| Kızınızın sizi acıyla özdeşleştirmesini engellemeye çalışmak olsun. | Open Subtitles | سواء أقصدت أن تدع طفلتك تنتهي من احساسها بالألم |
| Çoğu insan hastaneye bir çeşit acıyla gelir. | Open Subtitles | معظم الأشخاص الذين يأتون إلى المشفى يأتون لأنهم يشعرون بالألم |
| Herkesin acıyla bir baş etme yöntemi vardır. Bazılarının yöntemi pek iyi sayılmaz. Ne demezsin. | Open Subtitles | كل شخص يتعامل بالألم بطريقتهم الخاصة بعضهم ليس كالآخرين |
| acıyla iki büklüm oluyorlar ve bayılıyorlar. Sonra da bilinçsiz kalıyorlar. | Open Subtitles | هم يبدون فقط يتضاعف عندهم الالم ويغمى عليهم ويفقدون الوعى. |
| acıyla savaşacaktır, evet fakat Agieller her insanın hakkından gelir. | Open Subtitles | .نعم, سيحارب الالم .لكن اسواطهم تستطيع كسر اي رجل |
| Bazen, insan acıyla baş başa iken, ki böyle anlar gereklidir, | Open Subtitles | في بعض الأحيان و عندما يكون المرء وحيداً مع تلك الآلام و تلك لحظة من الضروي أن تحدث |
| Sonra acıyla baş etmek için kendi yöntemlerimi bulmaya başladım. | Open Subtitles | بعد ذلك بدأت أبحث عن طرق أخرى للتعامل مع الألم |
| Aniden sol gözüm büyük bir acıyla kapandı ve gözümün neden göremediğini anlayamadım. | TED | فجأة عيني اليسار انطفأت بألم شديد ولم أستطع أن أعرف لماذا لا أستطع أن أرى بها. |
| Ama aslında bu gerçekler acıyla, istismarla, ayrışmayla, marjinalleşmeyle gölgeleniyor. | TED | ولكن في النهاية ، فإن هذه الأُمور تغلّفها المعاناة ، الإستغلال ، الإهانة ، والتهميش. |
| O koltukta oturup, kendinizi çok güçlü zannediyorsunuz... neden olduğunuz acıyla gülüp eğleniyorsunuz. | Open Subtitles | تجعلك تشعر بالكثير من القوة وأنت تجلس على أريكتك تضحك وتستهزئ بالألم الذى تسببه |
| Bu acıyla ilgili olarak Bayan Fleming bu hissi nasıl tanımlarsınız? | Open Subtitles | آه، فيما يتعلّق بالألم يا سيّدة فليمينغ، كيف تصفين الإحساس؟ |
| acıyla desteklenmeyen sorular bozuk paralar gibidir. | Open Subtitles | الأسئلة الغير مدعومة بالألم مثلعملاتنحاسية.. |
| Herkes acıyla ilgili olduğunu sanır. | Open Subtitles | كل شخص يعتقد أن الأمر متعلق بالألم |
| Aslında acıyla değil, güvenle ilgilidir. | Open Subtitles | إنه ليس متعلق بالألم. إنه متعلق بالثقة |
| Bazen de acıyla ilgilidir. | Open Subtitles | في بعض الأحيان إنه متعلق بالألم |
| acıyla omzunu kavramış gibi. | Open Subtitles | حسنا، هذه هي بصمات يدها بالدم وتظهر أنها أمسكت كتفها لتوقف الالم |
| Senin vampirliği acıyla bağdaştırmanı sağlayarak zamanla insan kanı düşüncesiyle çıkan vampir hislerini tamamen bastırmana yardımcı olacağım. | Open Subtitles | ستتكيّفين مع الالم بمرور الوقتِ و تفكيرك بالدم البشريّ حينها سيجعلكِ تقمعين حواس مصّاصة الدماء تماماً |
| Bugün o acıyla karşılaşman aşılamaz bir şey ama üstesinden geldin ve yine de benimle Agatha'ya yardım edecek bir yol buldun. | Open Subtitles | كونكِ تواجهين هذا الالم اليوم لابد وانه يصعب تخطيه , لكنكِ ارتفعتِ فوقه . ووجدتِ سبيلا لتساعديني واجثا |
| Hep, paylaşıldığı zaman acıyla daha kolay baş edildiğini düşündüm. | Open Subtitles | لطالما وجدت أنّ الآلام تكون أكثر قابليّة للسيطرة عندما تشاركها مع شخصٍ ما |
| Her gün o acıyla yaşadım ben Dawson. Seni suçladım. | Open Subtitles | عشت مع الألم كل يوم في حياتي، وألومك على هذا |
| Eğer yüreğimde bir parça yerim olduysa... uzak tut kendini mutluluktan... ve bu haşin dünyada acıyla soluk almaya devam et ki... | Open Subtitles | ان سكنت يوما قلبك اعفني من فلسفة هذا العالم القاسي اني اتنفس بألم |
| Eğer çizgiyi aşarlarsa... onları sonsuz acıyla dolu bir dolaba tıkarsın. | Open Subtitles | إذا خطو يضع خطوات على طريق الصواب يجب عليك أن تعطيهم فترة للإستراحة في حجرة المعاناة العميقة جداً |
| # Arada tokatlar Yaşarsın aşk ve acıyla # | Open Subtitles | ♪ إنهُ يُهينك في كل حين ♪ ♪ وأنتِ تعيشين وتحبّين في أسى ♪ |
| Evet, ama neden kendini hidrojen siyanürle korkunç bir acıyla öldürsün ki? | Open Subtitles | باستخدام سيانيد الهيدروجين , الذي يسبب ألماً فظيعاً في حين تقوم بادّخار الحبوب التي ستجعلها |
| Ben insanlara acıyı çok daha zararsız olan bir başka acıyla, değiştirmeleri için yardım ediyorum. | Open Subtitles | ... أساعد الناس لإستبدال نوعٍ واحد من الألم بـِ آخر أخرٍ غير مؤذيَّ |