistan, Meksiko ve diğerleri deneysel grip aşıları yapmaya başladılar ve bu aşıların da ilk defa yerlerde kullanıldığını göreceğiz. TED الهند, المكسيك, و غيرهم بالفعل يصنعون لقاحات تجريبية للإنفلوانزا, و ربما يصبحون أول الأماكن التي تستخدم فيها تلك اللقاحات.
    Daha sonra, geliştirilen aşıların patentlerinden sadece milyarlar kazanmayacaksın... uzay programının da kurtarıcısı sanılacaksın. Open Subtitles ثم، لن تجني فقط المليارات... من براءات اختراع تطوير اللقاحات... ولكن ستكون أيضا المنقذ المفترض لبرنامج الفضاء.
    Hatta Hastalık Kontrol Merkezi ile iletişime geçip Orange County'e gitmeden hangi aşıların olunması gerektiğini sordum. Open Subtitles أنا حتى إتصلت بمركز مكافحة الأمراض لمعرفة " أي اللقاحات يُوصون به للسفر لمقاطعة" أورانج
    Nanopatch'in asıl faydası aşıların sıvı olmaması ve soğutmaya ihtiyaç duymuyor. TED ميزة مهمة للنانوباتش أن اللقاح يكون بصوره جافة، وحين يكون جاف، فهو لا يحتاج الى تبريد.
    İnsanlar eczanelerde aşı olmak için sıralara giriyorlardı ama aşıların bu yeni viruse karşı onları koruyabilecek doğru aşı olup olmadığını bilmeden. TED لشراء مطهر اليدين. وتقف الناس صفوفًا في الصيدليات ليأخذوا اللقاح، والذي لا يعلمون إذا كان هذا اللقاح يحميهم بالفعل من الفيروس الجديد.
    Tıpkı aşıların bedenimizi hastalıkla savaşması için uyarması gibi biz de bağışıklık sistemimize dokular geliştirerek yaraları daha hızlı iyileştirmesini öğretebiliriz. TED مثل اللقاح الذي يحفز أجسامنا على مكافحة الأمراض، نستطيع توجيه جهازنا المناعي لبناء الأنسجة ومداواة الجروح بشكل أسرع.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more