Alnında küçük, beyaz bir yıldızı olan siyah midilliyi hatırlarsın. | Open Subtitles | تذكري، المُهر الأسود الذي كنتِ تضعين على جبهته نجمة بيضاء؟ |
Özellikle de Alnında iki bıyıkla operaya gittiğinde. | Open Subtitles | كلا, خصوصاً عندما يذهب إلى الأوبرا و هناك شاربين على جبهته |
Alnında bir TV ekranı olsaydı ve kulaklarından nefes alabilseydin mükemmel olacaktın. | Open Subtitles | إن كان لديك تلفاز على جبهتك وتستطيع التنفس من أذناك لكنت مثالي |
Sen de Alnında fiyat etiketi olan garip kızsın. | Open Subtitles | أنت الفتاة الغريبة التي كنت تضعين ثمناً على جبينك |
Alnında kırışıklar var. Çok ciddi. | Open Subtitles | لقد أظهرت بعض التجاعيد فس جبهتها إنني جادة |
Mumu üfleyince Ray Alnında büyük bir yarayla içeri girdi. | Open Subtitles | و بمجرد ما ان اطفئت الشمع دخل تراى كالسون و به جرح دامى كبير فى جبينه |
Oğlum, sallanma demirinden düştüğü için Alnında bir sürü dikiş var. | Open Subtitles | جبهة طفلي بالكامل فيها غرز بسبب القفز في غابة الصالة الرياضية |
-Niye? Çünkü, bu adam götünün Alnında olduğunu bilmiyor. (! ? | Open Subtitles | لشيء واحد، الرجل لا يعرف مؤرخه من جبهته. |
Alnında yumruk şeklinde bir morluk var, yanağında ve kırık çenesinin yanındaki çukurlar var. | Open Subtitles | هذه الكدمه على شكل قبضه يد على جبهته والحفر على خده نتيجه الفك المكسور |
Mesela birisi rahatsız olduğunda kaşları yukarı kayar ve Alnında çizgiler oluşur. | Open Subtitles | على سبيل المثال عندما يكون احدهم في مأزق فأن حواجبه ترتفع مسببة ظهور خطوط على جبهته |
Ona O-Man derdik, çünkü Alnında 6'ya benzer bir doğum lekesi vardı. | Open Subtitles | "نطلق عليه "يومان لأنه لديه وشم على جبهته الذي يبدو كارقم 6 |
Zarif, geniş Alnında kaşlarının üstünde dörder çizgi var. | Open Subtitles | صار على جبهتك العريضة أربع تجاعيد فوق كل حاجب من حاجبيك |
Alfa Gama'yı Alnında yazsa bile bilmezsin sen. | Open Subtitles | لا تعرفى جاما ألفا حتى لو كان ملصوق على جبهتك |
Aman Tanrım, derin doku masajları, krepler... Alnında bir TV ekranı olsaydı ve kulaklarındna nefes alabilseydin mükemmle olacaktın. | Open Subtitles | يا رجل ، تدليك عميق وفطائر.. إن كان لديك تلفاز على جبهتك وتتنفس من أذنيك لكنت ستكون مثالي |
Kırmızı senin peçen , kırmızılar parlatıyor saçlarını... kırmızı Alnında nokta olmuş, miskle güzel koku. | Open Subtitles | الأحمر هو وشاحك، واللون القرمزي في جبينك والنقطة الحمراء في جبينك، عبيرها مثل المسك |
Ama Alnında büyük bir iz bırakmış, ve saçını geri yatırmış. | Open Subtitles | ولكنها تترك علامة كبيرة على جبينك وتدفع شعرك الى الخلف |
Ve Alnında ismi yazıyordu, bir gizem: | Open Subtitles | :و كان هناك اسم غامض مكتوب على جبهتها |
Kurbanın saçı, hızla dönen aksa takılmış ve böylece kurban araca çekilmiş ve aks, kurbanın Alnında, kafatası çeperinde ve beyninde delik açmış. | Open Subtitles | غزل عمود التسيير الداخلي بسرعة أمسك شعر الضحيّة وسحبها للداخل، ومِن ثمّ ثُقبت حفرة في جبهتها اليُسرى والعظمتان الجداريّتان وإلى دماغها، |
Evet, ayrı bir küçük gelen Alnında kontüzyon , onunla fiziksel olarak yanlış bir şey yok . | Open Subtitles | بغض النظر عن الكدمة الصغيرة التي على جبينه هو ليس مصاب بأي شيء جسدي |
Üç gün boyunca Alnında göğüslerle gezenlerden? | Open Subtitles | يمشي في الأنحاء و على جبينه أثداء لمدة ثلاثة أيام ؟ |
Evet, Zoe'nin Alnında DNA örneği almaya yetecek kadar tükürük izi bulundu. | Open Subtitles | نعم الشباب في المختبر وجدوا أثارا من اللعاب على جبهة زوي ما يكفي لتحليل الحامض النووي |
Alnında kablolarla beyin aktivitelerini ve ve kafa içi basıncını ölçen iki küçük delik var | Open Subtitles | يوجد هناك ثقبين صغيرين في جبينها من خلال قياس نشاط الدماغ والضغط داخل الجمجمة |
Hafif bir kafa travması geçiriyor. Alnında ve yanağında ezikler mevcut. | Open Subtitles | ارتجاج طفيف في الرأس، كدمات على الجبين والجذع |
Sadece Alnında "Kahrolası hayatımda daha önce hiç kumarhaneye gitmedim." diye yazanların cebinde geziyor. | Open Subtitles | فى جيب كل زبون سوى أولئك الذين مكتوب على جبينهم لم أدخل ملهى قط فى حياتى اللعينة |