Ve yaşadığı korkunç acıların ışığında daireyi ona vermeye karar verdik. | Open Subtitles | وفي ضوء المعاناة الفظيعة التي مرّ بها، قررنا أن نعطيه إياها. |
Çekilen acıların büyüklüğü, bizleri adeta duyarsızlaştırıyor. | TED | اتلاحظون، حجم المعاناة يخّدرنا إلي نوع من اللامبالاة. |
Ve Tanrı gözlerinden bütün yaşları silecek; ve daha fazla ölüm, keder, gözyaşı olmayacak, öncekilerin çektiği acıların hiçbiri olmayacak. | Open Subtitles | و سوف يجفف الرب الدموع من أعينهم و سوف لا يكون هناك موت و لا ندم و لا بكاء و لن يكون هناك المزيد من الآلام |
Bütün çektiğimiz acıların bir şekilde daha büyük bir tasarıya eklenmesi. | Open Subtitles | أن جميع معاناتنا ستنتقل بطريقةٍ ما إلى.. خطةٌ أكبر |
Ya da, sizi temin ederim, bu baş ağrısı çekeceğiniz acıların en hafifi olacak, Bay Webber. | Open Subtitles | أو, أأكد لك, بأن هذا الصداع سيكون هو أقل آلامك سيد ويبر |
Onu bu acılardan koruyacağına... kendi acıların için suçladın. | Open Subtitles | عوضا عن حمايتها من المزيد من الألم لمتها على ألمها |
Hadi. Tacını dile, ve bütün acıların sona ersin. | Open Subtitles | هيّا، تمنّي الحصول على تاجك وستزول كلّ معاناتك |
Peki, müvekkiliniz ölüme tüm acıların çözümü olarak mı görüyor? | Open Subtitles | تقصدين أن الموت هو الحل الأنسب لمعاناتنا |
Yani, çektiğimiz tüm acıların nedeni, sadece acı çekmekmiş. | Open Subtitles | لذا كان الغرض من كل ما لدينا من معاناة هو فقط المزيد من المعاناة. |
Bu acıların nedeni tutkularımızdır-- ...bu bağlamda benim tutkum yüksek kaliteli çocuk programları yapmaktır. | Open Subtitles | الرغبة سبب المعاناة. في هذه الحالة، رغبتي كانت اعداد برنامج أطفال عالي المستوى. |
Benim çektiğim acıların bir dakikasını bile hayatında yaşamamışsındır hiç. | Open Subtitles | أنت لم تذق مر المعاناة ولا لدقيقة واحدة في حياتك مقارنة بما قاسيته |
Öylesi büyük acıların ve şiddetin üzerinden uçuyorsun ve asla aşağı bakamayacağını biliyorsun. | Open Subtitles | ها أنت تطيرين من فوق الكثير من المعاناة و الخوف و تعلمين أن ليس بإمكانك النظر للأسفل |
Sebep olduğum bütün acıların ve hissettiğim bütün ısdırapların şimdi hiçbir manası yok. | Open Subtitles | كل الآلام التي سببتها والمعاناه التي اشعر بها لا شئ الان |
Sen MTV'dekiler gibi bir kıyı evinde yaşarken buranın acıların evi olmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | .. لن أدع هذا يكون منزل الآلام .بينما أنت تعيش برفاهية .. |
Sebep olduğum acıların da farkındayım. | Open Subtitles | وأعى تماماً الآلام التى سببتها |
Çünkü eğer masumiyeti ile suçluluğu birbirinden ayıramazsak bize olan her şey bütün o acıların bir anlamı olmaz. | Open Subtitles | الأبرياء عن المذنبين كل ماحدث لنا, كل معاناتنا لامعنى لها |
Çünkü, acıların gerçek sebebini bulmak ve... | Open Subtitles | لأن أرادَ الإكتِشاف السبب الحقيقي مِنْ معاناتنا و... |
Kişisel sancıların, büyük acıların,.. | Open Subtitles | الآن، آلامك الشخصيّة، معاناتك الهائلة |
Gidip sadece ve insancıl bir hayat yaşa ve tüm acıların yok olup gitsin dedi. | Open Subtitles | قائلا: "امض فلتحيي حياة من البساطة والتواضع، وكل آلامك ستمحى." |
Kuralları çiğnediniz ve "acıların dünyasına" giriş yaptınız. | Open Subtitles | أنتما تتعديان على ممتلكات خاصة ودخلتما للتو عالم من الألم |
acıların muazzamdı, umudunu kaybetmiştin. | Open Subtitles | ..كابدتِ الكثير من الألم و حظيتِ بالقليل من الأمل |
Geçmişteki acıların seni gelecekte güçlendirir. | Open Subtitles | معاناتك في الماضي هي قوتك في المستقبل |
Burada olan herşey, benim hatam... lanet, şişeler, Jafar, bütün acıların... | Open Subtitles | كلّ ما حدث هنا كان بسبي اللعنة، القوارير، (جعفر) وكلّ معاناتك |
Peki, müvekkiliniz ölüme tüm acıların çözümü olarak mı görüyor? | Open Subtitles | تقصدين أن الموت هو الحل الأنسب لمعاناتنا |