Adalet Birliği müdahale ihtiyacı duyarsa, müdahale eder. | Open Subtitles | فاذا ماتطلب الامر تدخل فرقة العدالة فليكن ذلك |
Ekip'in bütün takımları ve Adalet Birliği birimleri yerlerini aldı ve hazır. | Open Subtitles | كل الفرق ووحدات فرقة العدالة في الأماكن ومستعدة |
Adalet Birliği, korumakla yükümlü olduğu gezegenin gökyüzüne casusluk yapmak için kendi uydusunu kurmuş. | Open Subtitles | إتحاد العدالة لديهم أعين فى السماء. جواسيس على هذا الكوكب والذين يدعون أنهم يحمونا. |
Sadece Adalet Birliği üyeleri ve Ekip'in kıdemli üyelerinin Gözlem Kulesi'ne girme yetkisi var. | Open Subtitles | فقط أعضاء إتحاد العدالة, وكبار الأعضاء فى الفريق مرخص لهم بإستخدام برج المراقبة. |
Adalet Birliği'nin kazandığı bütün o savaşlar... | Open Subtitles | كل المعارك التي خاضها فريق العدالة أنتصروا بها |
Üçümüz bu takımı Adalet Birliği bizden sır sakladığı için kurduk. | Open Subtitles | الـ 3 منا بدأوا هذا الفريق لان اتحاد العدالة كان يحفظ الاسرار منا |
Adalet Birliği'nin veritabanına erişime ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج الدخول إلى قاعدة بيانات أتحاد العدالة |
Yarım milyar doları sırf Adalet Birliği başka bir plânına engel olmasınlar diye mi harcayacaksın? | Open Subtitles | إلتزمت للتوّ بأكثر من نصف بليون دولار... فقط لتُزيح قضاة العدالة من الطريق بخطة أخرى؟ |
Elbette saldırı Dünya'nın en kudretli kahramanlarını Adalet Birliği hâline getirdi. | Open Subtitles | . بالتأكيد هذا الهجوم قد جمع أعظم أبطال الأرض . مكونين من فرقة العدالة |
Ama cinayetlerde bulunan delillerin Adalet Birliği'ni işaret ettiğini bilmenizi isterim. | Open Subtitles | لكن أريدكم أن تعرفوا بأن الأدلة الجنائية إلى حداً ما تُورّط فرقة العدالة بتلك الجرائم |
Adalet Birliği'nin, Amerika'nın en iyi bilimcilerini öldürdüğünü düşünüyor. | Open Subtitles | لديها انطباع بأن فرقة العدالة تقتل أعظم علماء أميركا |
İnsan ırkının Adalet Birliği'ni etkisiz hâle getirmesi gerekebilir diye. | Open Subtitles | في حالة أراد الجنس البشري التخلُّص من فرقة العدالة |
İtiraf edelim Adalet Birliği üç başlı hidra olabilir ama asıl önemli olan tek bir baş. | Open Subtitles | فرقة العدالة ربما تكون هيدرا ذات ثلاثة رؤوس لكن هناك رأس واحدة فقط هي الأهم فيهم |
Adalet Birliği'nin hikayenin doğruluğunu araştırması gerek. | Open Subtitles | إتحاد العدالة سيكون بحاجة إلى التأكد من قصتك. |
- Hemfikiriz. Ne var ki Adalet Birliği Odayı zaten tam da bu amaçla korumaları altında tutuyor. | Open Subtitles | هذا صحيح, لكن إتحاد العدالة يسيطرون بالفعل على القاعة من أجل هدف مُحدد. |
Adalet Birliği özgürlüğünü ve İtibarına size ve Takım'a borçlu. | Open Subtitles | إتحاد العدالة يُدينون بحريتهم و سمعتهم لكِ و لفريقك. |
Zaman Tuzakçısı'nın güçlerini Adalet Birliği'ni sonsuza dek yok etmekte kullanacağım. | Open Subtitles | سأستخدم قوى صيّاد الوقت لتدمير إتحاد العدالة إلى الأبد |
Zaman Tuzakçısı'nın tüm Adalet Birliği'ni nasıl varlıktan sildiğini gördün. | Open Subtitles | لقد رأيت كيف صيّاد الوقت محا إتحاد العدالة بإكمله من الوجود |
İkincisi olsaydı Adalet Birliği mutlaka yardımcılarının intikamını almaya gelirdi. | Open Subtitles | فان اخفقتم فان فريق العدالة سيثأر لرفاقهم. |
USS Defiant, burası Adalet Birliği. | Open Subtitles | المقاتلة الأمريكية, هنا فريق العدالة |
Planın başarısı için bütün Adalet Birliği'nin bitkilerle dövüşürken görünmesi gerek. | Open Subtitles | , لهذه الخطة لتنجح كل ّ اتحاد العدالة يجب ان يرى يقاتل المخلوقات النباتية |
Adalet Birliği'nin Rimbor'da ne yaptığını biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف ماذا فعل أتحاد العدالة على ريمبور |
Adalet Birliği üyeleri, gezegendeki en güçlü ve potansiyel olarak en tehlikeli bireyler. | Open Subtitles | قضاة العدالة هم بين الأقوى... والأشخاص الخطرين فعلاً على الكوكب. |
Daha çok bir Adalet Birliği gibi. | Open Subtitles | أشبه العدالة الجامعة. |